hesabın var mı? giriş yap

  • otobüs içinde bile arkaya ilerlemeyip ortada kümelenmesiyle ünlü bir millet hakkında uydurulan yalan.

  • sene 2019...askerden geleli neredeyse bir sene olmuş. net bir şekilde hayatımın en kötü gününü yaşıyorum.
    neredeyse 1 senedir işsizim, önceki akşam 6 senelik kız arkadaşımdan ayrılmışım, yalnız yaşıyorum zaten memlekete dönsem babam kapıdan içeri koymaz, gidecek yerim yok, kiralar faturalar birikmiş, o da yetmezmiş gibi aynı günün sabahı kyk borcum dolayısıyla hesabıma e-bloke konmuş 3-5 gün yetecek az buz bir param da bankada kalmış.
    doktora bittikten sonra askere gittim geldiğimde iş bulamayınca bir arkadaşın çalıştığı otoparkta fiş kesip sonrasında bir maketin el broşürlerini dağıtıyorum ama nasıl bir talihse bu işler bile çok görülmüş olacak ki bana birkaç gün öncesinde bu iki işten de "gelme" diye haber almışım. babam bana küsmüş "madem işsiz kalacaktın ne diye senelerce yüksek lisansıdır doktorasıdır koşturdun durdun" diyip duruyor. annem "utandığımdan konu komşu seni sorunca kendi işini yapıyor diyorum" demiş. girdiğim bir iki tane iş görüşmesinden haber yok kaç aydır, cepte para yok, gittiğim tüm kapılar yüzüme kapanmış, ortamlarda dalga konusu olmuşum resmen. üstüne gelen ayrılık, haciz şoku falan derken mental olarak çökmüş değil resmen enkaz altında kalmışım.
    öyle bir psikolojide bilen bilir duvarlar insanın üstüne üstüne gelir. çıktım evden haliyle, evinsiz evinsiz gezerken bir esnaf bir arkadaşın dükkana girdim. biraz sohbet muhabbet tabi çocuk biliyor halimi yakın arkadaşım (hoş o da batık işleri çok kötü ama) yalandan rencide olmayayım diye "hatırlar mısın fi tarihinde sana şu kadar borcum vardı" diyerek cebindeki 400 liranın 200 lirasını bana veriyor zorla.
    alıp çıkıyorum o parayı, yol üstünde bir banka oturup muhtemelen bir daha göremeyeceğimi düşündüğüm çok sevdiğim caddenin manzarasını, geleni geçeni izliyorum. neyse bank çift taraflı bankın arkasına üniversite öğrencisi olduğunu anladığım gençten bir çocuk telefonla konuşa konuşa gelip oturdu. istemeden kulak misafiri oldum haliyle. arıyor sürekli birilerini "abi elektriğimiz kesik, babamın maaş 3-4 güne yatacak varsa 150-200 lira gönderebilir misin?" diyor her aradığına. anladığım kadarıyla kimse yardım etmiyor. sesi giderek çatallaşıyor 3. 4. aramadan sonra sanırım ev arkadaşını arıyor "ben de bulamadım ya valla kaldık öyle nap'caz şimdi?" diyor.
    "ulan" diyorum kendi kendime "zaten batmışsın, muhtemelen bu kahırla geceyi çıkaramazsın, kahırdan gitmesen kendine kıyacaksın hem kıymasan ne 200 lira ile mi bitecek tüm dertlerin?" diyorum.
    sonra gencin yanına gidip rencide olmasın diye "kusura bakma istemeden kulak misafiri oldum konuşmalarına, benim bir ahdim vardı bir iş kovalıyordum dünya bankası projesinde, olursa 3 tane öğrenciye yemek ısmarlayacağım diye, az önce telefon geldi o bahsettiğim işe kabul edilmişim, sen de sanırım zor durumdasın al şu 200 lirayı borcunu öde açtır elektriğini" diyorum. çocuk "abi olmaz falan" diye ısrar etse de ahdim var gibisinden bir şeyler sallayıp zorla veriyorum parayı çocuğa. gözlerinin içi parlıyor tabi garibin, damdan düşenin halinden damdan düşen anlar hesabı bilirim o çaresizliği ve sonrasında hiç beklemediğin anda gelen umudu.
    neyse biraz daha oturayım derken aradan yarım saat geçmeden bir telefon geliyor. dünya bankasının türkiye'de ortak iş yaptığı aracı kurumdan arayan bir kadın "görüştüğümüz danışmanlar arasında sizi tercih ettik gelin sözleşme imzalayalım" diyor.
    tabi o günden sonra hayatım bambaşka bir yöne evriliyor bu proje sayesinde birçok fırsat geliyor önüme.
    o sıra içime mi doğdu, olmasını istediğim için az da olsa kendimi mutlu edeyim diye mi dedim dünya bankası projesine kabul edildim yoksa tamamen tesaddüf müydü anlamadım ama bu anım aklıma geldikçe hep tebessüm ettirir bu hoş tesadüf içeren anı.
    edit: yazım

  • bundan 20 yıl önce bunun gibi yaratıklar alenen öğrenci dövebiliyorlardı. öfke kontrol sorunun varsa sktir git başka iş yap.

  • sizi deliler gibi seven yerine sizin deliler gibi sevdiğiniz kişiyi seçin, hayatınız boyunca dimdizlak kalın.

  • yunanistan gümrüğünden ( ipsala ) çıktıktan sonra (bkz: egnatia odos) otobanına giriliyor ki başka seçenek yok.

    otobanda normal sınıf araçlar için 2,40 euro nakit ücret tahsil ediliyor.
    yunan alfabesi yazılmış tabelaları görünce ürkmeyin hemen sonrasında latin harflerle yazılmış tabelalar karşınıza çıkacak.

    sırasıyla dedeağaç (aleksandrapolis) ,gümülcine (komotini) ,iskeçe (xhanti) geçildikten sonra feribot işaretli keramoti sapağından çıkılarak yaklaşık 25 km sonra şirin keramoti kasabasına varılıyor.

    thassos ferry feribot yarım saatte bir var.
    feribot dediğim sirkeci-harem arabalı vapur aslında.
    normal sınıf araç tek yön 20 euro ,ilaveten yolcu ücreti kişi başı 3,50 euro.yolcular yaya olarak binmek durumunda.

    thassos 45 dk sürüyor.indiğiniz yer limenas.bana göre adanın en güzel yeri.

    thassos oldukça büyük bir ada.adayı kuzey,batı,güney ve doğu olarak 4 parça şeklinde düşünmek lazım.batı kısmı dağlık bu sebeple burada çok fazla tesis yok,genelde plajlara ulaşım zor.mermer madenleri nedeniyle kamyonlara dikkat ederek virajlı dağ yollarının keyfine varabilirsiniz.doğu ve güney kısmı ise daha düzlük bu sebeple daha konforlu tesisler ve kumsal plajlar bu bölgede.

    kuzey yani limenas: konaklamak için çok seçenek var.simi restaurant adanın en popüler restaurantı.millet sıra bekliyor.biz ilk gün nispeten erken bir saatte simi diye oturduğumuz yerin aslında platanakia restaurant olduğunu anladığımızda iş işten geçmişti.servis açılınca vardır bir hayır diyip bozuntuya vermedik.iyi ki öyle olmuş.müthiş bir yemek yedik.

    çok önemli bir kaç hususun altını çizmek isterim.
    1-yunanistan bedava efsanesine inanmayın.fiyat kalite evet ama unutmayın 1euro=3 tl
    2-özellikle thassos adeta büyükada,heybeliada.her yer türk.sokakta,restaurantta yunancadan çok türkçe duyuluyor.gittiği ülkede benim gibi kendini yabancı hissetmek isteyenler için güzel bir durum değil.bana göre tatilde olduğun hissini vermiyor.
    3-evet restaurantlar,yiyecekler müthiş ama servis öyle değil.az personel çok iş.bu sebeple kirlenen tabağınızın yerine yeni servisi,bir parmak şıklatmada yanınızda biten garsonları,masayı temizleyen komileri ve 2dk da gelen hesabı unutun.

    marmaristeki,bodrumdaki barlar,discolar yok burada zaten böyle bir turist profili de olmadığı için sorun yok.

    adaya gideceklerden dua almak için oğlak çevirme limenas'tan 8 km sonra yüksek rakımlı müthiş bir köy var adı panagia.
    çok küçük bir merkezde çok eski köy evlerini mutlaka görmelisiniz.taverna elena ise gerçekten damak çatlatan bir lezzet durağı.kuzu ve oğlak çevirmenin yanı sıra sakatat üzerine sarılmış kuzu kokereç başka bir yerde rastlayabileceğiniz bir tat değil.

    gelelim plajlara.herkesin önceliği limenas'a en yakın plaj olan meşhur marble beach yani mermer plajı.öncelikle yolu çok bozuk,yokuş aşağı toz toprak patika yol.fakat yolun sonu cennet.burada tesis yok,şemsiye şezlong yok.çok küçük bir koy.küçük yuvarlak beyaz mermer taşlardan dolayı muazzam bir renk alan denizi var.

    çok insana göre aliki beach adanın en güzel plajı.doğrudur fakat burada sakın bizim gibi şöyle bir hata yapmayın.genelde marble beach te biraz takılıp daha sonra aliki beach e geçenler maalesef yer bulamıyor.aliki beach sabah çok erken gidilip tüm gün rahatlıkla vakit geçirilecek bir yer.müthiş bir koy,inanılmaz güzel bir deniz.

    adanın güneyinde ki psili ammos plajını ise tek geçerim.psili ammos

    son olarak giola bana göre büyük bir zaman kaybı.her şeyden önce yolu kötünün ötesinde, fotoğraflar ise filtre şahaseri kandırmaca.
    ha oradaydım demek ve bir kare fotoğraf almak için değer diyorsanız ayrı.