hesabın var mı? giriş yap

  • 1931'de orbital hibritleşmesi kuramını ortaya koymuş, karbon elementinin dört değerlikli yapısını aydınlığa kavuşturmuştur. kimyanın kuramsal olarak ilerlemesinin son hamlesi kabul edilebilecek bir nevi son halkadır bu buluş.

    "kimyanın varlık sınırları içerisinde bilinmeyen birşey kalmamıştır" (bkz: kimya/@santa)

    1954 de kimyayı bitirdiği, 1962 de ise çok kral adam olduğu için nobel almıştır. kendisini severiz sayarız.

  • bir fenerbahçeli olarak teşekkür ettiğim açıklamadır.

    bu söylem, seviyelerine inmiyoruz demekten çok;
    -" 100 yılı aşmış dostluğumuz bulunan fenerbahçe camiasına yakışmayan bir açıklama ile karşı karşıya kaldık" cümlesiyle gerçek fenerbahçe bu değil ve beyler yakışmıyor demektir.

    -beşiktaş'ın ve yöneticilerinin camia ile bir problemi olmadığını, kişilerle problemi olduğunun göstergesidir.
    -sportif bir rekabet varsa sahada halledelim demektir.
    -kişisel probleminiz varsa da bunu, camianın arkasına saklanmadan halledin mesajıdır.
    -çocuklaşmayın, basitleşmeyin mesajıdır.
    -100 yıldan fazla tarihi olan camialar böyle yönetilmez demektir.

    tabii ki anlayana.

    ben bir fenerbahçeli olarak, beşiktaş yönetimine son dönemdeki, taraftarlar arasındaki barış ve dostluk ortamını* koruma çabalarından dolayı teşekkür ederim.

    ülke olarak, gerginlikten ve kavgalardan, ayrımcılıktan nemalanan insanlardan bir an önce kurtulmamız dileğiyle.

  • murphy kanunları uyarınca, doğru insan tam da beklenmeyen anda çıkar aslında karşımıza.
    her kalabalık kutlamaya, üzerimize en kibar elbiseler, en içten gülücükler alıp gideriz.
    herkesin alnında ne yazar okumaya çalışırız, gel gör ki doğru insan, kafada takke, ayakta sabo terlik ve dizleri çıkmış bir eşofmanla bakkala indiğimizde düşen parayı yetiştirmek için arkamızdan koşan insandır.
    ya da otobüste cep telefonunu açık unuttuğumuz için tüm yolculardan azar işitirken, -ikarus otobüste ne abs' si- diyerek bizi kollayandır.

    doğru insanı ararken girilen şekil şemal, bizi onun için doğru olmaktan çıkarır aslında. en doğru en doğal olandır. bunu unutur, o bizi yüzlerce metreden seçsin diye şatafata boğarız kendimizi.yüksek sesle konuşuruz o ne kadar esprili olduğumuzu anlasın uzaklardan diye, pembe, morlara boğarız kendimizi elalem çok yakışıyor dedi diye, sosyal görünmek için bir merhabamız olan herkesi öperiz yol ortası rastlantılarında.

    bu sebeple bekleyiş kaybettirir aslında ha keza arayış da. çünkü gerçek, yağmuru seyrederken yalnızlığa ağlamaktır.
    doğru insan bu anı içten içe bilen ve bu anı silmek için emek verendir.
    oysa göremeyiz. çünkü yaptığımız şatafatın benzerini bekleriz ilk etapta.

    karizmatik bir merhaba bekleriz belki de o her bayram mesaj atanımızdır. 15 yıldır doğum günümüzü unutmayan ve sadece dost gördüğümüzdür.
    belki okulda sınav dönemi bize de fotokopi çektirendir.

    doğru insan biz teklif etmeden ders çalıştıran, hava soğuduğunda ceketini verendir.
    doğru insan yalındır, doğaldır. bunu bilmek bekleme süresini kısaltır.
    aramak ya da beklemek değil aslolan görebilmektir.

    herkes için doğru insan vardır, önemli olan omzunuza bırakılan ceketteki sıcaklığı hissedebilmektir.

  • entry girerken metin kutusundan yolla butonuna geçmek sonra enter'lamak isterken elli kere tab yapıyor olmaktan mutsuz musunuz? çaresi var: ctrl+enter. bu tuş kombinasyonunu kullandığınızda erkeğiniz teknik bilginize hayran olacak size daha çok bağlanacaktır.

  • yeter be abazanlar. yok traktör süren afet, yok saban yapan afet, yok inek sağan afet. her gün sol tarafta bu şekil bir başlık. nasıl bir yokluk içerisindesiniz anlamadım ki?

    edit: imla

  • adam direk dansçısı ama ben parti nedir bilmem acun abi diyerek anadolu delikanlısını oynuyor. ulan, akmadığın ortam yok, fen lisesi öğrencisi gibi ben hiçbir şey yaşamadım acun abi ayağı çekiyorsun. tam bir şovmen.

  • fahiş fiyatlara kızıp , kalkarken ''ben gidip bir piyango bileti alayım; çıkarsa gelirim'' demiştim bir kere. ''peki abi'' dedi garson arkadaş.

  • birbirlerine saygı amacıyla, japon kültür-dostluk haftasında birbirlerinin önünde eğildikleri meşhur poz.
    http://www.arastiralim.net/…ve-demirel-egiliyor.jpg
    https://eksiup.com/7694f3fe110 (yeni link)

    70'lerin türkiye'sinde dönemin siyasetinin en ileri lideri ecevit ve onun en büyük muhalifi demirel.

    -en zıt iki karakter. . .

    -bir tarafta tez diğer tarafta anti-tez. . .

    -yani sadece bir fotoğraf değil, ölümsüzleştirilmiş diyalektik. saygıya dönüşen bir rekabetin karesi. . .

    hazır konu açılmışken döneme ilişkin hatırladığım kadarıyla bir şeyler karalamak isterim günümüzün siyasetiyle temas edecek olan . baştan söyleyeyim anlatacaklarım şaka değil, günümüzün siyasetinden sonra şaka gibi gelecek biliyorum.

    1970'lerin başında chp'de inönü liderdi ve yapılacak kurultayda programı beğenilmezse istifa etmeye hazır olduğunu söyledi. beğenilmedi ve istifa etti!
    şaşırtıcı gibi; kavga, dövüş, kaset olmadan düzgünce istifa.

    ardından ecevit chp genel başkanı oldu ve ilk seçimlerde 1973'te %30'un üstünde oy aldı. bu ecevit iktidarında ülke ekonomisinin en büyük sorunu enflasyondu. enflasyonun asıl sebebi ise 71 ve 73 petrol krizleirnin etkilerinin katlanarak ülkeye girmesiydi. ecevit de tam bir solcuydu, krize rağmen neoliberal politikalar yerine enflasyonu göze alarak yüksek istihdam ve yüksek ücret politikası güdüyordu tabi bunda dönemin sendikaların güçlülüğününde etkisi çok.. ancak ödemeler dengesinin altüst olması, dünya bankası ve imf'nin sıkıştırması, petrol satın alacak dövizin ülkede kalmamasından dolayı devalüasyonlara gidilmek zorunda kaldı. ardından muhalefetin istifasını istediği ecevit, muhalefeti kırmadı ve istifa etti, başbakanlığı bıraktı. inanılmaz geliyor değil mi günümüzdeki saltanata evrilen siyaset dünyasına bakınca?

    1977 yeni seçimler oldu ve ecevit bu kez %40'ı geçti. sivas'ta, çorum'da, kırşehir'de, rize'de, diyarbakır'da bile birinci oldu. ancak istifa ettiği için güven oyu alamadı ve hükümeti kurma görevi 2. parti olan demirel'e verildi. ecevit 'bana darbe yaptılar' diye ağlayıp sızlamadı. 'halkın iradesine müdahale var' demedi. demirel ise hükümetini kurdu. tc tarihinin en başarısız hükümeti oldu ve ardından ülke tamamen kaosa ve derbeye gömüldü.

    işte bu fotoğraf bence, demirel'in ecevit gibi eşsiz bir siyasetçi önünde eğilmesidir. ecevit gibi eşsiz bir siyasetçi ise büyüklenmemiş, alçak gönüllülük gösterip karşılık vermiştir. . .

    günümüzde bir lider japon kültür-dostluk haftası diye tayyip'in önünde bir an eğilse, malum şahıs onun sırtına çıkıp deh bre deyip kırbaçlamassa adam değilim. buna benzer...

    huzur içinde uyu karaoğlan . . .