hesabın var mı? giriş yap

  • muhabere bölük komutanı ve 1 günlük kısa dönem akkrep arasındaki diyalog

    nasıl olduysa ismimiz öğrenilmiştir. öğlen içtimasında

    bk- akkrep hanginiz?
    a- ali veli akkrep, emret komutanım
    bk- buraya gel çocuk (daha sonra öğrendik çocuk seni sevdim demekmiş)
    a- emredin komtanım
    bk- sen bikbikbik görevlerinde sorumlu destek müh olarak çalıştınmı?
    a- evet komutanım (omuzlar hafif gevşedi)
    bk- video konferans sistemlerinde aselsan'a danışmanlık yaptıgın dogrumudur?
    a- evet komutanım (yüze de hafif gevşeme geldi)
    bk- nato tatbikatlarında kullanılan şifreleme cihazlarını biliyormusun?
    a- evet komutanım (biraz daha "heralde yani borumu, mühim adamım ben modunda)
    bk- mcu üniteleri'ne hem ip hem de isdn üzerinden kriptolu sistemler bağladınmı?
    a- evet komtanım (off off malum yer tavana doğru gidiyor, felaket karizma oldu)
    bk- lan bak o kripto cihazlarına yanaşırsan yakarım seni!
    a- emredersiniz komtanım (noluyo lan)
    bk- serserilik istemem ben burda, sadece verilen görevi yapacaksın, anlaşıldımı!!??
    a- emredersiniz komtanım (tööbe tööbe, zıçtık)
    bk- sivilde bildiğin hiçbir şeyi bilmiyorsun, anlaşıldımı?
    a- emredersiniz komtanım
    bk- gözüm üzerinde olacak! geç yerine!!!!
    a- emredersiniz komtanım

    komutan daha ilk günde iki ters bi düz yapmıştır. travmayı atlatmak vakit aldı tabi.

    evet kripto cihazlarının olduğu odaya girmedim bile...

  • zor şartlarda görev yapan, ülkenin ücra köşelerinde eğitim hakkı olan çocuklara ulaşma ve eğitme gönüllülüğü gibi kutsal bir misyonu kabul eden, kazandığı paradan daha fazlasını sonuna kadar hakeden değerli insanlardır.

  • benim de başıma gelmiş durumdur. bir gün bir baktım kimse beni gözlemlemiyor, yok olmuşum. sonra dedim kendi kendime "saçmalama lan, düşünüyorsan varsındır" yavaş yavaş var oldum da kendime geldim. şansa yaşıyoruz yeminlen.

  • deniz sedyede karnında demirle hastaneye girerken "içimde bir şey var bu akşam" diye giriveren müzik olamamıştır.

  • 85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
    doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:

    doktor- "içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"

    adam- "evet,eşim.”

    doktor- "ama bayan 25 yaşlarında..."

    adam- "tamam işte, eşim o. niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"

    doktor- "yoo,...... aklıma benim dedem geldi de."

    adam- "nesi varmış dedenizin?"

    doktor- "kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. kendisi ısrar etti ve hazırlandı. e, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. ben de kendisiyle gittim. ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. dedim ya, dedem yaşlı. bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. geyik o anda vurulup yere düştü..."

    adam- "olur mu, başkası vurmuştur onu."

    doktor- "ben de onu demeye çalışıyorum işte .. başkası vurmuştur. (bkz: swh)

  • 11 - 12 halı saha var gelcen mi
    sırayla desek, kaleye geçcen mi
    geçen hafta ben seni çektim
    bu hafta sen çekcen mi
    tamam o zaman.
    sahayı ara.

  • ben anlamıyorum arkadaşım. hadi hepimiz yapıyoruz gerek etek traşı, gerek koltukaltı, gerek omuzdaki sırttaki kıllar bazen parmaklarda çirkin gözüküyor diye tam parmakların üstünde çıkan kıllar.. yanlış anlama ha, jilet falan değil bazen traş makinası bazen trimmer bazen makas kadar masum. böyle çaktırmadan üstten üstten kısaltıyorum ordaki kılları. ama şerefsizin evladı nasıl da anlıyor kestiğimi hemen uzamaya başlıyor. lan ne zaman gördün, deriye mi değdim, kıl dökücü krem mi sürdüm ki dellendin gıpraştın? it oğlu it... sen farkında bile değilken sağa sola yatıkken üstten inceden kestim seni. lan uzamıyodun ki daha önce... sabitlenmiştin sen? nerden gördün de yine uzuyorsun..
    köke yaptığı baskı hafifledi de mi uzamaya karar verdi... anlamıyorum arkadaşım.