hesabın var mı? giriş yap

  • 13 mayis:
    sevgili gunluk, bugun tekneyle yolculugumuz ba$ladi. havalar cok guzel. cok mutluyum.

    14 mayis:
    kaptan cok yaki$ikli bir genc. adi tolga. sanirim o da beni beni begeniyor. ama emin degilim. hava cok guzel.

    15 mayis:
    bugun suya atladigimda burnum kanadi. ama hic acimadi. teknedeki herkes guldu. ama sen gulmuyorsun. iyi ki varsin. iyi geceler.

    16 mayis:
    kola icerken guldum ve burnumdan kola cikti. herkes guldu. neden bilmiyorum. hava cok guzel.

    17 mayis:
    en sonunda onunla tani$tim! yani tolga'yla. birlikte yemek yedik. inanilmazdi. hava cok guzel.

    19 mayis:
    kamarasina davet etti, ama kabul etmedim.

    19 mayis: yazmayi unuttum. ozur dilerim. hava cok guzel.

    20 mayis:
    eger kamarasina gitmezsem, tekneyi batiracagini soyluyor. ne yapsam acaba? hava cok guzel.

    21 mayis:
    120 yolcunun hayatini kurtardim. hava cok guzel. yarin eve donuyoruz.

  • kıyaslama;

    denize doğru > uzi'nin şimdiye dek yaptığı ve ölene kadar yapabileceği tüm şarkılar.

    ben bu adamı 25 sene önce de, iki ay önce de sahnede dinledim ve şunu söyleyebilirim ki enerjisinden gr eksilme yok adamın. dans eder, enstrüman çalar, dili vardır, yurt dışı görüsü muazzamdır ama her şeyden çok müzisyen kere müzisyendir. düşününce adamın 35 senelik sanat hayatında tek falsosu da yok.

    kendisi "kanka olunmak istenen ünlüler" listemin tepelerinde yer alan ender müzisyenlerdendir, hatta şimdi düşündüm de george michael ve david bowie ölünce en tepeye yerleşti sanırım.

    ömrü uzun olsun. herkesin de dediği üzere, yaptıkları nesiller sonra da elbet dinlenecektir.

  • -diyalog kurmayı neden düşünmediniz?
    -kurdum işte.
    -fotoğrafınızı çekebilir miyim?
    -buyurun
    ve kadın;
    -sizi teşhir edeceğim.
    genç adam ineceği durak geldiği için umursamaz bir tavırla kapıya yaklaştı.

    (bkz: alfa)

  • 95 yılının kasım ayında meydana gelmiş olan ve izmir'in merkezinde toplam 61 insanın ölümüne sebep olan korkunç bir felaketti. felaketin merkezi karşıyakaydı. yamanlar dağından gelen ahırkuyu deresinin taşmasıyla yamanlar-örnekköy-demirköprü-bostanlı hattında bütün evlerin birinci katları tavana kadar su dolmuş ve onlarca insan boğulmuştu. geceyarısı başlayıp 4 saat sürmüş ve metrekareye 100 kilogram yağmur düşmüştür. eskiden dağdan inen tam yedi dere yatağı vardı. bunlardan biri girne caddesiydi. sonra bu yataklar kapatıldı ve üstüne evler yapıldı. tabii suyun ve tabiatın hafızası insandan güçlü olduğu için böylesi bir felakette su hemen yolunu hatırladı ve denize ulaşmak için saldırmaya başladı.
    sontasında haftalarca ve aylarca insanlar ölüm acısından başka bir de çamurla, ekonomik zorluklarla mücadele etmişlerdi. biz ikinci katta oturduğumuz için kurtulmuştuk ama buna sevinememiştik. güneş doğup manzarayı gördüğümüzde. sabaha doğru komşu evlerden ağıtlar yükseliyordu sonra. en acısı kimi bakkalların o zaman parasıyla bir mumu ve ekmeği 250 bin liraya satmak istemesiydi. bu yerler yine de yağmalanmadı hayret ama çoğuna sonra mühür vuruldu.
    bizim sokağın başından atlar, inekler, rakı kolileri, arabalar üçer beşer geçiyordu. ama en korkuncu yeni doğmuş bir bebekti; kundak içinde.
    sonra tabii yavaş yavaş düzeldi, temizlendi mahalleler. işte şimdi unutuldu.

  • yarım ekmeği ortadan kesiyoruz, klasik ekmek arası yapacak şekilde. sonra açıp tost makinesine bastırıyoruz. o arada kaşar ve sucuk ayarlanıyor, sonra makineyi açıp içine biraz yağ sürüp yeniden kapatıyoruz ve yağ iyice içine siniyor ekmeğin...

    sonra sucuğu alıyoruz ve ekmeğin üstüne diziyoruz, ekmek açık halde yeniden bastırıyoruz ki sucuğun yağları ekmeğin içine aksın ve sucuklar pişsin.

    sonra üstüne kaşarları diziyoruz, ekmeğin kaşar ve sucuk olmayan tarafına acı biber salçasını abartmadan sürüyoruz. tostu kapatıyoruz ve iyice bastırıyoruz, kaşarlar eriyip akana kadar makinenin içinden almıyoruz, aktığını gördüğümüz an alıyor ve yanında güzel bir içecekle gömüyoruz.

    sonuç: 105 kiloyum amk.

    bir kaç ay sonra edit: 92 kilo oldum ve artık tost yiyemiyorum. ama siz yiyin benim yerime ben yemiş kadar olurum.

    edit: artık 85 kiloyum ve tost yiyebiliyorum nihaha dombililer sizi.

  • ortada durumun gerçekliğini kanıtlayacak herhangi bir belge (an itibari ile) olmadığına göre masabaşı haberciliğin artık senaristler tarafından yapıldığı gösteren haberdir.