hesabın var mı? giriş yap

  • burası
    paypal’ın yasaklandığı,
    insanların ucuza çinden (aliexpress) ürün getiriyor diye gümrük vergilerinin yükseltildiği,
    uber’in dövüldüğü,
    booking’in engellendiği
    topraklar...

    ne sandınız öyle kafanıza göre dijital menkul değer oluşturabileceğinizi mi...

  • 6. sinifa kadar okudugunu belirtmis zaten kendisi. bu yüzden herkes yerine herkez yazmasina takilmamak gerek.
    türkiye genelini gectim - eksi sözlük; üniversite bitirmis, yüzlerce kitap okudugunu iddia eden ve dahi anlamindaki de´leri ayiramayanlarla dolu.

    cok duygulandirdin be ali...

  • izlerken neleri kaybettiğimizi bize hatırlatan videodur.

    yapılan enfes sohbet, naifliğin ne kadar uzağında kaldığımızı suratımıza vurmuştur.

  • http://genclerbirligi.org.tr/kamuoyuna-duyuru-6/

    kamuoyuna duyuru
    cumhuriyetle yaşıt kulübümüz, türk sporuna olan katkısı, türk sporuna kattığı değerlerle ve duruşuyla taraflı tarafsız kamuoyunca yıllardan bu yana centilmen sıfatı ile anılmıştır. bu hem taraftarımızın tribünde yarattığı aile ortamı hem de kulüp politikamız gereği bizim de onurla göğsümüzde taşıdığımız bir sıfat olmuştur. bu sebeple de ankara’da rakip takımları centilmence misafir etmiş, rakip takımlardan da gittiği deplasmanlarda aynı şekilde karşılık görmüş; o karşılığı göremese de centilmence mücadele ile sonuçlardan bağımsız olarak sahadan ayrılmıştır.

    salı akşamı vodafone park’ta beşiktaş jk başkanı sayın fikret orman ve yönetim kurulu üyelerinin , başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimize göstermiş oldukları misafirperverlik ve nezaketleri için teşekkür ederiz. benzer bir misafirperverliği rakip teknik direktör tarafından yedek kulübemize bir hoş geldiniz ziyareti ya da farklı şekillerde göremesek de futbolcularımız ve teknik ekibimiz centilmence mücadeleden vazgeçmemiş , mücadelenin sonunda da kazananı kutlamıştır. aldıkları 3-1’lik galibiyetten dolayı rakibimizi tekrar kutlarız.

    maç sonu rakip teknik direktörün yaptığı açıklamalar yaşça “büyüklük” sıfatının arkasına gizlenemeyecek kadar hatalı ve şaşırtıcıydı. ayrıca şenol güneş’e gelen her dostça uyarı ya da hatırlatmaya “büyüklük” sıfatıyla siper olanlara şunu da hatırlatmak isteriz;
    22 eylül 2015 tarihinde oynanan gençlerbirliği – beşiktaş maçından sonra merhum onursal başkanımız ilhan cavcav’ın hakemle ilgili yorumunu kasteden şenol güneş’in , “cavcav hakemi görmüş mü ki… uzağı görebiliyor demek, iyi” cümlesi kendisinin de bu kavramlara olan bakış açısını gösteriyor.

    maç sonunda sebebini bilmediğimiz bir şekilde “saygısız olduğumuzu söylediler, nasıl bir saygısızlığımız oldu bilmiyorum. ayakkabıları yoktu 10 çift ayakkabıyı biz verdik. bizi yenseler bizim ayakkabılarımızla yeneceklerdi” açıklaması ile “sözde” bir lütuf örneği sergilemesi ise kamuoyunun takdiridir. ancak biz hatırlatmak isteriz ki; saygı, “10 ayakkabı verilerek(!)” kazanılmayacak kadar önemli bir olgudur. ayrıca iddia edildiği gibi bir ayakkabı alışverişi olmamış, futbolcularımız sahaya kendi ayakkabıları ve malzemeleri ile çıkmıştır. ayakkabılar verilmiş olsa dahi; yapılan iyiliğin bu şekilde konuşulması, amiyane tabirle başa kakılması da bir o kadar söyleyeni küçülten söylemlerdir.

    beşiktaş gibi saygın ve büyük bir camianın teknik direktörü olması bile şenol güneş’in son dönemdeki davranışlarını ve açıklamalarını örtme konusunda yeterli olamıyor.

    şenol güneş’in bursaspor’da, yani bir anadolu takımında iken “istanbul’un havası kirli” cümlesini kurduğu dönemki hisleri baki mi bilmiyoruz ancak kendisinin o ima ettiği havadan etkilendiği çok açık.

    umuyoruz ki en kısa sürede bu durumdan çıkar ve yine herkesin sevdiği , saydığı şenol güneş olarak türk futboluna katkı vermeye devam eder.

    gençlerbirliği spor kulübü

  • parkın kısa tarihçesi:
    1864’de bir grup zengin amsterdamlı şehir için bir gezme parkı girişimde bulunurlar ve toprak satın alırlar. bir vakıf kurulur. 1865’de parkın yapımına başlanılır ve yaza doğru halka açılır. iki sene sonra şair joost van den vondel’in heykeli konulur. halk heykelden dolayı parka artık ‘vondelpark’ demeye başlar. ilk etapta at sürme, yüreme, dinlenme olarak düşünülür park. sonradan süt evi, yumurtacı v.s. küçük girişimlerle park daha canlanır, şehire yeni nefes olur.

    1875’de parkın yarım kalan bölümü de düzenlenir ve 1877’de 47 hektar toprak artık tamamen bir halk parkı olarak kullanıma hazır hale gelmiştir çeşitli binalarıyla. parkın stili ingiliz parklarını andırır. herşey güllük gülistanlık değildir, yangından mesela bir bina kül olmuştur.
    1930 yıllarında koşu faaliyetleri başlamıştır. 1953 yılında da vakıf artık vondelpark’ın masraflarını karşılayamaz hale geldiğinde belediye parkı deviralır.

    1960-1970’lerde vondelpark artık tamamen halkındır ve bir nevi ‘esneklik’ nefesler ziyaretçisine. o kadar esnekleşmiştir ki, hippiler çadırlarıyla parkta uyumaya başlar.
    ilk başta çok masum gelen topluluk, gittikçe uyuşturucu yüzünden büyük problem yaratmaya başlar. en sonunda polis zoruyla parktan yaka paça çıkartılırlar. parkta uyuma yasağı getirilir.

    1980’lerde açık hava tiyatrosu inşa edilir ve yazlık tiyatro programlarına başlanılır.
    (bir yaz günü bisiklet ile parktan geçerken türkçe müzik duyup ışınlandığım podyum, yüreğinize sağlık altın gün.)

    vondelpark ve içinde bulunan binalar 1996’dan beri tarihi devlet statüsü ve koruması altındadır. yılda 10 milyondan fazla ziyaretçisi olan bu parkın havası diğer amsterdam parklarına kıyasen gerçekten farklı. parkta çok çeşitli kültür faaliyetleri ve sanat eserleri var (birisi mesela pablo picasso'nun) ve bir o kadar da huzur. parkın gönüllü vakfı ‘vondelpark’ın arkadaşları’ fanatik ve inatçı bir vakıf, ama park için güzel şeyler yapmaktalar.

    parkın kısa tarihini anlatan vidyosunu buradan izleyebilirsiniz.