hesabın var mı? giriş yap

  • genel kanı, erkeklerin kadınlardan daha çok hormalası yönünde. peki bu doğru mu?

    insanlar uyuduğunda, boğazımız etrafındaki kaslar gevşer ve hava yolunun daralmasına sebep olur. bu rahatlama sırasında damağın arkadaki yumuşak kısmı, küçük dil, nazal bölgedeki parçalar ve dil kökü gibi yumuşak dokular çok fazla gevşediğinde ve bölgesel olarak hava yolunu tıkadığında "horlama" meydana gelir. vücut normal bir şekilde nefes almaya çalışırken, kişinin boğazında biriken basınç buradaki yumuşak dokuların titremesine sebep olur. havayolu ne kadar tıkanırsa horlamanın şiddeti de o kadar artar.

    kadın ya da erkek, bir insanın horlama ihtimalini belli başlık faktörler arttırır. mesela, yaşla birlikte azalan kas elastikiyetiyle birlikte horlama şiddetini arttırabilir. buna benzer şekilde, normalin üzerinde kiloya sahip kişilerde boyun bölgesindeki yağ dokularıhava yoluna belli bir basınç yapar. soğuk hava, burun tıkanıklığı, sigara içmek ve alkol kullanımı yine hava yolunun daralmasına ve horlama ihtimalinin artmasına sebebiyet verir. keza yatma pozisyonu da bu ihtimalin artmasına sebebiyet verir, mesela yüzükoyun yatmak horlama ihtimalini arttırır.

    yeri gelmişken şunu da söylemekte fayda var; dilin hava yolunu bloke etmesi mümkün olsa da, genel kanının aksine, dilinizi yutmanız imkansızdır, sıkışır kalır sadece. jeneralize tonik klonik nöbet geçiren insanlarda bile dil tıkanıklığını gidermek için yapmanız gereken şey, onları yan yatırıp yerçekiminin geri kalanı yapmasını beklemek. ayrıca söz nöberlerden açılmışken bir başka uydurma şeyi de düzeltelim; hiçbir zaman nöbet geçiren birisinin ağzına elinizi koyup veya başka bir şey koyup engellemeye çalışmayın. bunu yaptığınız için daha sonra size teşekkür etmeyecekler. hatta bunu durumlarda bu kişiler, dillerini yutmasınlar diye ağızlarına koymaya çalıştığınız şeyi yutup boğulabilirler bile.

    neyse konumuza geri dönelim, erkekler gerçekten kadınlardan daha fazla horluyor mu? horluyorsa neden? araştırmadan araştırmaya değişse de, genel kanıyla paralel bir şekilde, sayılar erkeklerin daha fazla horladığını söylüyor. her 3 erkekten 1'i horluyorken, her 5 kadından yalnızca 1'i horluyor. peki bunu ne belirliyor? horlama sıklığı, alkol kullanımı, yağ dokusu konsantrasyonu gibi potansiyel farklılıkların yanı sıra, biyolojik faktörlerde işin içine giriyor. bu faktörlerin neler olabileceği konusunda da birkaç teori var.

    muhtemelen bugüne kadar sıklıkla okumuş olduğunuz bir teori ile başlayalım; erkeklerin gırtlağı kadınlara göre boğazın daha alt kısımlarında bulunuyor ve daha fazla alan yaratıyor. teori de şunu iddia ediyor, eğer bir erkeğin dili uyurken o boşluğa doğru kayıyorsa hava yolunun bir kısmını bloke ediyor ve horlama titreşimini yaratıyor. kadınlarda ise bu alan dar olduğu için dil oraya kaçtığında hava yolunun tamamını kapatıyor ve horlamak yerine uyanmalarına neden oluyor. ama dediğimiz gibi, bu yalnızca bir teori.

    bununla birlikte, erkekler uyku apnesi ve hypopnea denilen solunum aktivitelerinin iyice yavaşlaması durumlarına kadınlardan daha çok eğilimlidir. vakaların %84'ü hava yolunun tıklanması sonucunda oluşur. bu nedenle, daha iddialı bir teori, horlamanın dilden ziyade farinks mekaniği ile alakası olduğunu ileri sürer. farinks ise yutak demektir. özellikle erkeklerin yutakları kadınlara göre daha geniş olduğundan, yatma esnasındaki hava yolu boyutunun değişimi (ayaktayken vs yatarken) daha belirgindir. ayrıca, erkekler de kadınlar da yaşlandıkça üst hava yolu boyutları daralır, erkeklerin bu daralması da daha hızlı olmaktadır. buna ek olarak, erkekler kadınlara kıyasla, akciğer hacmine oranla yutak büyüklüğünde büyük değişimler yaşarlar. bu sebeple erkekler kadınlara göre, horlamanın yanı sıra uyku apnesine de daha çok eğilimlidirler, özellikle yaşlandıkça.

    kaynakça:
    1) yaş, cinsiyet obezite ve duruşun üst hava yolu boyutuna etkileri
    2) sağlıklı kadın ve erkeklerde yutak boyutu ve mekaniği
    3) erkekler kadınlardan daha fazla horlar mı? / kaynak 2
    4) horlama ve uyku
    5) horlama hakkında bilmediğiniz 10 şey
    6) horlamayı nasıl durdurabiliriz?
    7) uyku apnesi

  • haberin girişine bak :

    "trabzon'un çaykara ilçesinden 51 yıl önce heyelan nedeniyle van'ın özalp ilçesindeki iki köye göçen karadenizliler, yöre halkıyla yıllardır huzur içerisinde yaşıyor."

    sanki çeçenistan'a göçmüşler adamlar. göçtükleri yer yine bizim toprak. anadolu ajansı nereye varmaya çalışıyorsun?

  • bak hele bak. dışarıdan baksan adam sanırsın bunu. dışı parisli entelektüel, içi yozgatlı emmi tipini sevdiğimin.

    edit: bu arada a haber kamerasıyla "tesadüfen" karşılaştığına inanan polyanna'lar yoktur herhalde.

    edit 2: konulukonusuznevarsa nickli arkadaşın haklı mesajını aynen kopyalıyorum:
    "ben çaylağım entry giremiyorum :) yazmak ve dikkat çekmek istediğim konu konuşan çocuk kaç yaşındaymış ki o durumları kuyrukları görmüş :) lan zaten 18 senedir iktidar sabit ondan önce koalisyon vardı chp zaten 96 kadar seçim yasaklıydı :) bunları yazabilirseniz sevinirim teşekkür ederim . iyi günler dilerim"

  • bunun biri benim,

    kısa vadeli yıllık, orta vadeli 5 yıllık ve uzun vadeli 10 yıllık iş planlarım vardı.

    hiçbirine, insafsızlık, komisyonculuk, vefasızlık, kanun bilmezlik, gözünün yaşına bakmama gibi unsurları dahil etmemişim.

    siz dahil edin.

    ha arada bir de hırsızlık var.

    dikkat edin.

    edit: şimdi ne yaptığımı soranlar fazla,

    beyaz "yakalılığa" devam.

    edith piaf: ulan ne entry tuşu aşığıymışım be.

  • 7 yıllık fenerbahçe kariyeri;

    507 maç
    382 galibiyet
    5 euroleague final-four
    3 euroleague finali
    1 euroleague şampiyonluğu
    4 türkiye ligi
    3 türkiye kupası
    3 cumhurbaşkanlığı kupası

    yaşattığın her şey için teşekkürler koç.

  • fransa'nın tamamını bilmem ama paris öyle bir metro ağı ile donatılmıştır ki özellikle yaşlı ya da hasta değilseniz taksiye binmek aklınızın köşesinden geçmez. her yere metro ile inanılmaz kolay ve hızlı şekilde ulaşabilirsiniz. buna istanbullular için şöyle örnek verebilirim:

    sabah tuzla'daki evinizden çıkıp beylikdüzü'ndeki işinize gidip öğle yemeği'nizi istiklal caddesi'nde yiyip, işe geri dönüp, akşam iş çıkışı kanlıca'da yemek sonrası kahve için bebek'e uğrayıp geç kalmadan tekrar tuzla'daki evinizde olabilirsiniz. bunların üstüne yorulmuş da olmazsınız.