hesabın var mı? giriş yap

  • olm akit başlığı açıyorsan "görsel" koyacaksın görsel. bu yazılı olmayan kuralı bilmiyorsan açma mnk başlık.

    okur görsele tıklayacak, 1 en fazla 2 cümle okuyacak, sonra basacak kalayı ve kapatacak.
    bu!! bu kadar!!
    süreç bundan ibaret. akitin bir kullanıcının hayatından çalması gereken maximum süre bununla kısıtlı olacak.

    görsel

  • loki sonrası marvel studios'un dördüncü disney+ projesi olan what ıf'in geçtiğimiz günlerde resmi fragmanı yayınlandı. fragmana geçmeden önce what ıf konseptinin çizgi romandaki başlangıcına bakmamız lazım. marvel ana sürekliliği bilindiği üzere earth-616 olarak anılıyor. bu evrenin dışında ultimate evreni (earth-1610), old man logan evreni (earth-807128), house of m evreni (earth-58163) gibi sonsuz sayıda başka evren daha var. bu evrenler marvel multiverse'ünü oluşturuyor. what ıf hikayelerinin her biri ana süreklilik olan earth-616 dışındaki evrenlerde geçen hikayelerden oluşuyor.

    ilk what ıf çizgi romanı 1977 yılının şubat ayında eğer spider-man, fantastic four'a katılsaydı ne olurdu sorusuyla başlıyor. ikinci sayı eğer hulk, bruce banner'ın zihnine sahip olsaydı ne olurdu sorusunun yanıtını arıyor. konsept olarak what ıf, marvel karakterlerinin bildiğimiz süreçlerinin dışında başlarına bi'şeyler gelseydi ne olurdu sorusuyla yola çıkıyor.

    dizi ilk kez 2019 yılında san diego comic-con'da duyurulduğunda itiraf etmeliyim ki en az merak ettiğim proje olmuştu. bunun birinci sebebi marvel cinematic universe içerisinde what ıf konseptinin işlevselliğinin düşük olacağını düşünmemdi. diğeri ise animasyon olmasıydı. star wars evreninden örnek vermek gerekirse bir çok canon star wars animasyonu olmasına ve hepsini izlememe rağmen asla live-action projeler kadar heyecanlanamıyorum. bir noktadan sonra izlerken kendimi kopmuş hissediyorum. lakin bütün düşüncelerimi 180 derece değiştiren bir şey oldu; loki

    loki dizisi mcu'da bir çok şeyi sonsuza kadar değiştirdi. hikaye anlamında baktığımız zaman loki'nin captain america: civil war, avengers: ınfinity war, avengers: endgame kadar önemli olduğunu söylemek mümkün. mcu'nun yeni büyük villain'ı olan kang'i evrene katmasının yanında, multiverse konseptini derinlemesine bir şekilde evrene yerleştirdi. loki'nin bu hamlesi what ıf dizisinin de mcu içerisindeki yerini biranda üst sıralara taşıdı. what ıf'e karşı oluşan beklenti loki dizisi ile birlikte hiç olmadığı kadar arttı. eğer şöyle olsaydı ne olurdu gibi alternatif hikayeler sunacak olan yapım loki'nin müdahalesiyle mcu'nun yepyeni ve taze olan multiverse hikaye akışının ilk yapımı oldu. dizi yeni multiverse için canon hale geldi. benim gibi yapıma karşı ilgisi daha düşük olan insanların dikkatini olabilecek en güçlü şekilde çekti.

    marvel studios, evren kurma ve bu evreni yaşatma konusunda kendisini çoktan ispatlamış olmasına rağmen bazen olağanüstü fikirlerle şaşırtmaya devam edebiliyor. geriye yönelik filmlerin ve hikayelerin değerini de arttırabiliyor. başarılarının en büyük sebeplerinden biri bu olsa gerek. örnek vermek gerekirse avengers: endgame'de thor ve annesinin ilişkisi belki de en zayıf mcu filmlerinden olan thor: the dark world'ün değerini arttırıyor. captain america: the winter soldier ve captain america: civil war kendilerinden biraz daha zayıf olan captain america: the first avenger'ın değerini arttırıyor. eylül ayında vizyona girecek shang-chi and the legends of the ten rings'in mandarin üzerinden ıron man 3'ün değerini arttıracağına eminim. benzer şekilde loki bir proje olarak soru işareti bırakan what ıf'i biranda en çok beklenen yapım haline getirebiliyor. işte bu gerçekten başarılı bir yönetime işaret ediyor. geçmiş ya da gelecek bütün projeleri dinamik halde tutmak gerçekten önemli bir iş.

    artık fragman geçme zamanı geldi. fragmanın ilk sahnesi son derece akıllıca bir şekilde mcu'nun ilk sahnesi ile açılıyor. tony stark'ın geçirdiği kaza. ama bir farkla bu sefer olay olmadan killmonger tarafından kurtarılıyor tony ve ilk sorumuz sorulmuş oluyor; eğer tony stark, killmonger tarafından kurtarılsaydı ne olurdu ? ardından doctor strange, t'challa gibi karakterlerin başlarına farklı olayların geldiğine şahit oluyoruz. doctor strange karanlık bir yola sapıyor. yondu ise t'challa'yı kaçırıyor. kavanoz içerisinde scott lang'in kafasını görüyoruz. howard the duck ve shuri gibi tanıdık yüzler fragmana serpiştirilmiş halde.

    ilk avengers filmindeki toplanma sahnesinin tamamen farklı bir versiyonunu görmekte mümkün. bu sefer guardians of the multiverse adı verilecek olan bir ekip bizi karşılıyor. gördüğümüz kadarıyla bu ekipte t'challa star-lord, captain carter, party thor ve bir çeşit killmonger var. ki başka sürpriz karakterlerde olacaktır. bu ekip belki de gelişimini tamamlamış bir ultron ile ya da dünya'yı yönetmeye başlayan bir loki ile karşılaşacak. what ıf konsepti ile artık her şey mümkün görünüyor.

    ilk gelen bilgiler dizinin mcu filmlerinin takip edeceği yönündeydi. yani ilk ıron man filmindeki olaylar farklı olsa ne olurdu ? captain america: the first avenger'daki olaylar farklı olsa ne olurdu şeklinde. mesela ilk captain america filminin alternatif versiyonunda süper asker serumunu agent carter alıyor ve captain carter'a dönüşüyor. muhtemelen steve rogers ise fragmanda gözüken ıron man zırhına benzeyen bir zırh giyiyor. spider-man'in olduğu bölüm ise zombi bölümü. o bölümdeki spider-man'e zombie hunter spidey diyecekler. marvel evrenindeki sevdiğimiz bir çok karakteri zombi olarak göreceğiz. ki spider-man ve zombi mevzusuna spider-man: far from home'da göz kırpılmıştı.

    bölümlerden sanki birbirinden bağımsız gibi bahsettik ama fragman dikkatli izlenildiğinde bir çok karakterin yollarının kesiştiği görünüyor. nasıl ki phase 1 filmlerinde karakterleri bir araya toplayan ve onlara rehberlik eden nick fury varsa what ıf hikayesinde ise uatu olacak. uatu karakterlere karışmasa da en azından bize rehberlik edecek.

    uatu'nun kim olduğuna da bakmamız lazım elbette. uatu the watcher çizgi romanlarda ilk 1963 yılında fantastic four'un 13. sayısında gözüken the watcher ırkına mensup bir karakter. the watcher ırkı evrende olup biten her şeyi izleyip kaydeden ama karışmayan bir ırk. uatu ise ayda yaşayan dünya gezegenini ve çevresini takip eden bir watcher. her ne kadar karışmaması gerekse de uatu diğerlerinden biraz farklı bir karakter. özellikle reed richards ve fantastic four ile iletişime geçmekten pek çekinmiyor. dizide nasıl bir yapıda olacağını henüz bilmiyoruz. karışacak mı ? sadece izleyecek ve bize mi rehberlik edecek ? bunlar dizi çıktığında cevaplanacak olan sorular.

    what ıf dizisi ile ilgili olarak merak edilen bir diğer şeyde elbette what ıf dizisinde gördüğümüz karakterleri live-action olarak görüp göremeyeceğimiz. ben what ıf'ten live-action'da çok sayıda geçiş olacağını düşünmüyorum. yani yeni black panther, what ıf'ten gelmez. ama doctor strange in the multiverse of madness filminde captain carter cameo'su ya da ant-man and the wasp: quantumania filminde ufak bir gönderme ya da loki ikinci sezonda animasyondan bir olaya referans verme gibi şeylerin olacağını düşünüyorum.

    marvel studios'un ilk animasyon projesi olsa da son animasyon projesi olmayacak what ıf. stüdyonun içerisinde bir minik animasyon stüdyosu kurulması planlanıyor. önümüzdeki yıllarda what ıf dışında da animasyon projeleri göreceğiz. böylece marvel studios hem kendileri için hem de seyirciler için yeni bir alan açmış oldu. bu konuda ne kadar başarılı olacaklarını da what ıf yayınlanmaya başlayınca göreceğiz.

  • bein trio ekibinin yorumlarını toparlarsak:

    -> adana aleyhine tek bir yanlış kararı bile yok ali palabıyık'ın.
    -> fb'nin ise 1 nizami golü sayılmamış, 2 penaltısı verilmemiş ve ndiaye'nin kırmızısı atlanmıştır. daha maç içinde verilmeyen sarılar ve faullere hiç girmiyorum bile. çok büyük bir operasyondu.

    + bein trio ekibinden bülent yıldırım'a göre fb'nin iptal edilen golü nizami.

    elle oynama söz konusu olabilir, açılardan net bir çıkarım yapılamıyor ve ispatı yok dediler. ispatı olmayan bir pozisyonda, sadece hissiyat ile var devreye giremez diyorlar kısaca. (deniz çoban fizik kurallarına göre çıkarım yaptı doğru karar dedi, yine ispat yok aslında. deniz çoban da bence ele değmiş çünkü el yukarı gitmiş diyor)

    + bein trio ekibine göre batshuayi'nin pozisyonu çok net bir şekilde penaltı. ndiaye'nin de 2. sarı kartı atlanıyor. kırmızı görmesi gerekecekti.

    + bein trio ekibine göre altay'ın pozisyonunda sorun yok. kırmızı kart falan yok yani. topu ceza sahası içinde tutuyor altay.

    + bein trio ekibine göre adana'nın penaltı beklediği pozisyonda penaltı yok, karar doğru.

    + bein trio ekibine göre valencia'nın penaltı beklediği pozisyonda penaltı yok.

    + bein trio ekibine göre, ndiaye'nin 3. sarı kartı verilmiyor irfan'ın ayağına basması sonucunda.

    + bein trio ekibine göre, bir futbolcu risk alıp topa yükseliyorsa ceza sahası içinde, topa vurmalıymış. belhanda'nın samet'e yaptığı hareket de net bir şekilde penaltı.

    fenerbahçe'nin 2. penaltısı verilmedi şu ana kadar.

    + altay'ın yaptığı penaltının kararı doğru.

    + valencia'ya el çalınan pozisyonda el yok.

    + valencia'nın attığı golde ofsayt yok.

    + fb'ye son dakikada verilmeyen faul net bir şekilde faul.

  • twitter kullanmayanlar için haberin içeriği;

    36 yaşındaki sevinç çelik, 2014 yılında sağlık bakanı fahrettin koca'nın sahibi olduğu medipolitan sağlık ve eğitim hizmetleri aş’ye bağlı medipol koşuyolu hastanesi’nde burun estetiği ameliyatı oldu.

    ameliyat sonrası şiddetli ağrı ve yüksek ateş başlayınca sevinç tekrar hastaneye gitti. doktorlar ameliyat nedeniyle bunun normal olduğunu, sadece "canının çok tatlı olduğunu" söyleyerek geri gönderdi.

    ne var ki çelik'in ağrıları giderek daha da arttı. durumu kötüleşen çelik devlet hastanesi acil servisine kaldırıldı.

    devlet hastanesinde yapılan incelemede çelik'in kanına mikrop karıştığı ve mikrobun tüm vücuduna yayıldığı tespit edildi. yoğun bakıma kaldırılan kadının ailesine doktorlar iki seçenek sundu: "ya hayatı ya ayakları..."

    aile çaresizlik içinde onay vermek zorunda kaldı, çelik'in bacakları diz altından kesildi.

    çelik, burun ameliyatının yapıldığı hastaneye 300 bin tl maddi, 700 bin tl manevi tazminat talebi ile dava açtı.

    açılan dava 10 yıl sonra sonuçlandı. mahkeme, sağlık bakanı fahrettin koca'nın sahibi olduğu hastanenin bir kusuru olmadığına hükmedip sevinç’in açtığı davanın reddine karar verdi. kararla birlikte avukatların vekâlet ücretinin de iki ayağını kaybeden çelik’in ödemesine karar verildi.

    hastane, kararda belirtilen tutarın ödenmesi için çelik hakkında icra takibi başlattı.

    haber linki kaynak

    olayla ilgili en can alıcı detay,hastanenin sahibi sağlık bakanımız fahrettin koca….filistinli,gazzeli yaralıların uçağını karşılayan,öpüp koklayan fahrettin bey,ben miyim öz yurdumda garip?yavuz hırsızlık yapmayın,kadın cehennemi yaşamış daha fazla çektirmeyin.

  • zamanında nazım hikmet'ten diye paylaştığım yazıdır. ki o dönem ortalıkta dönüyordu. ben de yaralı bir zamanımda paylaşmıştım. nazım hikmet'e ait değilmiş. neyse kim yazdıysa yazı çok güzel, ki o dönem bu yazı bile iyi gelmişti bana. umarım yaralı dostlara az da olsa yara bandı olur.

    bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi halin cezanda indirim sağlamaz. sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "peki o ne yaptı" deme. herkes kendinden sorumludur aşkta. sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.yine içeceksin rakını balığın yanında. üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini... hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....