hesabın var mı? giriş yap

  • iki yarıyı da bayern kazanır oranı 4.5. evini bassan 4 evin olur. kalan yarımla da evlere eşya al. yatırım tavsiyesi değildir

    maç sonu editi: ev hanımın üstüne olunca ben de çocuğu bastım. 4 tane çocuğum oldu hanıma nasıl açıklarım bilenler yeşillendirsin.

  • helecanli genclerin siyaset goruslerinin temeli. halihazirda nefret edilenden nefret etmek, kolay yoldan "perspektif" kazanmanin yolu. fast food gibi, hizli siyasi bilimler egitimi. halihazirda nefret edilen de cogunlukla en bazal, en magazinsel, en yuzeysel objeler oluyor, yani kisiler genellikle, hani su "kucuk beyinler kisileri tartisir vidi vidi" klisesinin dedigi gibi. kisilerin otesini tartismak dusunmeyi, ogrenmeyi gerektiriyor cunku. yapisal sorunlari kisilerin basarisizliklarina yahut ahlaksizlarina indirgemek ise herkesin yapabilecegi bir sey.

    konformizm, nefretin hedefini sasirtmanin yaninda, nefretin kendisini de kavrayistan once getiriyor. nedenini nasilini ogrenmek onemsizlesiyor, tepki ve sert eylemler yuceltiliyor. yumrugunu masaya vurup slogan atmak, kitap acip okumaktan daha kolay; bir kahvehane dolusu insanin bagirislarinin yarattigi gaz, bir kutuphane dolusu insanin neden olacagi ogrenme isteginden katbekat fazla. hele ki deriiin bir stadyum kulturune haiz ulkelerde...

    fakat is sadece kotulerden nefret etmekle kalmiyor. neden-nasilin bilincte yarattigi yukten kurtulundugu zaman, yani duygular ve eylemler dusunceden once gelmeye basladiklari zaman, yanlis hedeflerden gereginden fazla nefret etmenin yaninda yanlis ideallere ve onlari temsil eden kisilere gereginden fazla baglanmak da kolaylasiyor. irak savasi hakkindaki dusuncelerinin onda dokuzu bush'a kufretmekten ibaret olan insanlar, ayni fanatiklikle ve ayni kolaylikla hitlerin genclik kollarina yazilip hayatlarini dolduran insanlardan cok mu farklilar?

    buyuk seytanlardan nefret edenlerle buyuk biraderleri sevenler ayni hastalikli dusuncenin, daha dogrusu dusuncesizligin, tohumlari.

    yogun duygular, tepkiler, masaya vurulan yumruklar, girtlaklari yirtan sloganlar kimseyi hakli yapmaz, dunyayi da daha iyi bir yer haline getirmezler. bir kopek de eve gelen yabancidan nefret eder, avazi ciktigi kadar havlar, salyasini akitir, disini gecirir. ama hala kopektir. insani kopekten ayiran nedenini nasilini ogrenebilme yetisi. duzgun insani aptaldan ayiran da bu yetiyi kullanmak icin gereken meraktir.. neden ve nasil sorularini, kim sorusundan once sorabilme disiplini yani.

    bu yazinin da sonucu sudur: kopekle kopek olmayin. belki cok havlayip, birkac kisiyi isiranlar, heveslerini alip o gunun gazetelerine manset olurlar ama tarih, pek az kopegi hatirlamis, hicbirini de minnetle anmamistir. sanmiyorum ki konformizmin miskinligine alismis kimse o olumsuzlugu tatmis olsun.

  • •reklama verdiğiniz paraları kupon yapıp üyelerinize dağıttın.
    •satıcılardan aldığınız komisyon oranlarını düşürün.
    •sepetteki ürünleri 9 dk ile güvenli hale getirin.
    •ürünlerin açıklama kısmına hangi kargo şirketi ile gönderileceği bilgisini ekleyin
    •çağrı/müşteri hizmetleri personeliniz olumlu/olumsuz iki cevap verip müşterileri yanıltıyor.
    filtrelemeyi düzeltin. yanlış kategoriye ürün yerleştiren satıcıları uyarın. temel gıda ürünlerinde sütyenin ne işi var.
    •çakal satıcıları uyarın adidas adı altında lotto kakalayan arkadaşı özellikle uyarın.
    •bankalarla daha fazla çalışın. bonus/taksit imkânlar yaratın.
    •üyelik hesaplarının güvenliği çok yetersiz iki adımlı dogrulama gibi ek önlemler getirin.
    •reklamlar milletin canını sıkıyor bu uyarıyı dikkate alın artık. millet reklam istemiyor icraat istiyor. kupon dağıtın.

    sk: yeni talepler eklendi.

  • bir süredir yurtdışında mühendis olarak çalışıyorum. çalıştığım inşaat şirketi dünyada ilk onun arasında anılıyor. çocuk değilim. genç bile sayılmam artık galiba. medyatik olmam meslek icabı ihtiyaç duyduğum bişey değil. kaldı ki kariyerimi türkiye'de de devam ettirmiyorum şu an.

    ünlü tanıdıklarım yok. olsaydı da görgüme laf gelir diye bununla övünmezdim herhalde. ya da interneti kullanamasaydım beceriksizliğime laf gelir diye.. iyi okullarda okumuş olmam da övünme kapım olamaz çünkü işimle ilgili ayrıntılar eğitimimle ilgili az çok fikir verir zaten, insanlar aptal değildir, anlayabilirler. aynı evi paylaştığım oğlumun dedesi ile övünmek veya burcumun şahane özelliklerini cv'me eklemek hiç aklıma gelmemişti şimdiye dek. ama burada yemezler onu gibime geliyor. yedirebilene bravo tabi. sonuçta kariyer, kariyerdir diye düşünülüyor herhalde. bana biraz uzak..

    fakat terbiyesiz olmamakla övünebilirim. beni yetiştiren, ünlü olmamalarıyla da çok bişey kaybettiklerini düşünmediğim insanlardan aldığım, nacizane, herkese nasip olmadığını düşündüğüm bir insan özelliğidir.

    hiç bir mahalle ağzı veya zeka yoksunu yazı, bugüne kadar alnımın teri, bileğimin hakkıyla geldiğim noktayı alaşağı edecek biçimde kendimi kaybettiremez bana. çünkü benim bulunduğum nokta başkalarını ne kadar tanıdığımla değil, kendimi ne kadar tanıdığımla orantılıdır.

    yazılabilinecek herşey zaten, benim internet başında olduğum saatlerden çok çok önce girilmiş. fakat tabi insan her olaydan kendine ders çıkarmasını bilmeli. benim çıkardığım ders ise, insan kendi gibi bilirmiş karşısındakini..

  • üyelerden biri "bu kadar boş beleş insanın toplandığı bir platform daha yok. " yazmış. bunu donanımhaber'de okuyunca bir gülme geldi.