ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
kapalıçarşıda forma altına giyilecek arif erdem modeli balikçi yaka aranmaktadir, bulunur da ama portakal acaip usenmektedir bir yandan...
portakal: ne kadar peki?
satici: onbeş
portakal: on olmaz mi?
satici: abi alişimiz onüç zaten
portakal: <direk üşenir boş bakar>
satici: iyi tamam sana onikiye verelim...
onikiye alinir, biraz uzaklaşinca newage bombayi patlatir:
newage: abi kendilerinden alsalarmiş... daha ucuz...
çocukluk dönemi sanrıları
şirin payzın
-
dün gültan kışanak'ı konuk ettiği programında yüzünde güller açmaktaydı. karşılıklı acaba yarınki nevruz mesajı ne olacak? ayy çok heyecanlı diye konuştular (izlediğim 10- 15 dakika boyunca). gültan hanım'ın yüzündeki gurur ve nereden nereye geldik duygusu hakkında bişey yazmak lazım mı bilmiyorum. ben şirin hanıma yoğunlaştım.
hani insan hayvan kesilmesine dayanamaz ama et yemeğe bayılır. mesela ben balık tutmaya kıyamam ama çinekop çok severim. bu kentleşmenin sanayileşmenin falan bize kazandırdığı bir riya olsun. ya da özümüzden koptuk mu diyelim. ağız tadıyla bir tavuk bile kesemiyoruz. o dehşeti yaşayıp, şükredip allah ne verdiyse yiyip hayatımıza geri dönemiyoruz.
kendisinde bu tarz bir kopukluk var bence kürt siyasi hareketini demokratik, özgürlükçü ve heyecan verici bulmasından kaynaklanıyor. heyecanla mesajını bekledikleri kişi gültan hanım için belli ki önder. ama o kişi aynı zamanda türk ordusuna düşman diyen, türkiye devletini düşman olarak gören, bunu da saklamayan bir kişi. öcalan'ın şimdiki barış güvercini halleri pek çaktırmıyor olabilir ama eski görüntülerinde açık ve net düşman diye bahsediliyor türkiye devletinden. böyleyken böyle yani. şirin hanım devleti pek sevmiyor diyeceğim. evet devletin bayılacak bir tarafı yok ama başka devlet de yok.
kendi budunuzun kesilmesine dayanamıyorsunuz, bakamıyorsunuz. zaten siz şiddete militarizme falan da karşısınız. sonra biri o budu size demokrasi sosu ile pişirip getiriyor. ne kadar hoş, adamlar bunu otuz yılda pişirdi, helal olsun diyorsunuz. karşılıklı heyecanla bakalım menüde daha neler var falan diye konuşuyorsunuz. bence olayın kendisi böyle bir çarpıklık, anlamıyorum.
edit: imla
ortadirek bir ailenin çocuğu olmak
-
bankta oturup simit yemeği de bilir, çırağan sarayı'nda ki bir davette nasıl davranacağını da...
serenay sarıkaya'nın hayatı film oluyor
-
kendisi lise öğrencisiyken otobüste denk gelirdik. acaba filmde benim gençliğimi kim oynayacak? merakla bekliyorum.
120 euroluk milliyet farkı
-
çok çok önemli ultra önemli edit : bu uygulama baya baya uzun zamandır yapılıyormuş. bir türk olarak kendi toprağında ki otellere gelmeni kimse istemiyor. antalyada ki en güzel sahilleri parselleyip bizi kendi vatanımızda öksüz bırakmak bu otelciler ve işbirlikçileri için hiç sorun değilmiş.
sorsan hepsi milli ve yerli olan bir otelin daha uygulamasını belgesi ile ekliyorum.
https://twitter.com/…?t=i-nj4fxzchdzpjahkmtv-a&s=19
noktasına virgülüne dokunmadan aşağıda paylaştım.
haberi okuyunca şaka sanıyorsun ama adam belgesine kadar paylaşmış. çok merak ediyorum da bir millet daha fazla nasıl aşağılanabilir ?
sözde en milliyetçiler tarafından düşürüldüğümüz durum içler acısı. zaten dışarda 10. sınıf insan muamelesi gören türkler, kendi topraklarında bile aşağlanmaya devam ediyor. ama sorsan milli ve yerliyiz.
edit : arkadaşlar şöyle bi açıklama geldi (bkz: #163893973)
edit2 : limak bir açıklama yayınlamış. https://www.instagram.com/…gsh=mw9lm3hsd3zkogxiyq==
edit 3 : doğtaş her zamanki gibi. hiç bir şikayeti ciddiye almamaya devam. tekrar uyarıyorum arkadaşlar. doğtaş pişmanlıktır.
edit4: kültür bakanlığı açıklama yapmış. https://twitter.com/…?t=eu9nb5iddjxxrhkecn8qsg&s=19
bir “kendi öz yurdumda ben miyim garip?” hikayesi…
antalya’daki limak lara hotel’e daha ucuz olduğu için ingiliz web sitesi üzerinden rezervasyon yapan bir vatandaş, otele gittiğinde büyük bir şok yaşadı.
şahsın türk olduğu görülünce ek 120 euro istendi ve itiraz etmesi üzerine otelden kovuldu.
o an başka otel bulamayacağı için ücreti ödemek zorunda kalan vatandaşa verilen fişte yazan, “milliyet farkından dolayı tahsil edilmiştir” ibaresi dikkat çekti.
https://twitter.com/…?t=h_7tszud_-73tvuwtp2wwa&s=19
görsel
görsel
edit : canlar şu başlığa bir el atsanıza yüzümüz gülsün
(bkz: #163681181)
evlerinde 4 ayda 300 defa yangın çıktı
-
ürkünçlü olaydır. işin ilginç kısmı; haberdeki ailenin soyadının "toprak" ve bununla aynı olayları tecrübe eden diğer ailenin soyadının "taş" olması. "su" ve "hava" aileleri dikkatli olsun. "tahta" aileleri de espri yapmasın.
robin van persie
-
oğlum adamın ismi bile bir haykırış lan.
robin van persie ismindeki harflerin yerini değiştirip bir pas verin yazabiliyorsun .
şaka maka covid-19 aşısını türkler'in bulması
-
gurur duyulması gerek olay. fakat burda konuşulması gereken şey bu insanların neden çalışmalarını türkiye’de değil de yurtdışında sürdürdükleri/sürdürmek zorunda oldukları. bu da bizim utancımız olsun. hükümet utanacak değil ya.
işe patronundan daha pahalı arabayla gelen çalışan
-
1.2 milyon euro'luk metrobüse binmektedir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
94'de türkan saylan ve ekibi beni ikna odasına almışlardı. başörtünü çıkar dediler. direndim! oğlum sen erkeksin çıkar şunu dediler. direndim!