hesabın var mı? giriş yap

  • koskoca ustaya yazılanları utanarak okudum. vay amk. adamı yalaka mı yapmadılar, alalade bir oyuncu mu demediler... vallahi burası iyice ruh hastası doldu. evet, sözlük kapatılsın. ya da hakkında yorum yapılan insanlara cevap hakkı doğsun.

  • öncelikle hayırlı forumlar.

    gandalf bir ainur'dur. eru onu yarattıktan sonra arda'ya girmeye karar verilen ilahi ruhlardan biridir. ara sıra ölümlü bir biçim alabilirler ve bu süre içinde aldıkları biçimin tüm duygularını, ayartmalarını ve kırılganlıklarını yaşarlar. bu formun yok edilmesi üzerine ruhları zarar görmeden kalır. genellikle bu durumda, en azından hemen değil, yeni bir form alma yeteneği verilmez.

    uzun bir yoldan suya düştü; sadece su ile çarpışma normalde birini öldürmek için yeterlidir. yakıldı ve savaşmaya devam etti; balrog'la suda boğulmadan savaştı; tünellerden ve birkaç bin fit yüksekliğindeki bir merdivenden yukarı kovaladı. sonra tekrar savaştı, gök gürültüsü, şimşek ve büyük bir buhar yarattı ve sonunda onu dağdan aşağı itti. ve sonra öldü. ama onun ölümsüz ruhu, muhtemelen eru ılúvatar'ın kendisi tarafından reenkarne edildi ve güçlendirildi.

  • teknik sunumu olsa daha iyi fikrim olur ama lansmanda beni pek etkilemedi.

    - android uygulama desteği teknolojik olarak çok devrimsel (intel bridge adında, rosetta 2 gibi çalıştığını düşündüğüm bir ön derleyici barındırıyor, performans kaybını engellemek için) ama kullanım alanı benim gibi masaüstü kullanıcıları için çok kısıtlı. gelecekteki mobil atılımlar için hazırlık gibi duruyor daha çok.
    - yeni uygulama açtıkça yeri değişen başlat ikonu bana eskisinden daha kullanışlı gelmedi. öte yandan başlat menüsü daha iyi görünüyor ve flat design'dan tekrar skeumorphic bişeylere geçmişler sanırım. ben flat design'ı sevsem de kullanıcılar bunu talep ediyordu, o yüzden beğendim.
    - pencere kenetleme özellikleri zaten yüz yıldır vardı. bir pencereyi köşelere kaydırarak ya da win+yön tuşları ile kenetleyebiliyordunuz. sadece menüsü gelmiş. yeni özellik diye bahsetmelerine şaşırdım.
    - widget desteği her üç windows'ta bir windows'a baştan gelir (önce active desktop, sonra vista'yla gelen windows sidebar vs) ve kimse kullanmaz, unutulur gider. sanırım yine mobilde bazı olaylar için hazırlık bunlar hep.
    - auto hdr kendi yaptıkları demoda bile etkileyici değildi. pc ekosisteminde hdr'ın hakkını veren donanım hala çok az. auto hdr da bence manasız.
    - directstorage güzel, oyunlar çok daha hızlı yüklenecek, sağolsunlar.
    - 32-bit sürümü yok, bir safrayı atmış oldular iyi oldu.
    - en az 4gb ram istemesi bana windows 95'in en az 4mb ram istemesini hatırlattı, tebessüm ettim.

    bu hali masaüstü kullanıcısı için önceki senelerdeki feature update'lerden bile daha az yenilik barındırıyor bana göre. düşünsene windows'a sadece bir feature update'te linux desteği geldi. şimdi "windows 11" gibi iddialı bir isimlendirmede ciddi mimari farklılıklar bekliyorsun doğal olarak. temel mimari değişikliklerden bahsetmediler. bir saate dev sunumu var, belki orada daha çok ayrıntı gelir (edit: izledim gelmedi).

    daha önemlisi sunumdan microsoft tarafında vizyon olarak neyin değiştiğini anlamadım. mesela "evet 'windows hep windows 10 kalacak artık' demiştik ama şimdi windows 11 yaptık, çünkü..." açıklanmadı? belki kaçırmışımdır.

    panos panay sunumda "bitse de gitsek" diyecek kadar sıkılmış duruyordu. yeni donanım sunarkenki heyecanını windows'ta görmedim.

    satya konuşmasında "önümüzdeki on yıla hazırlık" dedi, belli ki başka stratejik hamlelerin temelini oluşturuyor bu, ben özellikle mobil alanında microsoft'un yeniden bir atılım yapmasını öngörüyorum. önceden yaşadığı uygulama zenginliği sıkıntısından kapatılan windows phone projesi artık android desteğiyle yeniden canlanabilir. ayrıca, windows tabanlı tabletler tabletten çok laptop gibiydi. android desteği bu açıdan o ekosistemi de canlandırabilir.

  • hakkında yaşanan gelişmeler ile gece gece bana oğluna flüt alamayan ibrahim tatlıses hüznü yaşatmış olay.

    " - afganistan hükümetine ''radarınıza böyle bir uçak takılmış olabilir mi ? '' diye sormuşlar. afgan dışişleri bakanı ''bizim radarımız yok , amerikalılara sorun'' demiş. "

    kaç para lan bir radar?!?!?!?

  • merhaba. ben kendi halinde yaşayan bir vatandaşım. sizinle küçük bir konu hakkında konuşmak istiyorum. bu senenin başından beri, benim için her zaman büyük bir hayal olmuş olan gla180 hayalleriyle yanıp tutuşuyorum. arkadaşlarım, dostlarım, sevgili kardeşlerim ben bu arabaya sahip olmak çok istiyorum ama benim o kadar param yok. sabahları iki poğaça bir meyvesuyu üstüne de iki dal sigaradan sonra metrobüsle işe giden gariban bir insanım.

    iki haftadır sahibinden'de gla180 ilanlarına bakıyorum. üç dört tane aracı görmeye gittim ve görüşmeler çok iyi geçti. ama işte bilmedikleri şey, benim o kadar param yoktu ki. 4 sene önce kardeşimin düğününde giydiğim takım elbisemi giyip gittim araçları görmeye. bana karşı ılımlı bir tavırdaydılar. notere gittik hatta bir araç için. kimliğim evde kalmış diyerek usulca farkettirmeden çıktım noterden ve hüngür hüngür ağlamaya başladım kapıda. çok gücüme gitti dostlarım.

    bakın dostlarım ben sıfır bile bakmıyorum. 2016 model falan bakıyorum. ailemle bu arabanın fiyatı olan 178.000 tl'nin 3'te 1'ini bile karşılayamıyoruz. :( o yüzden sizden tek isteğim gönlünüzden herhangi bir şey kopuyorsa o bile yeterli benim için ama herhangi bir destek herhangi küçük bir düşünce bile benim için yeterli.

    sizleri seviyorum dostlarım. gla180 almama yardımcı olun, dm yoluyla ulaşanlara ibanımı vereceğim. size söz arabayla her hafta foto falan atarım instagrama. isimlerinizi falan yazdırırım üstüne, lan yeter ki gla'm olsun be. :(

    edit: 50’den fazla mesaj geldi iban isteyen. burada bir aileyiz dostlarım, şimdiden 60.000 tl’yi topladık, bu paraylacksndksjxjsjs oğlum ironi lan ironi. kimsenin emeğini dilenmeyiz biz, ciddiye alıp yazanlardan allah razı olsun, umarım kalbinizin ekmeğini yersiniz :) allah herkesin gönlüne göre versin, hepiniz sağolun varolun dostlarım :)

    edit2: ironi’den anlamayip dilenci diye çıldıranlar da sakin olsun. kimseden para toplamadık oğlum, kacirdiginiz bir sey yok :)) sizi asude defne özkan başlığına alalım, ibani da acik, topladigi para da :)

  • taşşak mı geçiyorsun cumhurbaşkanı? hangi olayda istifa ettiniz ki, biz mi kaçırdık? 301 kişinin boğulduğu soma'da mı istifa ettiniz? 35 kişiyi yanlışlıkla bombaladığınızda mı istifa ettiniz yoksa göz göre göre ortalarında bomba patlayan 32 vatandaştan sonra mı, reyhanlı katliamından sonra mı, gencecik çocuklar sınır boylarında kurşunlanınca mı?

    ankara'da bomba patladı ankara'da. ankara cizre'den daha önemli olduğu için değil, burnunuzun dibi olduğu için... bu ülkenin başkentinde 97 kişi öldürülecek, cumhurbaşkanı çıkıp "her olaydan sonra hemen istifa mı edelim yani" diyecek.

    ben artık algılamakta zorlanıyorum.

  • bugün bana ptt müşteri hizmetleri'nden emine hanım tarafından yöneltilen ilginç soru.

    yaklaşık 1 ay önce litvanya'ya küçük bir gönderim yaptım fakat hala ulaşmadı. bu konuda bilgi almak için ptt müşteri hizmetleri'ni aradım. kargonun akibetini sordum. barkod numarasını ilettim v.s derken, bana hayatı sorgulatan soru geldi emine'den; ''litvanya tam olarak nereye bağlı efendim?''

    litvanya çemişgezek beldesi, susuzlar köyüne bağlı emine.

    ''ah emine ah. ne yardırdın kimbilir devlette memur olayım, geleceğim sağlam olsun diye. kpss için yardırdın. torpil, morpil yardırdın. devlette bir 25 yıl yardırırım, emekli olurum savaş bile olsa param garanti diye düşündün. eşin evin ihtiyaçlarını karşılayacaktı. senin maaş da ev kredisine gidecekti. toz pembe hayat. hayat garantili daha bir güzel değil mi emine? ah emine ah. sorun sende değil. sorun sistemde. emine ama bir işi yapıyorsun, yurtdışı kargolar hakkında sorulara cevap veriyorsun. litvanya'nın nerede olduğunu bil be emine. ah emine ah. litvanya'yı nazilli mi sandın emine, nereye bağlı olduğunu soruyorsun. ah emine ah. 25 yıl maaş alacaksın daha emine. 5'te işten çıkıyorsun. 9'da işe başlıyorsun emine.
    diğer sorumda da beni başından savdın. çünkü yetersiz olduğunun farkındasın ve toz pembe, garantili hayatın hiç sekteye uğramasın, azıcık bile gün içinde modun düşmesin istiyorsun emine.''

    ah emine ah. senin gibi ne yetersiz emineleri, hasanları, hüseyinleri, nilgünleri besledik biz. seni de 25 yıl vergilerimizle besler, emekli ederiz. gözün arkada kalmasın emine. sabah 9'da git. akşam 5'te dön. akşam portakalını soyup muhtelem yüzyıl'ı izle emine. hiç kızmıyorum sana emine. biz sana, egemen bağışlara, zafer çağlayanlara, bekir bozdağlara layığız emine. bir tık ötesine layık değiliz.

  • bayrağımıza hakaret eden stern dergisi değil, ülkemizi bayrağımızı, dış politikadaki ağırlığımızı, devlet olma ciddiyetimizi yerlerde süründürenler; içeride muhaliflere en yoğun baskıyı uygulayıp dışarıda demokratik ülkelere "nazi" diyenlerdir.