hesabın var mı? giriş yap

  • çok sevimli satıcılar var burada. alacağım ürünle ilgili ne zaman çetleşsek oldukça samimi diyaloglar oluşuyor. genelde cümlelerine "dear friend" diye başlayıp samimi bir esnaf gibi ilgileniyorlar. cümlelerinin sonunda da mutlaka sevimli bir smiley koyuyorlar. mesela bir keresinde takip numarası da olmadığı için 50 küsür gündür gelmeyen bir ürün için, "takip numaram da yok 50 gündür bekliyorum ama gerçekten yolladınız mı?" diye sormuştum da eleman, "bu ürünün garantisi benim kardeş ürünü yolladım biraz daha sabır istiyorum senden" deyip sonuna da yüzü kızarmış smiley koymuştu. ben de "tamam bro sen öyle diyorsan bekleyeceğim" diyerek elleri ağzında kıskıs gülen smiley koymuştum. geçenlerde ürün gelince feedback'lerime baktım da elemanın yazdığını görünce kahkaha attım. abi devamlı müşteri yağlar gibi yağlamış.

    "very nice buyer, ıf i have 10 stars,i will give you 12!!!"

    vay be çok iyi almışım demek ki. nasıl da almışım ama. aldığım da 5 dolarlık bir lego. çok feci lego alırım. elin çinlisi bile kayıtsız kalamamış bu alışıma. müthiş bir alıcıyım.

  • bogota'da böyle bir olay olmuş yıllar önce. ikiz doğuran iki annenin bebekleri bir şekilde karışmış. farkında olmadan ikizlerden birer tane almışlar. çocukların dördü de erkek.

    http://imgur.com/a/bio6a

    sosyal statüleri ve ekonomik durumları farklı bu ailelerde çocuklar büyümüşler ve ancak 26 yaşında ikizler kardeşlerini bulabilmişler. ikizlerden biri kasap, diğeri muhasebeci. diğer ikizler ise kasap ve mühendis.

    kasap olanlar zorlu hayat geçirmişler. muhasebeci ve mühendis olanlarsa daha çok dirsek çürütmüşler. tek yumurta ikizleri olsalar da, genetik olarak aynı olsalar da ikizler tıpkısının aynısı değiller. birisinin et dövmekten elleri kocaman olmuş, kopyası olanınsa daha iyi beslendiği için boyu daha çok uzamış. diğer ikizlerin durumu daha vahim. 12 yaşında okuldan alınan ve kasap yapılan kardeş, okumak için hayat boyu uğraş vermek zorunda kalmış. biliyor ki eğer karışmasalardı ve biyolojik ailesiyle büyüseydi mühendis kardeşi gibi hiç zorlanmadan okumuş olacaktı. doğarken lotoyu tutturup bileti kaybetmek gibi.

    farklı hayatlarının farklı yansımalarını fotoğraflarda görmek mümkün.

    mühendisin aynı yumurtadan kardeşi çocukluğu zor da geçse okumak için uğraşmış. diğer kasap kardeşin kendisiyle aynı zorlukları yaşamadığı yumurta kardeşi ise muhasebeci olmuş. kariyer seçimleri bile enteresan.

    uzun ama hayli merak uyandırıcı hikayeleri:

    http://www.nytimes.com/…-up-brothers-of-bogota.html

  • az önce annemle aramda şu diyalogun geçmesine sebep olmuş augmented reality temalı oyun;

    - ben pazara gidicem
    - iyi git
    - sen gelmicek misin?pokemon yakalarsın
    - benim topum yok anne
    - top da toplarız gel sen

    pokemon kariyerimin ailem tarafından desteklenmesi sevindirici. (not: yaş 26)

  • hic itiraf etmeseler de aptal insanların mutluluguna ozenirler.bir turlu tatmin olamazlar hicbirseyden,bu yuzden kendilerinden baska herkese faydaları dokunur.genelde anlashılmadıklarından anlayabilene hemen baglanma egilimindedirler.

  • çok ilginç özelliklere sahip, adını trajik bir olay sonucu almış olan yerdir.

    ölüm vadisi adını 1800'lü yılların ortasındaki altına hücum esnasında bir öncü grubunun california sınırını geçerek yolllarını kaybetmesi sonucunda kaybolmaları ile almıştır.

    grup ilk başta altın alanlarına bir kestirme yol bulduğunu sanmıştı. ama geldikleri yer deniz seviyesinin 86 metre aşağısı olan bir vadi idi. yiyecekleri tükenmek üzereydi ve vagonlarını çeken öküzler açlıktan ölüyorlardı. gruptan william manly ve ortağı john haney rogers, mojave çölü'nde yaklaşık 900 km giderek los angeles, california yakınlarındaki rancho san fernando'ya, ölüm vadisi'nde hapsolmuş ailelerin tahliye yolunu bulmak için yürüdüler. orada, meksikalı köylülerden yiyecek ve at tedarik ettiler ve grubu kurtarmayı başardılar. bu yolculuk esnasında 13 kişi hayatını kaybetmişti ve grup vadiden çıkarken içlerinden biri; "hoşçakal ölüm vadisi" diyerek bu amansız yere adını vermiş oldu.

    dünya üzerinde kayıt edilmiş en yüksek sıcaklık; 56.7 c olarak, 10 temmuz 1913'te ölüm vadisinde ölçülmüştür.

    bu vadinin en ilgi çekici özelliklerinden biri de ünlü yürüyen taşlarıdır. bu taşların gizemi geçtiğimiz yıllarda çözüldü. bir kış sabahı, eriyen karın bölgeyi kaplaması videosu kayda alındı. bu video ile birlikte vadiyi kaplayan suyun, kayaları rüzgarın da etkisi ile sürüklediği anlaşıldı. suyun buzlu olması da bu işi kolaylaştırmaktadır.

    su, kayaları çok düşük hızlarda hareket ettirdiğinden, kayaların hareketini gözle takip etmek mümkün değil. ancak bu videonun varlığı, kayaların nasıl hareket ettiğini açıklamak için büyük bir kaynak olarak görülüyor. sıradan bir kum yapısında olmayan ve taşlaşmış bir yapısı olan yüzeyin sürünme izleri, sertlikten ötürü silemiyor. ayrıca kayalar yeterince ağır ve sert oldukları için, hareket ederlerken bu toprağın üzerinde iz bırakıyorlar. böylece kayaların bıraktıkları izler buzlu su çekildikten sonra metrelerce takip edilebiliyor.

    kaynak
    kaynak
    kaynak

  • ilkokulda benim de maruz kaldığım sorudur. manita ne ben nerden bileyim o yaşta?

    video kaset kiralanırdı* o dönem. superman 4'ü aldık babamla, eve gidiyoruz. ben acayip heyecanlıyım. bir yerlerden atlayasım, zıplayasım var. bir pelerinim eksik.. karneyi de almışım, o da süper. yol üzerinde babam bir arkadaşının yanına uğradı. biraz konuştular sonra adam bana döndü ve yanağımdan bir makas alıp sordu;

    - yakışıklı, senin nasıl gidiyor bakalım? kaç manitan var?

    - (manita ne ki? dersleri soruyor herhalde.) hiç yok amca, hepsi pekiyi.

  • umarım bizim bayrak yoktur diye açtım ama nafile..tuzumuz elimizde koşmamamız mümkün değil tabi.

    t: enteresan bir fotoğraftır.