ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yunan mitolojisinin kürtlerden arak olması
ankara semtlerinin ingilizce karşılıkları
-
oran = that place in your body
düğünde çalması istenen giriş parçası
-
lan bazilari oyle sarkilar yazmislar adeta herbiri birer lord, birer prenses. sanirsin bu cografyanin insani degiller, dugunleri de soyle bir ortamda olacak.
evet arkadaslar, hayal kurmak guzeldir ama gelin yemiyelim birbirimizi. cogumuzun dugun ortami az cok boyle bi' sey olacak. biraz gercekci olalim. ve evet, o sirada da "abe kaynana ne yaptın bize" caliyor olacak. ardindan da "abim damat oluyor sira da bana geliyor"...
osmanlı ocaklarının oy vereceği partiyi açıklaması
-
(bkz: sağ gösterip sağ vurmak)
tinder
-
"sürekli cevap verememiş veya ilgisiz görünmüş olabilirim ama sonuçta numaram var olm sende, yarı yarıya başarmışın yani" diyen kızların kullandığı uygulama.
(bkz: kadınların kendini ödül olarak görmesi)
sergen yalçın
-
-sneijder 3.5 yıllık sözlemesini tamamlamadan gider.
-neye dayanarak söylüyorsunuz sergen.
-koltuğa dayanarak.
büyük ünlü kayması
-
ingilizcede neden sesli harfler alıştığımızın dışında seslendiriliyor sorusunun cevabı oldu. meğersem bu olay öncesi kelimeler tıpkı türkçedeki gibi yazıldığı gibi okunurmuş. yani düşünsenize bir ingilizin make'i "meyk" diye değil de "mak" diye okuduğunu. kulağa ne kadar garip geliyor. adamlar knight'a bugün "nayt" derken o tarihlerde "knist" gibi bir şey diyormuş
esasında bu değişimin en bariz örneği de huskarl kelimesinde. o kelimenin ingilizcede yazılışı housecarl şeklinde, house orada bildiğin ev anlamında, o tarihlerde "hus" diye söylenen kelime olmuş sana "haus".
bu ünlü kaymasının sebebini merak ettim. wikipedia'da kesin olarak bir görüş birliği olmasa da o dönem istilacı normanların gelişiyle fransızcanın etkisine giren ingilizce, telaffuzları da fransızcadan almaya başladığından yavaş yavaş eski söylenişleri unutarak yenilerin benimsendiği görüşü ağır basıyor denilmekte. bir de fransız kökenliler elit tabaka iken, anglosaksonların avam kesim oluşu ve bu avam kesimin elit kesime özenerek onların söylediklerini taklit ettikleri düşüncesi var. bu bence aynı zamanda ingilizcede neden bu kadar fransızca kökenli kelime olduğunu da açıklıyor sanki.
bana ne lan çıkmam saraydan
-
1150 oda yaptırdım altından
içini döşedim iran halısından
o da benim değil milletin malından
bana ne lan çıkmam saraydan
emmanuel sheyi adebayor
tour de nesle skandalı
-
skandalı yaşayan hanedan fransa'yı aralıksız 805 yıl(987-1792) yöneten capet hanedanıdır.(capet ve alt kolları olan: valois, bourbon hanedanları) esasen fransa'yı 805 yıldan daha fazla yönetmişlerdir ama sanıyorum o kısım bizi ilgilendirmiyor.*
bahsettiğim zamanlarda tahtta fransa kralı yakışıklı/demir lakaplı iv. philip tahtta bulunuyor. tatlı mı tatlı şöyle bir ailesi var: görsel philip'in kızı isabella, ingiltere kralı ii. edward'ın eşi. yani kendisi ingiltere kraliçesi. philip'in oğlu charles, burgonyalı blanche ile diğer oğlu veliaht prens louis ise burgonyalı margaret ile evli.
1313'te ingiltere kraliçesi isabella kocasıyla birlikte fransa'ya ziyarete gelir. louis ve charles konukları için kukla gösterisi düzenler. gösteriden sonra isabella hem kardeşlerine, hem de kardeşlerinin eşlerine işlemeli cüzdanlar hediye eder.
aynı yılın aralık ayında çift ingiltere'ye döner. isabella, aunaylı gautier ve aunaylı philip(kardeşler) adlı iki norman şövalyenin eltilerine hediye ettiği cüzdanları taşıdığını fark etmiştir. eşeğin aklına karpuz kabuğu düştü bir kere, 1314'te fransa'yı tekrar ziyarete giden isabella mevzuyu babasına anlatır.
iv. philip derhal aunaylı kardeşleri tutuklattı ve bir süre sonra skandal ortaya çıktı. tour de nesle kulesi'nde philip'in gelinleri blanche ve margaret zamanlarının bir bölümünü norman şövalyelere ayırmıştı.** dedikodular ortaya çıkmaya başladı, philip'in üçüncü gelini joan'ın olaydan haberdar olduğu hatta onun da tour de nesle'de yaşananlara katıldığı söylendi.(v. philip'in eşi)
norman kardeşler işkence gördü, zina suçlamalarını kabul etti. olaya karışan blanche ve margaret'in saçları kazıtıldı ve hapsedildiler. işler norman kardeşler için daha kötü bitti, onların hapsedilmesi yetmezdi. öyle şeyler yapılmalıydı ki, bir daha kimse kraliyet ailesine göz dikemesin. önce hadım edildiler ardından ünlü ingiliz cezası "drawn and quartered" yapıldı.(bkz: hung drawn and quartered /@bunubenyazdim) yani önce canlı canlı iç organlarını çıkardılar daha sonraysa vücudunu birkaç parçaya böldüler veya başka bir kaynağa göre yine hadım edildiler daha sonra tekerlek yardımıyla kolları ve bacakları kırıldı ve son olarak asıldılar.
edit: dönem kroniklerinden birinde d'aunay kardeşlerin ölümü şöyle resmedilmiş: görsel
credit: (bkz: convallaria maialis)
george best
-
aramızdan ayrılalı neredeyse altı yıl olmuş "the belfast boy." yaşam tarzıyla ve erişilmez futboluyla efsane oldu. şu an milyonlarca hayranı ona kalpten bağlı ve bunun için onu kırmızı formayla canlı izleme şerefine erişmiş olmalarına gerek yok. yollarının ingiltere'ye düşmüş olmasına bile gerek yok. yerçekimi gibi işte. herkes orada olduğunu biliyor ve kabul ediyor. bir anda hızlandı mı durdurulamaz olduğunu, içki ve kadınlardan vazgeçemediğini biliyoruz. mitolojik bir figür diyebiliriz kendisi için.
koşarak adam geçmek: http://www.youtube.com/watch?v=a6s8qrzxnja
tarihin en anlamlı sayılmayan golü: http://www.youtube.com/watch?v=v0g_tj6zt3s
ya tutarsa golü: http://www.youtube.com/watch?v=zum5ihbxjme
united avrupa şampiyonu: http://www.youtube.com/watch?v=qky33ed9qaa
dolap.com
-
ikinci el urunlere oldum olasi uzak dururum. bir arkadas ilani gormus ve bana gonderdi. piyasinin yari fiyatinda. satici ile yorumlar uzerinden filan iletisime gectim, sifir ayarinda filan dedi ki fotograflarda da oyle gozukuyordu. neyse aldik urunu. urun 2 gundur kargo subesinde bekledi. subeye telefonla ulasmak zaten mumkun degil. gittim subeye dedim benim kargo var ama dagitima çıkartmadınız filan. kargonuz burda, aktarmada zarar görmüş biz o yuzden teslim etmedik. dedim neden haber vermediniz, iste yogunduk filan. kargon kutusu komple parcalanmis, tekrar toparlayip bantlamislar. urun de agir, 100kg kadar. urun de kullanilamaz hale gelmis. bu arada ben dolap uygulamasini hic kullanmamistim. bildirimlere de izin vermemistim. bildirim gelmis, otomatik onay olacak diye ki sistem onaylamis. saticiya para gitmis. ben urunu teslim almadim. musteri hizmetleri telefonu yok. mesaj atin diyor. mesaj atiyorum hemen cevap vermiyorlar. neyse ertesi gun oldu, dolap diyor ki urunu al. ya nasil alim ortada urun kalmamis. biz bu sekilde iade yapamıyoruz. urunu teslim alin ondan sonra iade sureci baslatalim. diyorum ki sizin kafaniz mu guzel kutu bile parcalanmis, parcalari mi teslim alim? bizim isleyisimiz bu sekilde. baska turlu yardımcı olamayiz dediler. saticiyi aradim anlattim durumu, dedi ben parami aldim ne yaparsan yap sen. parani kargodan al dedi. ikinci el urune kargo sirketi para oder mi hic. baktim olmuyor, bankadan direk harcama itirazinda bulundum. teslim almadigim urunun parasini firma geri iade etmedi diye. 10 gun sonra banka parayi iade etti. simdi dolap ariyor, urun nerde? dedim ben almadim. satici da almamis diyor. valla artik o sizin sorununuz. ben urunu kargodan teslim almadan ne diye saticiya parayi aktariyorsunuz. sonuc olarak guvenli bir sistem degil. kredi kartinin harcama itirazi olmasaydi bana girecekti. bu arada isbankasi kartini kullanmistim, iscep ten harcama itirazi yaptim. harcama itirazi yaparken belge ekleme yeri de var, dolap siparisinin ekran goruntusu ile kargo takip sayfasinin ekran goruntusunu ekleyip gonderdim