ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kolpaçino
-
insana ani ve siddetli kahkahalar attiran film. benim icin en etkilisi
--- spoiler ---
ormanda cesetleri tasima sahnesinde, arkada gokyuzune dogru tuhaf hareketler yapan galerici sahin icin ozgur'un ''o napiyo orda ucak mi indiriyo'' demesiydi.
--- spoiler ---
bir de
--- spoiler ---
herkes dertli dertli otururken, sahin'in "ozgur bey, midem kazindi da bi parca ekmek var miydi?" diye sordugu sahne.
--- spoiler ---
japonya bayrağını tasarlayan adam
-
üşengeçlikte libya bayrağını tasarlayan adama ilham kaynağı olmuştur ve çırak ustayı geçmiştir.
görsel
düzenleme : festina nickli arkadaşın uyarısı üzerine belirtmekte fayda var, bu bayrak 2011'e kadar kullanıldı.
güncelleme: uçan link
süleyman şah türbesi'ndeki askerler
-
bir diktatörün iktidarını koruyabilmesi için kendi devletleri tarafından öldürülmeleri planlanan askerlerdir. kim bilir aileleri nasıl bir şok geçiriyordur şu anda. hükümet kendi elleriyle, vatanını korumak için hizmet ettiğini düşünen gencecik insanları öldürüp, sonra da "vatan sağ olsun" gibi tarihin en riyakar cümlelerinden birini kuracaktı.
kedi seven erkek
-
5 çocuğu 12 torunu olan dedemin ılık olduğunu anlamama sebep olan tespitlere söz konusu bir sınıflama.
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
orta okulda ders sırasında..
-neydi pantalon ingilizce de,sen söyle bakayım
-pentılın
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
bölük komutanının* tam bir star wars fanatiği çıkması, kol komutanı* asteğmene*, bestler-dereler'de * operasyon sırasında koluyla beraber a&t faaliyetine, tepeye emniyet almaya falan gönderirken, emir verme aşamasında yoda gibi devrik cümlelerle konuşup, "my young padawan" diye hitap etmesi. benim de "yes, master", "acknowledged, sir", "roger, roger" gibi karşılık vermem.
düşünüyorum da iyi ki öyle yapmış. yoksa kafayı sıyırmamak elde değil, aylarca hemen hemen her iki operasyondan birinde mutlaka çatışmaya girdiğimiz, her seferinde mutlaka bir kaç tane mayına denk geldiğimiz o bölgede. kucağımda şehit olan askeri mevziden taşıdığım, üç gün boyunca silah sesinin dinmediği, 22 tane teröristi ölü ele geçirdiğimiz o acayip coğrafyada. a&t faaliyetinde, bir pkk'lıya arkadaşı tarafından gönderilmiş bir fotoğrafın arkasında "benim için de bir kaç tane tc askeri gebert" yazılı albümü bulduğumuz dere yatağında. çocukların operasyon dönüşü bizi "en büyük asker bizim asker" diye bağırarak karşıladığı, kumanyamızdan artan şeker, bisküvi, çikolatayı dağıttığımız, bana "abi, biz de büyüyünce sizin gibi şehit olacaz" diyen veledin bulunduğu köyde.
ne öğretti konusuna gelirsek: bana dua etmeyi öğretti. ordaki askerlere, o garibanlara, ve de rütbelilere, yıllarca ailesinden uzakta, savaşın ortasında olan o subay, astsubay, uzman çavuş ve onbaşılara, bitirip gelince her gece "umarım o dağlarda şu an yağmur yağmuyordur, soğuk değildir, umarım sis, pus yoktur, gece görüşler güzel gösteriyordur, inşallah hepsi kazasız belasız birliğe, sonra da evlerine dönerler" demeyi öğretti, tanrıyla çok da işi olmayan bana.
sözlüğün konsept limitleri
-
hakaret niteligi ta$imayan her turlu bilgi.. kimsenin "bahsedecek bunu mu buldunuz" yargilamasi yapmaya hakki yoktur.. onu yapana kadar daha degerli bir$ey uretiniz ve daha cok takdir gorunuz.. (bkz: batacak yer arayan insan modeli)
kış saati uygulamasının kaldırılması
-
bana her sabah farklı sürprizler yaşatan karardır.
bu sabah saat 7.10'da, köpeğini dışarıya çıkaran bir teyzenin kafa feneri taktığını gördüm. madenci değildi kendisi.
ay sinirim bozuldu, sabah sabah.
jose mourinho
-
barcelonalılar uzay'dan gelmişse, dünya'yı kurtaran adamdır.
bakanların da özel uçağı olacak olmak zorunda
-
(bkz: çabuk büyüdü dikkat edersen)