hesabın var mı? giriş yap

  • sürekli kitap aldığım sahafta şöyle bir diyaloğu duymama neden olmuştur;

    çocuk: neden pahalı o kitap o kadar?
    sahaf abi: pek bulunmayan bir baskısı
    çocuk: olsun. marquez o kadar iyi bir yazar değil ki.
    sahaf abi: kalk git lan bu dükkandan!!

    edit: hazır başklıktaki en beğenilen entry bu olmuşken bir de bruada belirteyim. ekşi şeylere de giren o satırların marquez ile pek alakası olduğunu düşünmüyorum. veda mektubu diye paylaşılan şeyin ise kesinlikle ama kesinlikle marquez ile alakası yok.

  • bir evlendiricilik programında hanım teyzenin teki koca adayında aradığı özellikleri sıralamakta iken damat adayı amcalardan biri lafı yapıştırır;

    - doktor, mühendis bir bey istiyorum. şöyle olsun böyle olsun bidi bidi...
    - tramvay durağına gelmişsin metrobüs bekliyorsun!

  • bunun çözülmesi demektir ki bazı alanlarda babillerin trigonometrisi bugün uygulunan trigonometriden daha iyi sonuçlar verebilir. daha doğrusu daha net sonuçlar.
    açıkçası bu "dünya'da medeniyetin sıfırlanması" teorileri için açık kapı bırakıyor. babiller, yunanlılardan tam 1000 yıl önce trigonometri hesapları yapmışlar. düşünsenize o 1000 yılda babillerin trigonometrisi devam ettirilseydi kim bilir nerelerdeydik ?

  • sağlam yamuk yapmıştır, tanımadan&tanışmadan gönül koyduğum yazarlar kervanına katıldı..

    14 aralık ekşi sözlük kemal kılıçdaroğlu buluşması için kendisine katılmak istediğimi belirten bir mesaj attım. 1-2 gün sonra dönüş yaptı ve beni listeye aldığını söyledi. çok mutlu oldum. uzun zamandır istediğim bir görüşme olacaktı. kılıçdaroğlu'na yöneltilecek sorularımı hazırlamaya başladım. sonra benden iletişim bilgilerimi istedi, gönderdim. günü biliyordum ama saati sordum. cumartesi günü de çalışan bir kapitalizm kölesiyim. özellikle yılın bu zamanları çok daha yoğun oluyoruz. saati de söyledi ve o saat için yöneticimle görüşüp izin aldım. yaklaşık 3 saat izin aldım ve o 3 saate gelen müşteri randevularımı arayıp tek tek erteledim özür dileyerek.

    neyse sonra kendisi 20 kişilik listeyi açıkladı, heyecanla adımı aradım ama bulamadım. listeyi açıklamasından 120 saniye sonra mesaj attım kendisine, o derece bekliyorum çünkü. unutmadım seni, sen de varsın, geliyorsun dedi. ben de çok absürd birşey sormadım, acaba dedim yedek listeye mi attın beni. yok bildiğin varmışım ekipte ama ne hikmetse ismim yazılmadı. editlesin diye bekledim editlemedi. iletişim bilgilerimi vermiştim, buluşma yeri ve saatini bekledim haber gelmedi.

    şu an galiba görüşme yapılıyor ve ben işyerinde çalışıyorum. galiba beni yedek listeye koyduğunu [eğer böyle bir liste varsa] dahi söyleyebilecek kadar bile kıymet vermiyor karşısındakine, diyalog kurduğu yazara. çok daha farklı şeyler yazabilirdim ama yazmıyorum, sağlık olsun. bu vesileyle tanımış oldum kendisini. belki de makul bir mazereti vardır, kim bilir..

  • 'abbas güçlü ile genç bakış'ta soru soracak olsam, abbas güçlü'ye "bebekken de mi adınız abbas'tı?" sorusunu sorardım.

  • ayar diyince ince gormus, zeka dolu seyler yazmis cem yilmaz sandim ama azarlamis bildigin. hakan hepcan da hayraninim abi modunda takilmis. hic zevkli olmamis, ben tatmin olmadim.

    yalniz o bu degil. ben bu tarz olaylarda en cok 'hakan kim ilk defa duyuyorum.' ya da 'muhtesem hafizama gereksiz bi isim daha kazindi* 'gibisinden seyler yazanlara bayiliyorum.

    adam butun gun ekside turk kizi, rte kotuleyerek omur tuketiyor. gelmis burda 'hanim kim bunlar yaa!!vaktimi caliyorlar' ayagi yapiyor. hahaj astronot sanki pezevenk *