hesabın var mı? giriş yap

  • tarihini tam hatirlamamakla beraber soyle bir yorum gormustum zamaninda. reading ile bir takim oynuyodu;*

    "hadi be reading, siz okumus takimsiniz..."

  • birisi kalkıp para kazanmasın. hemen gömülmeye başlanır. üzerine ilk toprak atanlar onu, geçmişinde övmüş olanlar olur. istenir ki bu adam olduğu gibi devam etsin, hiç para kazanmasın, yaptığı her şeyi amme için yapsın. yahu bu adam zaten amme hizmeti yapıyor. tarih konusunda türkiye'de sayabileceğiniz kaç tane adam akıllı uzman var. bir elin parmaklarını geçmez. tarih konusuna uzmanlaşmak hatrı sayılır bir serveti harcamak demek. zira eğitim ve endüstri birleşik bir şekilde sadece fenni ilimleri, endüstriyi besleyecek eğitim alanlarını destekler. bu yüzden müzik, resim, tarih, coğrafya gibi dersler çerez, matematik, kimya, fizik gibi dersler çok önemlidir. bu adam onlarca yabancı dil bilen, kendini geliştirmiş ve muhtemelen aileden gelen parayı da çok ciddi bir şekilde bu uğurda yemiş bir adam. üstelik bu akademisyen kişiliğine rağmen halka mal olmuş, sevecen kimliğiyle kendini sevdirmiş bir adam. kazansın yahu. reklamda oynasın kazansın, televizyon programı sunsun kazansın, kazansın. bu adam bir değer. bırakın endüstrinin dışladığı bir alanda uzmanlaşmış olmasına karşın, endüstri onun bir değer olduğunu düşünüp onu değerlendirsin. insanların, başka insanların para kazanmasına neden bu kadar kötü gözle baktığını anlayamıyorum. helal, hoş olsun reklamdan kazandığı paralar, inşallah eğlence sektöründe kendine daha çok yer bulur. en azından değerli bir örnek oluşturuyor zatı. belki biri kalkıp "justin bieber olmak istiyorum" yerine "ilber ortaylı olmak istiyorum" der. bu sevap, bu amme yararı ona yeter de artar.

  • öncelikle bölüm 1: #47446983

    yukarıdaki entryde de anlattığım gibi başka bir diyar daha var. sanki ben bulmuşum da üstüne yatıyormuşum gibi anlaşılmasını istemediğimden bir açıklama yapmam gerekiyor. geçtiğimiz aylarda bir video da tane tane anlatılmıştı. lakin daha sonra o video kaynağını kaybettim. bulamadım ve halen bir benzerini de bulamıyorum. o yüzden elimden geldiğince 2. bölümü anlatmaya çalışacağım.

    1- öncelikle siminizin handiness yani tamircilik yeteneğinin "10" olması gerekmektedir. eğer yeteneği 10 değilse ve de yükseltmenin zaman alacağını düşünürseniz onun da çaresi var. hile.

    hileyi ise şu şekilde giriyorsunuz: chat konsolonu ctrl+shift+c tuşlarına basararak açıyoruz. açılan pencereye ilk önce testingcheats true yazıp cheats koşullarını sağlıyoruz. bundan sonra stats.set_skill_level major_handiness 10 yazıyoruz. m ve h harfleri büyük yazılmalıdır. ve tamircilik özelliğiniz en yüksek seviyeye ulaşıyor.

    2- şimdi siminize "travel" komutunu vererek "oasis springs" e giderek "desert bloom" adlı parka giriyoruz.

    3- buraya girdiğinizde de testingcheats true komutunu yazmanız gerekiyor.

    4- parkın arka taraflarında bir mağara var. bu mağaranın girişine tahtalar çakılmış. siminize komut vererek bu tahta parçalarını kırıyorsunuz.

    5- ve mağaranız açılıyor. çıkan sekmelerden "take wide path" i seçiyoruz. açılan diğer sekmeden "climb ladder" i seçiyoruz. sonraki sekmeden "step onto the ledge" yi seçiyoruz. ve son olarak "travel to grotto" sekmesini seçerek mağaraya giriyoruz.

    6- burada bizi, patates, mantar gibi sebzeler bekliyor. ve tabi ki ileride bir ölü simi canlandırmaya yarayacak balığı da burada tutabiliyorsunuz. kristaller de çok işinize yarayacak demedi demeyin.

    ee artık gerisi size kalmış.

    edit: yüzlerce mesaj geldi. evet daha bildiğim bir çok şey var bu oyunla ilgili. fırsat buldukça yazacam hepsini.
    şaka lan şaka ne mesajı. önce ki entryimde de aklınıza takılan bir şey olursa yeşillendirin demiştim. demek ki bilal"e anlatır gibi anlattığım için kimsenin aklına bir şey takılmamış. azcık sosyalleşseydik ne var ki canım.

  • ifade edilesi zor bir durum, bir cumhuriyet gazetesi haberi,

    kiler holding, borcuna karşılık verdiği sapphire avm’yi 'yarı fiyatına' geri aldı.

    yandaş bir holdingin bir çırpıda vergilerimizden kazandığı milyon dolarları cebe atma durumudur, banka kamu bankasıdır, bu zarar kamu zararı yazılarak vergilerimizden karşılanacaktır, oysa okullarda çocuklarımıza yemek için, asgari ücretin altında maaş alan emeklilere ek destek için bütçe yokken.

    akp iktidarıyla yükselişe geçen kiler holding, borcuna karşılık bir kısmını 100 milyon dolara halkbank’a sattığı sapphire avm’nin tamamını 48 milyon dolara geri aldı. sayıştay 2021’de avm için 78.9 milyon dolar değer biçti. emlak fiyatlarının patladığı dönemde bina “yarı fiyatına” kiler’e geçti.

    link

  • aynı anda hem sahtecilikten, hem de devlet sırrı ifşasından hapis istemek için ne kadar yüzsüz olmak lazım?

    aynı tır muhteviyatının, hem gıda ve ilaç yardımı, hem özgür suriye ordusuna silah yardımı, hem mit'in kendi içindeki malzeme sevkiyatı, hem türkmenlere silah yardımı olduğunu iddia etmek için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    ses kayıtları konusunda aynı anda hem montaj suçlaması yapıp, hem de görüşmelerinin dinlendiğinden yakınmak için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    birbirinden haberi olmayan devlet kurumlarını, operasyonu eline yüzüne bulaştıran miti, ve tabii ki kendini sorumlu tutmak yerine tüm ihaleyi bir gazeteciye yıkmak için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    cahil, hırsız, yalancı, kindar, baskıcı egomanyaklara peygamber gibi tapmak için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    can dündar herhalde hapse girecek. taşakları hücreye sığar mı bilmem, koğuşa alırlar artık. ola ki yurtdışına çıkmayı ister ve becerir, ihtiyacı olmaz ama kendisine yardımcı olacak onbinlerce insandan biriyim. elden bu geliyor ancak, onun kadar cesur ve etkin olmadığım için.

    (hapisten kaçıp gelmesin yalnız, biz de casus diye arada kaynamayalım sonra. zaten yabancı memleket vatandaşı ve ateist olarak profile uyuyorum, devlette kimse yaralı parmağıma işemez. havlu da getirsin yanında).

    edit: "aynı anda hem sahtecilik hem de casusluk olabilir, mantıken mümkün" diyenler için: #51925461

  • kesin çözüm: zencefil.

    nasıl ve ne şekilde tüketebiliyorsanız o şekilde, ne kadar fazla tüketebiliyorsanız o kadar fazla tüketiyorsunuz. ancak en etkilisi toz zencefili kaynar suyla karıştırarak içmektir.

    bunun yanı sıra limon, portakal ve mandalinayı da bolca tüketmekte de oldukça fayda var.

    evvelki kış h3n2 tarafından yere yapıştırılmış bir kişiyi zencefil ile 1 günde ayağa kaldırmışlığım vardır. günün sonunda ilgili kişi artık kendisine zencefil vermemem için yalvarıyordu; ancak ertesi gün hiçbir şeyi kalmamıştı.

    geçmiş olsun.

  • türk düşünce dünyasını da çok etkilemiş olan bir harp. osmanlı imparatorluğu'nun "düşüş"ü üzerine düşünen, kaygılanan pek çok aydın ve devlet adamı için heyecan verici bir gelişme sayılmıştır japonların ruslar'ı yenmesi. kafalarda bir "japonlar koskoca rusya'yı hacamat etti... ulan yoksa?" sorusu yaratmıştır. bir de örnek verelim bu heyecan dalgasının osmanlı üzerindeki etkisini anlamak için.

    efendim, japonların muzaffer amiralinin adı togo'dur. o dönemde osmanlı topraklarında, özellikle de istanbul'da pek çok çocuk "togo" adıyla çağrılmaktadır. pek çok kaynakta karşımıza çıkan ve "böyle isim mi olur müdür?" diye düşünmemize yol açan halide edip adıvar 'ın ikinci çocuğunun adı "zeki hikmetullah togo"nun kaynağı işte bu harp ve bu harbin muzaffer amirali togo'dur. bu harp, halide edip adıvar'ı da heyecanlandırmış ve zeki hikmetullah, o dönemde mahallesinde doğan diğer erkek çocuklar gibi "togo" namıyla çağırılmıştır.

  • yer: dördüncü levent migros. keçi sakalli amca kasadadir. kasiyer sorar:

    - migros kartiniz var mi?
    - var.
    - alabilir miyim?
    - unutmusum!
    - hmm.
    - ama unuttum demek bile, onu hatirlamaktir degil mi? ahh hoh hoh.
    - efendim?
    - yani unuttum demek, aslinda unutmadigimi gösterir.
    - yani migros kartiniz var?
    - var da unuttum iste!
    - migros kartiniz yaninizda mi beyfendi?
    - yanimda degil ama hep aklimda. ahh hoh hoh.
    - anladim. biz bu konuda bir sey yapamiyoruz yalniz.
    - biz de.

  • iq seviyesi oda derecesi ile yarışacak düzeyde mühendistir.

    aynen kanka, almanya'da mercedes gibi bir dünya devinin ar-ge çalışanı mühendistin; tasarımı italyan, motoru alman, bilmem hangi parçası çin olan yerli ve milli otomobil için geri döndün.

    biz de geri zekalıyız yedik bunu.

    edit : aktroll saldırısına ugramamak icin nickini gizli tutmamı isteyen bir arkadaşın mesajini buraya copy paste yapıyorum.

    --- spoiler ---

    bu arkadaşın xing denilen portaldaki profiline baktım. tuhaf bir kaç bilgi var. hala mercedeste çalışıyor gözüküyor. belki aktualize etmemiş olabilir.
    mercedesteki rolü bölüm müdürü asistanı ki powerpoint ve excel sunumu hazırlama dışında pek teknik derinliği olmayan bir bölüm. tüm mercedes tecrübesi 3-4 yıl olan biri. fatih ve yusuf ile kurduğu firma niocycle togg dan ihale almış.

    bateri teknolojisi çok geniş laboratuvar ve donanım gerektirir. yeni mezun 3 mühendisi katbekat aşar bu iş. togg için umutluydum ama işleri böyle çocuklar yürütüyorsa bu araba yürümez yürüse de yolda kalır.

    en ilginç olan şey de stuttgart bölgesinde bir diyanet camisinin gençlik kolları başkanı ki burdan nasıl bir bağlantısı olduğu anlaşılmakta.
    --- spoiler ---

  • türkiye'de sinemaya gitme oranının 2019'un ilk yarısında %45,1 azalması durumu.

    http://www.beyazperde.com/…emekov1thaaqaz-6x_ef7i3g

    yeni sinema yasasıydı, yılmaz-cem-şahan üçlüsü dahil olmak üzere sinemacıların bu yasaya alkış tutmasıydı, kampanya ve promosyonların kaldırılmasıydı, mısırıydı kolasıydı derken, seyirci de bu karmaşadan ve sinemaya gelen bok gibi filmlerden, devamlı süper kahraman filmlerinin gösterime girmesinden rahatsız olacak ki, seyirci sayısı yarı yarıya düşmüş.

    valla su veren itfaiyenin hortumu meselesi geçerli bizim açımızdan! sinema seyirci içindir; seyirciyi düşünmeyen sinema salonları ve yapımcılar, firmalar düşünsün gerisini. kola mısır hesabına birbirinizi yiyip sonra gelin güvey oluyorsunuz, ama olan bizim bilet paralarımıza oluyor, üstüne bir de reklam bombardımanı! öööyle sikimsonik filmlerinize seyirci bulamazsınız işte!