hesabın var mı? giriş yap

  • çomar her yerde çomar. bunun farklı bir kelime ile izahı da yok.
    ha bizde amerika'yı protesto edicez diye iphone kırıp dolar yakanlar, ha bunlar.
    yok, kafa kısıtlı çalışıyor ya.

  • türkler olarak genelde zaten bir ya da iki çocuk sahibi olduğumuzdan, onlara koyacağımız isimler bizim için en değerli kişi ya da kavramlara ait.

    on çocuğumuz olsaydı belki birine koyardık ama... kısmet.

    edit: anadolu'nun dilleri elbette zenginliğimiz. mesela romeika.

  • silah dağıtımı (g3 ve kasatura) yapılmıştır. biraz saf bir çocuk olan kemal' in kasaturası çaktırmadan alınıp saklanmıştır. kasaturanın yokluğunu farkeden kemal, etrafındakilere sormuş ama cevap alamamıştır.
    kemal: (haykırarak) gomtanım! kılıncımı çalmışlar!
    biz: puahaha.
    uzman çavuş: gülmeyin lan ibneler, kim aldı senin kılıncını?
    kemal: bilmiyom gomtanım.
    uzman çavuş: verin lan adamın kılıncını!

  • cevabı "uzun vadede yok" olan soru.
    kısa vadede yüzleri güldüren bir çok başarısı vardır, fakat uzun vadede bu başarıların hepsi birer zarar olarak akpnin hanesine yazılmakta ve yazılacaktır.

    -inşaat sektöründe yeni konut üretimini sağladılar, insanlar ev sahibi oldu, fakat bu binalar o kadar sosyal donatıdan yoksunlar ki, büyük ihtimalle 30 sene sonra büyük yıkım projeleri ile yıkılacaklar.
    - din alanında getirilen türban özgürlüğü ve ibadet uygulamalarının rahatlatılması konusunda insanları mutlu ettiler, ama uzun vadede devlet kurumlarında dini cemaatlerin kadrolaşmasının önünü açtıkları için de başları "parelel yapı" ile beladen ayrı kalmayacak.
    - duble yollar ile ulaşımı rahatlattılar, fakat bakım maliyetleri yüksek olan bu yollar uzun vadede bütçe için çok zararlı olacak. ki karayolları artık duble yol yapmama kararı aldı.
    - 3 cocugu teşvik ederek nufus artışını desteklediler, ama bu politikayı kadınların çalışma hayatında pozitif ayrımcılık veya cocuklar için eğitim ve sosyal hizmetlerin arttırılması ile desteklemedikleri için evin içine tıkılmış, fakirlik dar bogazında mutsuz anneler tarafından yetiştirilen bir nesil ortaya çıkacak.
    - dış politika zaten orta vadede hemen kendini gösterdi. herkesin birbirine kazık attığı ortadoğuya hakim olmak güzel bir rüyaydı. şimdi 2 milyon suriyeli göçmenimizi nereye sokacağımızı bilemiyoruz.
    - enerji konusunda yerel katkıyı arttırmak , dışa bağımlılığı azaltmak için çok önemliydi. bunu sağlamak için her önüne gelene maden ve hes ruhsatı verdiler. şu anda toplu ölümler oluyor.
    - metrobüs gibi ulaşımı çok hızlandıran bir yatırım yapmıştır akpli istanbul belediyesi. 2007 den itibaren araçlar haric sadece yol için 500 milyon tl harcanmış, araçlar için ise hollanda'dan 150 milyon tl , almanya'dan ise 220 milyontl toplan değerinde otübüs alındı. toplamda 900 milyon tl maliyeti olan alt yapı yatırımını 8 sene sonra çöpe atıp metro yapmaya çalışmak zorunda kalmışlardır.

    ve en kötüsü:
    - dindarlığı kuvvetlendirmek adına, dindar insanları yüksek mevkilere getirdiler. kısa vadede bu olumlu etki etse de şimdi görülüyor ki bu insanlar müslüman ahlakına aykırı haram yeme, hırsızlık gibi işlere bulaşmışlar. uzun vadede müslüman görünüp aslında bakara makara diyenlerde, yani münafıklıkta patlama yaşanacaktır.

    daha gider bu etkiler. özetle düzgün hesap kitap yapılmadan yapılan işler hiç bir zaman müsbet sonuca varmaz.

  • -seni kimseyle aldattım mı, hırsızlık mı yaptım, ayyaşlık mı ettim?
    +hayır asla
    -sahneye çıkıp komiklik yaptım diye mi beni boşadın?

    +hayır sadece o değil, oyunda teknik aksaklıklar da vardı.

  • 17 yaşında iken babannesini ameliyat eden doktorun hata yaptığından emin olarak (tıp fakültesi bitirmiş sanırım) bir doktoru öldürmüş.

    insan öldüren akıl yoksunu müptezel bir soytarıyı 7 yıl sonra dışarı salarsanız yapacağı da bu olur.

    bu müptezel soytarıyı çıkartmış bir de anlattıklarına gülüyorsanız
    buna gülenin bunun kadar aklı yoktur.

    bu pespayeyi çıkartıp konuşturan armağan çağlayan umarım utanıp bu videoyu siler.

    şanzel misin, nesin! bir insanı öldürmüş sonraları bir kaçını da yaralamış ve anlatırken gülüyorsan, bir gün böyle bir şiddete sen veya yakının maruz kalırsan anlarsın konunun ciddiyetini.

    edit: entryi sinirle yazdığım için son kısmı biraz ağır kaçmıştı, o yüzden editledim.

  • 1963 tarihli bu kompozisyon charles mingus'un en büyük başyapıtı, magnum opus'u olmakla kalmaz (evet, magnum opus'unu pithecanthropus erectus'u, mingus ah um'u, blues & roots'u, oh yeah'i ve tijuana moods'u yaptıktan sonraya saklayacak bir adam bu), caz ve hatta tüm müzik tarihinin en iyi albümlerinden biri olarak gösterilir. 6 bölümden oluşan 4 şarkılık kompozisyonun müzikal değeri kind of blue'dan ve a love supreme'dan daha az değildir, ki bilenler bilir, bu ne de çok şey söylemektir. ve böylesi iltifatları hak eden bir klasik için uzunlamasına bir kritik yapmak ne zor ve belki de gereksiz iştir. dinlensin.

    1. track a – solo dancer: stop! look! and listen, sinner jim whitney!
    2. track b – duet solo dancers: hearts' beat and shades in physical embraces
    3. track c – group dancers: (soul fusion) freewoman and oh, this freedom's slave cries
    4. mode d, e, f...: mode d - trio and group dancers. stop! look! and sing songs of revolutions! mode e - single solos and group dance. saint and sinner join in merriment on battle front. mode f - group and solo dance. of love, pain and passioned revolt, the farewell, my beloved, 'til it's freedom day