ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mega holdings
-
bundan umudu kesenler üzülmesinler.
fadıl akgündüz'ün efsane projelerine yatırım yapabilirler. çok para var diyorlar.
bartu küçükçağlayan'ın buyrun benim videosu
-
geçtiğimiz günlerde ekşi sözlük'e konuk olarak sözlük yazarlarının sorularını yanıtlayan bartu küçükçağlayan'ın pena (video kanalı)'da yayınlanan videosu.
videoyu izlemek için: https://youtu.be/40tz2targau
26 kasım 2019 migros iphone izdihamı
-
market yönetiminde olsam telefonları manav reyonuna koyar fake atardım.
türk usulü çocuk yetiştirme teknikleri
-
dengesiz davranın. bi "eşşek kadarsın bunu akıl edemiyo musun" diyin bi "el kadar sıpa bana laf öğretiyo".
kardeşler arasında ayrım yapın. köfteyi diğerine ayırın misal. ve kız olanı erkeğin ayak işçisi yapın. erkek hep çocuk, beceremez olsun. kız da "koskoca kızsın öyle oturma!".
gereksiz panikleriniz olsun. okuldan yarım saat geç gelirse karakola başvurun.
onun önceliklerini önemsemeyin. evde koltuk yokken/ fabrikada makina yokken 23 nisan kostümü de ne allaşkına?
babasını/ annesini ona kötüleyin. e insan çocuğuyla da dertleşemeyecekse artık...
eşinizi karşınıza alıp onun yanında kana kana kavga edin. hayatla yüzleşsin.
yaptığı yaratıcı çalışmaları, ödevleri ucuzlaştırın. onu bıraksın da matematik çalışsın sıpa!
en önemli madde; sizin önceliklerinizi yaşamasında diretin. siz oku! dediğinizde okusun. çalış! dediğinizde çalışsın. evlen diyin evlensin. evlenmesi gerekirken hala okuması şüphesiz ki bize aykırıdır.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
history of jazz, history of music, history of theatre gibi seçmeli derslere aşina rocker bünye history of rock isimli dersi görünce kayıtlarda, büyük bir hevesle ekler hemen.
dersin jeoloji mühendisliğinde verilmesinden de kıllanmaz hiç, olabilir tabii, kampüs geniş. ama ne zaman ki hoca kayanın tarihini anlatmaya başlar, işte orada başlar bir dönem sürecek hikaye: çakıl, kayatuzu, çimento filan...
kendi helikopterini denerken ölen hint öğrenci
-
kuyruk rotoru parçalandıktan sonra, helikopter dengesini kaybediyor.
kabin sallanmaya başlıyor.
helikopterin kapısı ve muhtemelen emniyet kemeri olmadığı için adamcağız kısmen kabinden dışarı çıkıyor.
kafasında kask da olmadığı için, kısmen dışarı çıkan bedeni ile paller arasında hiçbir şey kalmıyor.
kuyruk rotorundan fırlayan bazı parçalar arkaya doğru yol alırken, bir parça ana rotora doğru gidiyor.
bu parça ana rotora çarptığında, palleri ve mekanizmayı kırıyor ve pal hizasını kaybedip aşağı iniyor.
kokpitin dışında ve hiçbir önlem olmadan bekleyen adamın kafasına çok büyük bir güçle çarpıp ölümüne sebep oluyor.
kapı, kemer ve kask gibi basit güvenlik önlemleri neden önemlidir sorusunu cevabı bu. özellikle de helikopter gibi potansiyel bir insan hızarıyla çalışıyorsanız. helikopterin etrafındaki arkadaşları şanslıymış. paller, kutruk rotoru gibi parçalanıp, fırlayıp o dönme hızıyla onları da çimen gibi biçebilirdi.
antarktika'da 2015 orucu'nun iptal olması
-
(bkz: mutlu musunuz koalisyoncular)
yozgat'ta kaza yapan sebze kamyonunun yağmalanması
-
donanımhaber ölücülerine rahmet okutan olay.
bunlarınki açlıktan falan değil. karaktersizlikten..
ezkaza oradaki kamyondan yola domates yerine havuz dibi aydınlatması saçılsaydı, hiç ihtiyaçları olmamasına, evde havuzları bulunmamasına rağmen arabayı durdurup o dökülen havuz dibi aydınlatmalarını yağmalarlardı.
sonra bizim ülkenin önünü gavurlar kesiyor..
al işte ülkenin halkı bu. bu halktan bir halt olur mu?
volvo xc90
-
ne zaman bir yerde görsem, tasarımla ortadirek arasında gittikçe büyümeye devam eden boşluğa lanet ediyorum. tasarımlar güzelleştikçe, bizden hızla uzaklaşıyorlar. çünkü daha önemli vatandaşlık görevlerim var. geçmediğim köprünün parasını ödemek gibi, bayburt'a kütahya'ya havaalanı yaptırmak gibi, kalyon'a, cengiz'e ihalaler kazandırmak gibi... bunun için de vergi cennetindeki hurilerden biri olarak, daha fazla vergi ödeyip ne zaman yolda kalacağı belli olmayan bir arabaya binmek zorundayım.
xc90'la da ilişkimiz bu şekilde. tam diyorum bu ay 1000 tl arttırdım böyle giderse, 1000 ay sonra 116. doğumgünü hediyesi olarak kendime bir tane alırım, binmesem de olur evin salonuna çeker iki lafın belini kırarım ama olmuyor. vergi tanrıları boş durmuyor. biriktirdiğim her tl'yi anında vasıfsız hale getiriveriyorlar.
hal böyle olunca da, üretim bandından çıkmış bir üründen çok, sonsuz güçteki bir kudret tarafından tasarlanmış bir cennet dekoruna benzeyen xc90'a binmek de hava boşluğunda yok olup giden bir düşünce olarak kalıyor. bari her parası olana satmasalar. toefl, kpss falan sorsalar.
daniel faraday ile tutamıyorum zamanı
-
(bkz: sawyer ile adını sen koy)
okan bayülgen
-
telefon numarasını bilen biri falan varsa arasın faşist kelimesinin ne demek olduğunu anlatsın kendisine.
o zaman o salonda olan herkes kendisinin içtiği gibi sigara içsin bakalım o duman kimlere nerelere ulaşıyor... en büyük özelliği gevezelik olan tatlı su solcusu, umarım faşistten başka kelimeler kullanmayı da öğrenir ayrıca orada onun saçma sapan laflarını alkışlayan ve gerektiği kadar ağzının payını veremeyen öğrencilere de yazıklar olsun...
zöge: insanların böyle bir konuda bu adama nasıl hak verebildiklerini anlayamıyorum, onu geçtim hak versinler tamam ama o üslubu nasıl savunuyorlar orası gerçekten inanılmaz.
edit: bir zamanlar zamanının ötesindeydi artık değil, istismar ediyor gibi olmayayım.
ömer hayyam
-
dinin acigini şöyle yakalamistir;
ben şarap içiyorum, doğrudur;
aklı olan da beni haklı bulur:
içeceğimi biliyordu tanrı,
içmezsem tanrı yanılmış olur.
karabasan geldiğinde paniklemeyen insan
-
süper insandır. bende hiç öyle olmuyor, hemen zaten halihazırda dört gram kalan aklımı kaçırıyorum bonkörce. uyku felci falan olaylarını da bildiğim halde bende çalışmıyor, keriz gibi kanıyorum valla.
bakınız, şu örnekte nasıl da keriz gibi kanmışım;
http://sketchtoy.com/68539805