hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • bu kadın yıllar önce çok talihsiz bir olay yaşadı ve yıllarca onu unutmaya çalıştı belkide hala unutmaya çalışıyor.
    bir zamanlar yaşadığı kötü bir olayı sürekli buraya servis etmek espiriler kasmak...

    bakın beyler bayanlar hayat her zaman size güzel anılar vermez herşey elinizde değildir çünkü.bir gün süslenip dışarıya çıkıyorsunuz ve yolda yürürken bir araba çarpıyor o kazada ayağınızı ve elinizi kaybediyorsunuz olur mu olur.
    aradan yıllar geçiyor ve siz bu kazayı unutuyorsunuz ama düşmanınız ( düşman bile yapmaz) o kazayla ilgili sürekli espiri yapmaya çalışıyor sizce nasıl hissedersiniz?
    biraz empati yapın .

  • başlığa büyük bir heyecanla giren siyasal islamcıları ve etnik faşistleri üzecek diyalogtur.

    filenin sultanları ve yönetim arasındaki dönen o prim diyaloğu:

    akif üstündağ; “şampiyonluk için ne versek az. prim olur, başka bir şey olur. tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz. salonda işiniz bitti. şimdi söz sırası sizde”

    daniele santarelli; “bu konuda konuşması gereken oyuncularım..” diyerek sözü kaptan eda erdem'e bıraktı.
    otelin salonu bir anda sessizliğe büründü. kimseden çıt çıkmıyordu.

    eda erdem;
    "atatürk'ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. ne prim ister, ne de başka özel bir şey. 85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter..”

    ( yeniçağ / şerafettin tilki)

    sporcular bir şey istememiş ama ben halk olarak bir şey istiyorum.

    bu insanları özel uçakla uçurun. vargas tarifeli uçakla uçamaz kardeşim.

    bacakları sığmaz.

    bu insanları ayların yorgunluğu ile kırk beş cm aralıklı tarifeli uçakla ülkeye getirdiniz.

    hiç bir şey yapamıyorsanız,

    tarifeli uçakla uçurmayın ey yetkililer.

    bir de voleybolcularımızı tehdit eden kişileri ilk duruşmada serbest bırakmayın.

    --- spoiler ---

    sözlük'te gündem olması açısından çok önemli arkadaşlar.

    hande baladın'ı yüzüne kezzap atmakla tehdit eden şahıs bugün serbest bırakılmış.

    (bkz: mustafa neşeli'nin serbest kalması)
    --- spoiler ---

  • yapmaması insanlık adına olumlu bir gelişme, şu günlerde böyle bir felaketi daha kaldıramayabilirdik. öte yandan trending topic olmuş her konuda şarkı yazabilen türüt; karantinada değilse şayet bu fırsatı da kaçırmaz, virüsle ilgili bilgi vererek başlayıp dini ve milliyetçi duygulara hitap eden, virüse ve çinliler'e saydırarak diplomatik krize de yol açacak bir türkü patlatırdı.hadi gelin ismail türüt kafasıyla bir türkü yapıp beraber ter atalım :

    -ismail türüt mode on-

    rakifelır rotşidler * oturdi plan yapti, *
    dunyanin nufusini toptan azaltacakti.
    çin'de bir virus çıkti, deduler ki corona;
    bu millet imanlidur; evelallah kor ona!

    köpek yedu doymadu bu şerefsuz çinluler,
    fare yedu doymadu da bu şerefsuz çinluler;
    yarasa hayvanundan acep ne isteduler,
    yarasa hayvanundan da bilmem ne isteduler!

    yarasa çorbasundan olur mi helal gida,
    mete han'dan berudur kahpelik çin'de moda! *
    millete bela oldi bu aşağuluk corona,
    dunyaya bela oldi bu aşağuluk corona!

    (nakarat x2)

    oy corona corona da,
    bela oldi dunyaya.
    komunis çin yuzunden
    düştum karantinaya!

    (tulum solo)

    el ele tutuşmaya inan ki korkayirum,
    uykumda geceleru sel gibi terleyirum.
    maskeler karaborsa, bir tane alamadum;
    markette bir damlacuk kolonya bulamadum.

    (nakarat x2)

    oy corona corona da,
    bela oldi dunyaya.
    allahsuz çin yuzunden
    düştum karantinaya!

    -ismail türüt mode off-

    klibin senaryosu bile belli. ismail türüt sahne alacağı bir düğünde kız tarafının çinli olduğunu görünce terler içinde kalarak bu türküyü patlatıyor: ''çin'de bir virus çıkti, deduler ki corona''

  • ilgili maç olan;

    (bkz: 5 şubat 1999 beşiktaş antalyaspor) maçını beşiktaş futbol takımı 2-1 kazanmıştır.

    kaynak: http://www.tff.org/…ault.aspx?pageid=29&macid=34674

    iddia edildiği gibi puan durumuna bir etkisi olmamıştır.

    he bu penaltıyı vermek itlik midir, şike midir vardır bir bokluk kesinlikle. iyi bir niyet beklemek çok yersiz. kesinlikle araştırılmalı. tek demek istediğim puan durumuna bir etkisi olmayan maçtır. puan durumu gösterilerek imâlara girmeye gerek yok.

    edit: bazı gerizekalılar son paragrafı okumadan her zamanki gibi favori kasmaya çalışmış ama bi okuyun.

    araştırılsın yazıyor orada kocaman. okumaya da mı üşeniyorsunuz arkadaş?

  • koprofaji sanıldığı üzere tamamen patolojik bir olay değildir.

    örneğin tavşanlarda bu olay tamamen fizyolojik olarak gerçekleşir. tavşanlar yumuşak dışkı olarak adlandırılan, %70 su ihtiva eden bir dışkılama olayı gerçekleştirirler. bu dışkının üzeri ince bir mukus tabakasıyla kaplıdır ve bu dışkıyı anüsten çıktığı gibi tekrar yerler. fizyolojik olarak yapılan bu koprofaji çeşitiyle bu dışkıyı tekrar sindirirler ve alınan gıdada sindirilmemiş neredeyse hiçbir şey kalmaz.

    bir de koprofaj böcekler olarak adlandırılan bir böcek türü vardır ki bu böceklerin de doğaya pek çok faydaları vardır. bok böceği olarak adlandırılan bu böcekler doğada bulunan hayvan dışkılarını parçalarlar ve dışkı içinde bulunan parazit yumurta ve larvalarını doğa koşullarına açık bir hale getirirler. bu yolla hem meradaki parazit yükünü azaltırlar, hem karınlarını doyururlar, hem de kendi yumurtalarını bu dışkı parçalarının içine bırakarak onlara korunabilecekleri bir yuva sağlarlar.

    bu iki örnekle boktan bir konu olan koprofaji hakkında bilinmeyen birkaç konuya değinmiş olduk.

  • büyük büyük halam derdi ki, depresyon kapıdan girince asalet bacadan kaçarmış. can sıkıntısından girilen her kuaför salonuna yazılmalı bence bu. ben bi gün lepiska saçlarımla gittim kuaföre, nasıl olacak sorusuna "valla bilmiyorum ya o arayacak ya da bu iş burda biter!" diye cevap vermişim düşün. "hanfendi onu sormuyorum, saçınız nasıl olacak?" sorusuna ise, "biraz kısa." diyebiliyorum sadece. ağlarken yol bile tarif edemem de. dünya umrumda değilken kısalığın karşılığı üç günlük dünya iken "katlı küt olsun bari..." diyorum. kesim işlemi başlıyor: bi terslik hissediyorum hafiften ama yarısında da çıkamam. gözlerim geride bıraktıklarıma sabitlenmişken salma hayek gibi girdiğim kuaförden ibrahim toraman olarak çıkmanın acısı taa yüreğime saplanıyor... (bkz: entry'e ara vermek)

    bu olay, arkadaşlar arasında o kadar alay konusu olmuştur ki, şanlı tarihime birinci toraman vakası olarak geçmiştir. evet bildiniz, ikincisi de olmuştur. hala arada bir hava topuna çıkma hissiyatım bundandır.