hesabın var mı? giriş yap

  • anneme ne fikirle gitsem, ki ufak çaplı bir mucittim küçükken, "amaaan max saçmalama" diyerek her seferinde beni terslemesiyle her söylediğimin saçma olduğu ve ciddiye alınacak bir insan olmadığım fikrini buna örnek verebilirim. bu yetişkinliğime de yansıdı ve hâlâ tam olarak aşamasam da büyük oranda ilerleme kaydetmek yıllarımı aldı.

    büyüyüp bu sorunu yüksek oranda aşınca konusunu anneme açtım. "napayım çalışıp işten gelmişim bir şey anlatmaya çalışıyorsun, vaktim yoktu seni dinlemeye" cevabını aldım.

    çok net arkadaşlar, zaman ayıramayacaksanız çocuk yapmayın.

  • doğurganlık özelliğini zaten %80 yitirmiş ve bünyesi kalan %20'lik ihtimal için denenen neredeyse tüm yöntemlere öyle ya da böyle tepki veren bir kadının uygulayabileceği en etkili doğum kontrol şeklidir. hastanede yatmayı gerektirmez, 4-5 saat içinde taburcu edilir hasta. psikolojik etkilerini saymazsak fiziksel hiçbir yan etkisi de yoktur. tüplerin, istenildiğinde geri açılabileceğine dair yöntemlerle bağlanabileceğini iddia eden rivayetler olsa da, yoktur böyle bir şey. geri dönüşü olmayan bir işlemdir. en iyi ihtimalle tüp bebek ihtimali zorlanabilir o kadar.

  • cem yilmaz'in insanoglundan her gecen gun biraz daha nefret etmesinin disa vurumu olan film.

    adam nasil nefret ettiyse cevresindeki cahilinden de, okumusundan da, sosyetesinden de, koylusunden de...

    yardirmis.

    inanilmaz bir hikaye anlatimi var bayiliyorum ya.

    --- spoiler ---

    kendini merkeze koy, kendini merkeze koy...kimim ben ? belki gotun tekiyim, niye merkeze koyuyorum?
    --- spoiler ---

    ahahah tek cumlede butun yasam koclari ve sosyal medya psikologlarinin icinden gecmis abimiz.

  • 13 yaşındaydım. yaz tatili için anneannem ve dedemle köyde kalıyordum. bir sabah dedem erkenden kalkmış, güzelce giyinmiş kokulanmış beni uyandırdı. "ben şehre iniyorum kızım bir şey istiyor musun" diye sordu. ben de sabahın köründe beni uyandırdığı için sinirlenip dünyanın en gereksiz atarını yaptım. aşırı huysuz bir şekilde "falım sakız al, buranın bakkalındaki sakızları beğenmiyorum" deyip kıçımı dönüp geri yattım.

    dedem şehre gittiğinde karşıdan karşıya geçerken bir dolmuşun kendisine çarpması yüzünden birkaç gün hastanede yatıp sonra da öldü. şehir merkezinde işleri olduğunda hep elinde taşıdığı içine evraklarını koyduğu küçük kahverengi bir çantası vardı. hastane, cenaze vs süreçleri geçtikten sonra annemle çantasını açtık. içinden 10'a yakın falım sakız çıktı. günlerce o sakızlara bakıp bakıp ağladım. şımarıklığıma, domuzluğuma öfkelendim. o sakızlar bana bazen çok basit olarak görebileceğin bir nezaketsizliğin nasıl ömürlük bir pişmanlığa dönüşeceğini öğretti.

    hatırladıkça hala burnumun direği sızlar. hiç geçmeyeceğini bildiğim bir hüzne kapılırım.

  • tiksinc bir acisal momentum olgusudur. topaci dusunelim:

    ilk anda topac dikeyle hebe acisi yapacak sekilde "cok yuksek hizda" donuyor olsun. bu olayi hayalinde canlandiran insan beyni topac odun gibi oldugu yere yigilsin ister, fakat donen topac yigilmak soyle dursun dikey ekseni etrafinda dairesel hareket yapacaktir. burada newton'un f=m*a esitligine alismis beynin dustugu hata acisal momentum gercegini goz ardi etmektir; f=ma seklinde degil de soyle dusunurse kendisi icin daha iyi olacaktir: "topacin agirlik merkezine yercekimi tarafindan uygulanan f kuvveti, acisal momentum vektoru ve f vektorunun olusturdugu duzleme dik ve f*r (r, kuvvet kolu) buyuklugunde bir tork yaratacaktir. basitce; bu tork, acisal momentum vektorune dik oldugu icin onu azaltmak, artirmak, yada daha yataya cekmek yerine (topacin yigilmasi), onun bir daire cizmesine sebep olur; fizikci agziyla, acisal momentum vektorunun tork yonunde yer degi$tirmesine sebep olur ($imdi ornegin yatay duzlemde donebilen bir diski daha da dondurmek icin uyguladiginiz yatay kuvvetin yarattigi tork acisal momentum vektoru ile ayni yondedir, boylece uyguladiginiz tork diskin daha hizli donmesini bir baska degisle diskin acisal momentumunun artmasini saglar, ve dunya ile ilgili deneyimlerimiz sayesinde bu durumu guzel guzel anlayabiliriz, ve fakat presesyon oyle degildir)."

    tabi uzerinde tirnak i$aretleriyle durmu$ oldugum gibi bu aciklamalar cok yuksek acisal hizlar icin cok yaklasik dogrudur, acisal hiz azaldikca i$in icine "nutation" girer ki bu da topacin a ekseni ve y ekseni etrafinda donmesinden daha cins bir sinusoidal "kafa sallama" hareketidir.

    bir de niels bohr ve bir diger unlu fizikcinin egilmi$, topacin donu$unu izliyorken cekilmi$ bir fotografi vardir ki bu i$lerin pek oyle cocuk oyuncagi olmadigini anlatir bize sanki..

    (bkz: topac)

    boylelikle presesyon olgusunu topac ornegi vasitasiyla anlami$ olalim, fakat aklimdaki soru $udur, acaba newton angular momentum olgusundan haberdar miydi? oy oy, muhakkak haberdardi ki gezegen hareketlerini hesapedebilmi$ (belki de angular momentumu tanimlayan newtondur, kim bilir). madem oyle, bize newton'un 2. yasasi f=m*a 'nin islemedigi durumlar gosterilirken "aman ha angular momentum varsa dikkat edin" demediler; demek ki her$eyi hocadan beklemek yanli$mi$ ahahah.. oysa $imdi "aman ha angular momentum varsa dikkat edin demediler ama non-inertial bir referans frame (ov tarzanca) seciyorsaniz newton kanunlarini inertial referans frameindeymi$sinizcesine uygulayamazsiniz dediler" diyecegim sonra ben bile kendime inanmayacagim ve fakat evet topac bir non-inertial referans frame'idir (aynen dunya gibi), ama oyle yada boyle (bkz: inertial), (bkz: non inertial), (bkz: reference frame), (bkz: newton yasalari), (bkz: ivme).

    fizik ho$ degil sanki..

  • bu durumu cinayet olarak gören hadsiz köpeklerin down sendromlu çocuk sahibi olmaları en büyük dileğimdir. böylece arz-talep ilişkisi çok daha verimli şekilde kurulmuş olur.

    size ultrasonda desinlerki; "ensesinde kalınlık var, down şüphesi var, emin olmak isterseniz şu şu testleri yaptırabilirsiniz."

    siz de başkasının işine karışmamayı öğrendiğiniz gün olarak o anı kayıt edersiniz sevgili hadsiz köpekler.

    kime neyi ispatlıyorsunuz anlamıyorum ki..

    insanları yargılarken iki kere de düşünmeyin, siz zaten mümkünse hiç düşünmeyin, "yargılamak benim ne haddime" diyerek oturun oturduğunuz yerde..

    debe edit: debedit

  • öncelikle kızcağızın ailesinin başısağolsun, korkunç bir şekilde evlatlarını kaybetmişler.

    yeri gelmişken tüm genç kızlara seslenmek istiyorum, kulağınıza küpe olsun; asla ama asla sevgilinize, flörtünüze, hoşlandığınız çocuğa nude fotoğraflarınız yollamayın ve eğer ilişkiye girerseniz görüntünüzün alınmasına rıza göstermeyin.

    şimdi ilk kısım tamam da ilişki sırasında görüntü almayı bir insan niye kabul edilsin salak mıyız diyebilirsiniz. hayır, siz salak değilsiniz ama karşınızdaki adam şerefsiz olabilir! ben fantezi yapmayı istiyorum, hatıra kalsın istiyorum diyebilir daha da ileri gidip ben sapık mıyım bana güvenmiyor musun diye size duygusal şantaj yapmaya kalkabilir cevabınız hayır olsun.

    karşınızdaki insan size kezbansın, bak dediğimi yapmazsan seni terk ederim, bana başka kız mı yok gibi şeyler söyleyip sizi manipüle etmeye çalışabilir hatta üstü kapalı bir şekilde bildiğiniz bir kızın ona asılıp nude fotoğraflar gönderdiğini filan da söyleyebilir. cevabınız yine net olsun; hayır, gitmek istiyorsan gidersin.

    size değer veren, sizi seven bir adam zaten sizi böyle sıkıştırmaz. ayrıca o yolladığınız ya da birlikte çektiğiniz görüntüleri daha sonra başka sitelere satmayacağının, size o görüntülerle şantaj yapmayacağının ya da en basitinden sağa sola göstermeyeceğinin garantisi yok. bırakın giderse gitsin o kişi hatta gitsin daha iyi sonrasında sürekli diken üstünde yaşamaktan çok daha iyidir.

  • bu suriyelilerin hakkından gelse gelse urfa toplumu gelir. adamlar zamanında peygamber yakmaya çalışmış amk.