hesabın var mı? giriş yap

  • migros haftasonu alkol satamadı. eski genelgeyi bahane etti. pazartesi satış var mı diye sordum " bilemiyorum henüz belli değil" dedi kasiyer. pazartesi günü, sadece migros değil koca koca holdinglerin sahibi olduğu zincir marketler o alkolü veremesinler daha onlarla işim yok, tabiri caizse alışverişi selamı sabahı keserim kendileriyle. senin yapamadığını bir gariban tekel büfesi yapacak başkaldıracak,ekmek parasına mücadele edecek, sen aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın modunda takılacaksın.

    debe editi: şuan alkol satışı mevcut.bantlar yasak yazıları kaldırılmış.

  • kendinize herhangi bir bankadan birikim hesabı açtırın. bu hesabın internet bankacılığını kapattırın. bir adet kavanoz ayarlayın kendinize, her akşam eve geldiğinizde cebinizdeki bütün bozuklukları bu kavanoza atın. bu kavanozdan para almak kesinlikle yasak. her haftasonu ya da ay sonu buradaki paraları sayın, artık 50 lira mı eder, 300 lira mı eder, ne kadar tamlattırılabiliyorsa o kadarını alın poşete koyun, bim gibi a101 gibi markete gidip bütünlettirip bu başta açtığımız karta yatırın parayı. tümletemediğiniz küsurat parayı da kavanozda bırakıyoruz, cebe atmak yok. bu şekilde kısa sürelerde ne kadar para biriktirebileceğinize inanamazsınız. ne kadar çok parayı israf ettiğinizi farkettiğinizde alttan ufak bir sızı hissedebilirsiniz. geçecektir.

  • teknoloji sayesinde, dilediği yerden bağımsız şekilde çalışabilen, beyaz yaka hayatı reddetmiş, belirli bir şehre ya da ülkeye bağlı kalmadığı için sıklıkla yer değiştirebilen, bu yüzden de göçebe olarak tanımlanan kişilere verilen ad.

    peki bu kişiler bu kararı nasıl alıyor ya da gidecekleri şehirleri nasıl seçiyorlar onu anlatmak lazım, ama baştan belirteyim, ben bir digital nomad değilim, sadece bu yaşam tarzı hoşuma gidiyor ve bugün olmasa da bir gün denemeyi planlıyorum.

    digital nomad olmaya karar veren kişiler genellikle internetten okudukları hikayeler sayesinde buna karar veriyorlar. böyle hikayeler okumak istiyorsanız reddit'te birçok kişinin tecrübelerine ulaşabileceğiniz güzel bir subreddit mevcut, iyisiyle kötüsüyle buradan tecrübelerini aktaran kişilerin hikayelerine ulaşabiliyorsunuz. bu kişiler genellikle, digital nomad olmaya karar vermeden önce, yaptıkları işi sevmeyen, ya da sevse bile, yeni şeyler keşfetmek isteyenlerden oluşuyor. ancak bu mutsuz bireyler, digital nomad hayatını deneyimledikten sonra genellikle olumlu şeylerden bahsediyorlar. anlattıklarına göre, bu hayat tarzı sadece yeni insanlar ve yeni kültürlerle tanışmanızı sağlamadığı gibi, aynı zamanda kendinizi de daha iyi tanımanıza yardımcı oluyor.

    öte yandan bu kişiler nereye gideceklerini seçerken dikkatli davranıyorlar. tahmin edebileceğiniz gibi belirli kriterler var, örneğin gidilecek şehrin ne kadar ucuz veya güvenli olduğu, ya da wi-fi hızının nasıl olduğu gibi. bunlar için de, tecrübeli digital nomadler pek hoşlanmasalar da, nomad list gibi internet siteleri mevcut. birçok şehir için harika bilgiler sunuluyor. mesela chiang mai ve ho chi minh city gibi yerler digital nomadlerin en uğrak yerleri. türkiye'den de antalya'nın ideal bulunduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

    özetle, digital nomad hayat tarzı, laptop ve wi-fi olduğu sürece işini yapabilecek insanlar için heyecanlı ve güzel olabilir.

  • geçmiyor keke geçmiyor bu süreç.

    okul bitti, staj başladı o da biter. okul staj askerlik bunlar hep biter zaten. bazıları evlenir, bazıları yurtdışına gider. herkes yolunu çizer de sanki o süreci bir sen yaşarsın, ortada kalırsın.

    bu sene bu ülkede tek mezun olan insanın ben olduğuma yemin edebilirim.

    daha fazla yazamayacağım yatağıma çapraz yatıp ağlayacağım.

  • var olun vallahi.

    sadece 112 gram çük boy olan çerazza cipsi almak isterken 5 dakika düşündüm. belki daha fazla. midem bi tuhaf oldu. baya kötü hissettim.

    nedeni tam olarak çük boy cipsin 4.50 tl olması idi.

    teşekkürler yeni türkiye..

    2 adet aldım. 9 tl. yedim bitti. bok gibi hissediyorum.

    adamlar bizi düşünüyormuş lan :/

  • kim bunlar gerçekten. saat 8'den sonra ınstagram'da mesaileri başlıyor. önce bara oradan gece kulübüne oradan başka gece kulübüne geçiyorlar. ayakta durmaktan sıkıldıkları günler rakıya düşüp yeni nesil meyhanelere gidiyorlar. mekandaki ikonik yerlerde ve tuvalette ayna karşısında fotoğraf çekmeye bayılıyorlar. hikayelerine bakıldığında kendilerini tek başına çekerken ya da pahalı içkilerini gösterirlerken görüyoruz. arada kadeh tutan bir erkek eli de girebiliyor kadraja ama sanki onlar yok gibi görüyoruz. loca kapatmazlarsa mutlu olamıyorlar sanırım.
    iyi de kim bu kızlar kardeşim. neden bu kadar çok varlar. ne iş tutarlar. mekanlardaki içki fiyatları everest zirvesinde gezerken nasıl böyle gezerler. bir mont almak için kredi mi çeksem diye düşünenler varken nasıl o kadar çok kıyafete sahip olabilirler.

    iş bu entry gözlemlere dayanarak girilmiş olup herkesin kafasında bu soruların cevabı az buçuk mevcuttur. erişilebilir olsa da herkes gönlünce gezse içse eğlense keşke. nereye gidiyor bu olaylar bilemiyorum altan.