hesabın var mı? giriş yap

  • ekrem imamoğlu'na uçak tahsisi yapılmadığını, isteyen herkese olduğu gibi imamoğlu'na da bedeli karşılığı uçak kiralandığı, 3 mart 2019'da da binali yıldırım'a uçak kiraladıkları şeklinde özetlenebilecek açıklamadır. kaynak

    süleyman soylu kadar desteksiz sallayan başka bir içişleri bakanı görmedim.

    bu da binali yıldırım'ın koç'un helikopterine binişi. kaynak

  • ulan sen önce "üzerimde bomba var" diye bağır. sonra kaçıp elinde "bıçakla" terör estir. polis vurunca da katil polis olsun.

    edit: çok duyarlı yazarlarımızdan onlarca "faşistsin" başlığı altında mesaj aldım. onlara şunu söylüyorum; gidin paris'e "üzerimde bomba var" diye bağırın ve elinizde bıçakla etrafa saldırın. bakalım kaç saniye hayatta kalabileceksiniz? aynı olay amerika, italya, belçika için de geçerli.

    ben faşist değilim ama siz adamı faşist yaparsınız...

  • erkek olanının kronolojisi şöyledir:

    1- evlilik meraklısı kadınla, evlilik meraklısı olduğunu kendisi de bilmeyen erkek tanışırlar. ilişkilerinin ilk dönemlerinde erkek bütün arkadaşlarına “evlilik ne yeeaaa, ne evlenmesi abiiiee?” der ve evli arkadaşlarını yerden yere vurur.
    2- kadın kişisi zamanla erkeğin sosyal alanlarını kısıtlar, tüm vaktini kendine harcamasını sağlar. bunu profesyonelce yapabilirse son aşamaya kadar ilerleyebilir, mühim olan erkeğin içinde -varsa- evlilik canavarını çıkarabilmektir.
    3- erkek kişi önce gece dışarı çıkmalardan, akabinde türlü aktiviteleri yaptığı arkadaşlarından kopar. kadın, ilmek ilmek işlediği planda sona gelmiştir.
    4- evlilikten asla bahsetmeyen ve konusu açıldığında “ne evliliği ya saçmala ufff bunlar hep toplumun dayatması, varoş musun sen?” diyen kadın gidilen düğünlerde, arkadaşlarının sosyal medya paylaşımlarında erkeğe gerekli mesajı verir.
    5- erkeğin arkadaşları ciddi giden bi ilişkiye müdahale etmenin ayıp olduğu sanrısıyla ses etmez ama hafiften t.şak geçmeye başlar. işte kadının asıl kazandığı nokta burasıdır: şamar oğlanı edilen erkeğe “onlar senin ilişkini kıskanıyorlar, bak hepsi yalnız başlarına ölüp gidecek...” minvalinde sözler eder. erkeğin kabuğu kırılmış, eski dostlar düşman olmuştur. kadın onun kurtarıcısıdır.
    6- evlilik fikri erkeğin de kafasında da filizlenir. bulunduğu ortamlarda evliliği savunan, makul bulduğunu belirten ifadeler kurmaya başlar.
    7- kadının arkadaşları tarafından hiç beklemediği bi anda, durup dururken sorguya çekilir. mevzu uzatılmadan en yakın olanlarla yüzük bakmaya gidilir, kadının haberi olmadan(?) en beğendiği yüzük alınır ve evlilik teklif edilir.
    8- erkek bi gün kendini evliliğe, düğüne ve tüm bu saçmalığa sonuna kadar karşı olan kadınla düğünün yapılacağı mekandaki masaların üstünde duracak şamdanlar incelerken bulur. artık çok geçtir, organizasyon firmasıyla en iyi şamdan için pazarlık yapıyordur.
    9- evlilik gerçekleşir, eski dostlar son bi vefa gösterisi yapıp düğünde ayılar gibi içerler. bu gece veda gecesidir; erkek her ne kadar “olum be farkı var lan sadece aynı evde yaşiycaz, ben yine aynı ben!” diye sinirlense de iki tarafın da bildiği gibi o iş hiç öyle değildir.
    10- erkek artık evlidir. rastagele akşamlar arkadaşlarıyla bara gidip 2 bira atan adam evde mandalina yiyip survivor izliyordur. hayattaki en büyük derdi akşamki dizinin özetinin uzun sürmesidir. yoktur artık öyle “bugün içelim de pazar yatarız ehehhe” dünyası.

    tüm bu süreçten sonra kısacık sürede tüm ömrünce inşa ettği benliği bütünüyle değişmiş erkekten eski performansını beklemek ahmaklıktır. elbette evli barklı insanın bekar gibi yaşaması doğru değildir fakat bi insan da böyle 180 derece değişemez. zaten bu farklılığın sonucunda da ya aldatmalar başlar ya da kavgalar. en kötüsüyse ikisinin de birlikte başlaması, kahırbela. evlerden ırak.

    bu yüzden evlenen insanlar bekarlarla az görüşüyorsa ben o şeye evlilik demem. bırakın evlilik iki insanın anlaşmalı köleliği değil de; ömür boyu birlikte, yaptıkları her şeyden -ve birlikte yapabilerek- keyif aldıkları bi şey olsun. evlenince aramayan arkadaşlarınızı da aramayın amk sonra boşanıp “eeooo konko noroyo godoyoroz? :)” diye aç köpek gibi ortamınıza tebelleş olurlar.

  • bir gün yolumu kaybettim ve bir çıkmaz sokaga girdim. sokagin icindeki bir konteynerde yasayan yasli bir kadinla tanistim. babasina bakmak icin evlenmemis ve yalnız kalmıs. para verdim, almadi. muratpasa belediyesi bana her gün sıcak yemek gonderiyor dedi. sen de bana pismis yemek getir, yorgan getir dedi. diyecegim, o aşevi birçok insanın, evsizlerin umuduydu. gerçekti.

  • italya'dan daha çok ülkemizde ünlü olan maç. italyanlar duysa manyak mı lan bunlar derler.
    düşünsene avusturya'da konyaspor-kayserispor maçının bilinir beklenir olduğunu.

  • üst edit: çok sayıda destek mesajı, benim için endişelenen insanların mesajları, konuyu haber yapanlar, öneriler, benzer durumda kalan insanların durumuyla ilgili mesajlar aldım. herkese çok teşekkür ederim bunun için... ev sahibi konuyla yakından ilgilendi, ve benim haklı olduğumu kendisine gerekli uyarının yapılacağını belirtmişti sabah... sanıyorum onun konuşması etkili oldu ve normalde akşam 7-8 gibi başlayan kaos şu anda yerini sakinliğe bırakmış durumda

    üst edit 2: benim için endişelenenlere tekrar tekrar teşekkür ediyorum. "uğraşma" sonuç alamazsın" diyenler de çok olmuş yine benim can sağlığımı düşünerek. haklı olabilirler. ancak bu olayda ben hem hukuki, hem insani hem de etik olarak yüzde yüz haklı olduğum için, tacizci ve rahatsız edici tavır son bulana kadar "mücadele" edeceğim... ve sanırım sonuç alıyorum...

    üst edit 3: apartman şişli harbiye'de

    türkiye'deki "ortadoğulu" sorununu şahsen tecrübe etmemi sağlayan olaydır.

    saldırı1
    saldırı2saldırı3

    olayı kısaca anlatmaya çalışayım:

    istanbul şişli'deki dairemde, 22 mart sabaha karşı saat 1.'de evin içinde yoğun bir duman ve yüksek gürültülerle uyandım. dumanın alt kattan geldiğini, mangal yaptıklarını fark ettim. gürültüler de aynı yerden, türlü böğürtüler-haykırmalar şeklinde geliyor.

    uyumak istediğim için gidip uyarmayı düşündüm ancak saat nedeniyle bundan vazgeçip polisi aradım.

    yaklaşık yarım saat sonra bir bekçi gelip şahsın zilini çaldı. ben de konuşmaları dinlemek için kapıyı açtım.- alt katta kapı açılınca daha fazla duman ve gürültüyü apartmana yayıldı- ancak buna rağmen mangal yapmadığını ve gürültü de çıkarmadığını evinde misafir olduğu için normal şekilde konuştuklarını söyledi. bekçinin "dumanı ben de alıyorum ve bu saatte yüksek sesle konuşamazsınız" demesi üzerine de "tencerede yemek yaptık" dedi...
    bekçi, kadına "ben sizi uyarmakla görevliyim bu yasak" deyince kadın iyice gemi azıya aldı ve sesini daha da yükselterek vergi verdiğini, oturma izni olduğunu söyledi; benim sorunlu olduğumu da bağıra bağıra söyledi. bekçiye benden şikayetçi olduğunu söyledi "hadi birlikte onun kapısına gidelim" dedi. bekçi de "böyle bir şey yapamazsınız bir şikayetiniz varsa karakola gidin" dedi.

    bütün konuşmaların sonunda bekçi tekrar "ben sizi uyarmakla görevliyim" diyerek gitti. bekçinin gitmesiyle birlikte kadın hışımla üst kata, yanında bir erkekle kapıma geldi ve bana hakaretler yağdırmaya başlaması bir oldu.

    beni rezil edeceğini, benim alçak olduğumu ve kendisinin bana göstereceğini arada sürekli olarak "sen kimsin" diye bağırarak tekrarladı. üzerime yürüdü ancak yanındaki erkek (ve daha sonra gelen iki kişi) onu tutup uzaklaştırdı.

    bağırmalarından apartmandaki başka insanlara da uyandı.

    ben de hakaretlerinin ve üzerime yürümesinin bir kısmını çektim. ve tekrar polisi arayıp olayı anlattım. onlar da ilgileneceklerini söylediler. (olayı takip edeceğim)

    sonuç olarak önce gürültü ve ızgara dumanına sonra da hakaretlere ve üzerime saldıran bir kadına maruz kaldım.

    bu kadını tanımadığım için tehditlerinin ne anlama geldiğini, bana zarar verip vermeyeceğini bilemiyorum tabii...

    sadece kendi adıma değil ülkem adına da endişeleniyorum.

    rahatsız ettiği için özür dileyeceğine "neden polisi aradın" diye üzerinize saldıran bir anlayışın şehirlerimizde yayılması maalesef bu tip olayları sıradan hale getiriyor, getirecek.

    edit:imla

  • caddebostan - bostanci sahilyolunun lodos sebebiyle sagdaki uc seridinin gole donusmesi sonucu trafik soldan tek serit akmaya calismakta. surucusu cok darlanmis olacak ki bir sahin sag seritten suyu yardira yardira ilerlemekte. bu esnada yurdum trafik polisinin anonsu insanlari kopartir :
    "sahin! sahin! soldan git! bogulacaksin.."

  • nezarette geçecek geceyi anneye haber vermek için "anne merak etme ben emniyetteyim" demek, annenin "tamam yavrum gece gece çıkmayın bak dışarı" demesi...

  • exxene üye olanları aptal ve gerizekalı olarak niteleyen ekşiciler, leyla ile mecnun hatırına üye olmaya başlamışlar. bir de utanmadan "bu dizinin hatırına" vs. yazıyorlar. peki normal vatandaşın da sevdiği diziler, yarışmalar, komedyenler hatırına exxene üye olma hakkı yok muydu? sadece konu siz ve zevkleriniz olunca mı bir şeye para vermek değerli ve anlamlı oluyor?

    klasik ekşici iki yüzlülüğü. yarın da başlarlar exxeni övmeye, zira verdikleri 4.99 tl'yi izah etmeleri gerekir.

  • ıstanbul'a gelen borges ( nobel odullu arjantinli yazar ) burada daha yumuşak bir almanca gibi tınlayan bir dil çalındı kulağıma' demiş bulunmuştur
    helen mirren leyla umar' a verdigi roportajda turkce icin kus sesi benzetmesini kullanmistir
    amerikalilar turkcenin muzik gibi cok hos bir tinisi oldugunu ve ayni fransizca gibi agdali geldigini belirtti.
    erkekler kufurlerimizin (icinde bolca r vurgulu olanlarin) cok etkileyici oldugunu,
    bayanlar ise seni seviyorum' un tum diller icinde en melodik soylenise sahip ask ilani oldugunu ekledi.
    bir amerikali gruptan uzun sure turkce konusanlari dinlemesi istendi, uzun sureye ragmen % 89 u hic bir kelimeyi yakalayamadigini-
    o yuzden dilimizde kelime olmadigindan suphelendiklerini soylemislerdir.
    arastirmaya katilan fransiz, alman, ıngiliz, ıtalyan, filipin ve hintli grup turkcenin cok akici, ahenkli ve neredeyse nefessiz kalacak kadar hizli ve araliksiz konusuldugu konusunda hemfikir olmuslardir.

  • kediler sürü halinde gezip insanlara saldırmıyorlar. konuyu vahşi, insan yiyen sokak köpeklerine getireceksiniz eğer.