hesabın var mı? giriş yap

  • şarapçılıkta bir kırmızı şarabın temelinin oluşmasını sağlayan aşamadır. kırmızı üzümler büyük hacimli paslanmaz çelik tankların içinde, saplarından ayrıştırılmış bir şekilde bekletilirler. bu süre ne kadar uzun olursa şarabın * rengi üzümünün yeteneği doğrultusunda o denli koyulaşır. aynı zamanda çekirdekten geçen ve burukluk veren madde olan tanen artar, gövdesi yoğunlaşır ve üzümün kabuklarından aromalar geçer. bu sürenin kısa tutulması durumunda roze şarap elde edilir. şarap yapımcısı bu işlemin süresiyle paralel olarak değişik karakteristikte şaraplar üretebilir. bu da demek oluyor ki aynı üzümden yapılmış iki şarap, üzümünün yetiştiği bölgenin etkisinin yanısıra bu işlemin süresiyle de paralel olarak değişik tatlara sahip olacaktır. örneğin, 1 hafta maserasyonda bekletilen boğazkere üzümünden yapılan bir şarap ile 3 hafta bekletilerek yapılan arasında tanen, gövde ve renk hiç şüphesiz ki farklı olacaktır. aynı zamanda bu sürenin uzunluğu, şarabın şişede yıllanma süresini de artırır, çünkü yıllanmaya en yardımcı madde olan tanen * daha yüksek olacaktır. ancak unutulmamalıdır ki tanenin artması ilerki aşamalarda kullanılacak meşe fıçı süresini de etkiler. dolayısıyla maserasyonda uzun süre bekletilen şaraplar fıçıya da gireceğinden, genelde gövdeli ve güçlü şarapların diğer üretilen şaraplara göre daha yüksek fiyatlı olması ve uzun süre yıllandırılması bundandır.

    (bkz: hayat ne tuhaf herşey birbiriyle teyelli)

  • artık ben şundan eminim.

    bu adamlar ülkenin bütün güzelliklerini yok etmek için elinden geleni yapıyorlar.

  • bir aşçı olarak yorum yapmam gerekirse,

    bir menüde kalem başına fiyat, maliyet x3 olarak hesaplanır.

    bir yemeği malettiğinin üç katına satarsan hayvansın hede hödö diyeceklere şöyle bir açıklama yapayım:

    hesaplamanız gereken şey, giderlerin hepsi aradan çıktıktan sonra kâr edebiliyor olmanız, dolayısıyla malzeme fiyatı+mekan kirası+elektrik,gaz,su+çalışan ücretleri+temizlik masrafları+bakım masrafları+restorana ait lisans ücretleri (alkol örn.)+türkiye ekonomisi sayesinde ayda bir değişen fiyatlar sebebiyle yeni menü basımları gibi ek maliyetler.

    şimdi maalesef ki türkiye'de artık bu malzeme fiyatı x3 dengesi bile fahiş fiyatlar dolayısıyla bozulmuş olabilir. bir restorandaki elektrik ve doğalgaz gideri zaten malzemeyi aşacak paralara ulaşmış olmalı diye üfürüyorum (çünkü çok da net bir bilgim yok) hadi çalışan paralarından kısarak dengelesinler diyelim falan filan ve bu matematiğe uydurmaya çalışalım.

    fettucine alfredo gibi basit bir tarif üzerinden (ve kafeler nasıl yapıyorsa ona göre hesaplamaya çalışacağım) maliyet hesabı yapalım.

    100 gram tavuk göğüs: 17 tl
    100 gram çiğ makarna: 3,4 tl
    75 ml krema: 13,125 tl
    10 gram toz parmesan: 17,5 tl
    1 diş sarımsak: 0,1 tl
    15 ml zeytinyağı: 4,5 tl
    tuz&karabiber: 0,03 tl+0,25 tl
    üstüne süslemek için 1 adet kokteyl domates: 1,54 tl

    yani toplamda 1 tabak fettucine alfredomuzun (ki bunlar perakende fiyatlar, toptanda bir 15 tl kadar ucuzlayacağını düşünmekteyim) malzeme bazında işletmemize maliyeti 57 tl 445 kuruş. bunun üç katı ise 172,335 tl oluyor. haydi bir de bunu 175 tl'ye yuvarlasın diyelim. (üstüne restoranların kullandığı hilelere hiç girmiyorum, toz parmesan diye hesapladığım şeyde çoğu restoran kars kaşarının kabuğunun rendesini falan kullanıyor, o hesapla da buraya 17,5 tl fiyat biçtiğimiz şeyin fiyatı 3 tl'ye falan düşüyor)

    şu an yemeksepetinden fettucine alfredo fiyatlarına bakıyorum: liva pastanesinde 243 tl, pilavcı abide 247 tl, hüdaverdi pastanesinde 210 tl, matchless makarna'da 230 tl.

    haydi bir de yemeksepeti komisyon alıyor üstüne kurye murye, restorandan menü fiyatına bakayım bulabildiklerimin: livashop.com'da fettucine alfredo 270 tl. yemeksepetinden de pahalı yani.

    e peki sorarım restoranlar, güncel perakende fiyatlarıyla 57,5 tl'ye mal ettiğimiz bir tabak yemeği kâr edebilecek olduğunuz ücreti 175 tl iken bize neden x4 x5 fiyatlarla kakalıyorsunuz?

    peki sevgili halk, siz enayi misiniz, hala bu kafeleri restoranları hınca hınç dolduruyorsunuz?

    eyyorlamam bu kadar.

    komik edit: yarası olan bir işletmeci gocunmuş olacak ki mesaj attı isterse 750 lira fiyat biçer size ne diye, ben de o zaman ev sahipleri de tek göz odaya 30,000 tl isteyince kızmayın dedim, e tabi kızmam fedakarlık neden bizden bekleniyor siz de maaşınızın yarısını alın o zaman fedakarlık gösterip dedi.

    muhatap olduğumuz zihniyet bu arkadaşlar. bu durumda fiyatların düşmesini daha çok bekleriz gibi.

  • klibinin, mtv ismindeki klip sektörüne hakim organizasyonun yayınladığı, ilk zenci klibi olması, belki bir bilgi olarak burada yerini almalı.

    lakin günün birinde, misal 3000 yılında birisi burayı okuduktan sonra, "michael jackson da kimmiş" deyip, araştırır fotoğraflarını bulursa, o senden, benden beyaz suratını görünce, "bu mu zenci klibi çekmiş, lan herşeyi sallamışlar sözlükte" derse, "allah belanızı versin" diye lanet ederse, ben ne yapayım, hakettiğim bir şey mi bu ? ayıp değil mi maykıl, tarihe geçmiş insansın, kaosların sebebisin, her neyse saygı duyuyorum.

  • olay hijyen konusu degil de, bu capta bir firmanin 21. yuzyilda otomasyona gecmemis olmasi beni sasirtiyor. nasil olurda manuel operasyon otomasyondan ucuza gelebilir inanilir gibi degil. tahminim sudur ki. bu uretilen urun satis adetleri cok dusuk olan bir urundur ya da yeni devreye alinan bir urun olabilir. bu nedenle otomatik paketleme hatti yatirimi yapmamis olabilirler. baska mantikli aciklamasi yok.

    edit: az once aklima gelmeyen diger bir ihtimal de bu urunu fason bir tedarikciye urettiriyor olma ihtimali. bence bu cok yuksek bir ihtimal. yani burasi dardanel'in kendi fabrikasi olmayabilir. biraz daha dikkatli bakinca hatta baliklari olceklendiren her hangi bir aparat yok. hattin basindaki iki kadin baliklari olcusuz bir sekilde pakete koyuyor. yan masadaki iki kadin ise her posedi tek tek tartip icine gerekirse balik ekliyor ya da paketten balik cikartiyor. hattin sonunda ise iki kadin pakedin icine iki tane sivi ekliyor. sanirim yag ve su. hattin basindaki ve sonundaki diger islemleri de eklersek ortalama bir hatta 10-12 kisi calisiyor ve dakika da cikan urun sayisi. ortalama 8-10 paket. full otomatik bir uretim hattindan dakika da 40-60 adet urun cok rahat cikar. hem kalite, hem de hijyen le ilgili sikintilar ortandan kalkar. ayrica personelle ilgili sikintilar da biter.

  • dergiye yazı yetiştirmeye çalışırken bilgisayarım bozuldu. ne yapayım derken aklıma babamdan onun bilgisayarı ödünç almak geldi.

    annem ve babam, büyük bir fedakarlık yaptı, ücretsiz iznim bitip işe başladığım dönemde çocuklarımla ilgilenmek için izmir'den gelip karşı apartmanıma taşındılar. yani komşum oldular.

    gittim aldım komşudan bilgisayarı. yazıyı yazmak için bir açtım, masaüstünde kocaman bir fotoğrafım. muayenehanedeki koltuğuma oturmuş gülümsüyorum.

    insanlar küçük çocuklarının fotoğrafını masaüstü resmi yapıyor ve bu normal geliyor ama babamın kocaman bir kadın olan kızının fotoğrafını koyması hem beni gülümsetti hem de mutlu etti. bilgisayarı her açtığında ona bakıp gülen kızını görmek istemiş demek.
    canım babam.

  • motor yağı alırken aracınızın kitapçığında yazan yağı kullanırsınız. bu yağlar 10w-40, 5w30 gibi numaralarla belirtilir. ancak bu numaraların ne anlama geldiğini bir çoğumuz bilmez. öğrenelim:

    10w-40 yağı örnek alalım. burada w, winter'ı yani kışı temsil eder ve soğuk çalışma sırasındaki değeri belirtmek için kullanılır. 10 ve 40 ise yağın viskozitesi yani akışkanlığıdır.

    yani 10w-40 motor yağının ilk çalışmada viskozitesi 10 iken motor normal çalışma ısısına ulaştığında viskozitesi 40 olur.

    bu değerler düştükçe yağın akışkanlığı artar.

    5w-30 yağ ile 10w-30 yağ arasındaki fark motor normal çalışma ısısına gelene kadar 5w-30 olanın akışkanlığının daha yüksek olmasıdır.

    10w-30 yağ ile 10w-40 yağın farkı ise motor ideal çalışma ısısına ulaştığında 10w-30 yapın akışkanlığının daha yüksek olmasıdır.

    yağ çeşitleri ise mineral, yarı sentetik ve (tam) sentetik olarak üç çeşittir.

    mineral yağ: en ham motor yağıdır. geniş bir sıcaklık aralığında işlev görmek üzere işleme tabi tutulan rafine petrol yağlarıdır. günümüzde, eski araçlarda ve motosikletlerde kullanılırlar. (yeni nesil motosikletlerde de artık sentetik olanları tercih ediyor üreticiler.)

    bu yap ile en büyük sorun yağlanmanın çok az olması ve sürtünme kaynaklı ısıya karşı koruma sağlamamasıdır. düşük sıcaklıklarda verimsiz çalışır, yüksek sıcaklıkta kullanımda ise stabil değildir. sentetik veya yarı sentetik yağlara göre daha sık değiştirilmesi gerekir.

    yarı sentetik yağ:
    mineral yağ ile sentetik yap arasında konumlandırılmış yağ çeşididir. mineral yağın fiyat avantajını, sentetik yağın performansı ile beraber sunmak üzere üretilen yağlardır. fiyatı mineral yağdan yüksek, sentetik yağdan düşük, koruma oranı sentetik yağdan düşük ancak mineral yağa göre üç kat fazladır.

    az miktarda sentetik yağ ve mineral yağ karışımıyla üretilir. düşük sıcaklıklarda mineral yağa göre daha iyi performans sunarken, yüksek sıcaklıklarda daha fazla koruma ve daha yüksek aşınma direnci sağlar.

    (tam) sentetik yağ:
    motor yağı teknolojisinin en son noktasıdır. laboratuvarlarda kapsamlı çalışmalar sonucunda üretilirler.

    mineral yağlar moleküllerine ayrılıp laboratuvar ortamında tekrar bir araya getirilmesi ile üretilirler. üretiminde baz yağlar da kullanılırız. bunlar polialfaolefinler (pao) ya da esterlerdir. (poliol ya da diester)

    bu, motor yağı teknolojisindeki en son teknolojidir. tam sentetik motor yağı, mükemmel koruma sağlar ve daha fazla yakıt verimliliğine katkıda bulunur.

    sentetik yağlar soğuk ya da sıcak kullanımda ve stres altında stabil olmak üzere ürtilmişlerdir. sentetik yağın molekülleri şekil ve boyut olarak da çok tutarlıdır ve verimli yağlama ile koruma sağlar. üretiminde kullanılan bilim sentetik motor yağlarının pahalı olmasına neden olmaktadır.

    peki hangi tür ve viskozitede yağı kullanmalısınız?
    sorunun cevabı basittir; aracınızın üreticisinin tavsiye ettiği viskozitede ve türde yağı kullanmalısınız. ancak tavsiye ettiği markayı kullanma gibi bir zorunluluğunuz yok. kişisel tecrübelerinize dayanarak marka seçimi yapabilirsiniz.

    ayrıca araç üreticisi 2 farklı tür yağ tavsiyesinde bulunmuşsa; örneğin 5w-40 ya da 10w-40 olsun bu değerler. bulunduğunuz yerin iklim koşullarına göre seçim yapmalısınız.

    soğuk bir iklimde yaşıyorsanız 5w-40 olanı, daha sıcak bir iklimde yaşıyorsanız 10w-40 olanı tercih edebilirsiniz.

  • olumlu yönden bakmak lazım artık direkt 4 ile çarpabileceğiz. küsürat yok. büyük resmi görün.

  • ya allahın vasıfsız ergeni nasıl sürekli gündem olabiliyor. takip etmiyoruz, görmek istemiyoruz ama her yerde karşımıza çıkıyor.