hesabın var mı? giriş yap

  • beni değerlendirme dışı bırakmış olan karakter tahlili şeysi. hemen kendimi dahil edeyim:

    granül kahve - kahve makinesi olmayan bir fakirsiniz. damak tadınızın da peki iyi olduğu söylenemez. bir gün birinin size kahve makinesi hediye edeceğini hayal ediyor ve her şeye rağmen hayata umutla bakıyorsunuz. boş vakitlerinizde kahve makinesi çeşitlerini inceliyor, gözünüzü karartıp almaya niyet ediyor sonra da dur biraz daha bekliyim, hissediyorum hediye etçekler bunu bana deyip vazgeçiyorsunuz. ananızın gözü de olabilirsiniz biraz.

  • kitabın akışında önemli etkileri olan, genellikle aforizma olarak kabul edilebilecek cümlelerdir. ya okurken altı çizilir ya da bir kenara not alınırlar. kimi zaman bir cümledir, kimi zaman ise komple bir paragraf.

    "tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."

    marlo morgan - bir çift yürek

  • "bir insan, aci cekmenin kaderi oldugunu gordugu zaman, acisini kendi gorevi olarak kabul etmek zorunda kalacaktir; bu onun tek ve essiz gorevidir. aci cekerken bile evrende essiz ve yalniz oldugu gercegini kabullenmek zorunda kalacaktir. hic kimse onu acidan kurtaramaz ya da onun yerine aci cekemez" der.

    aciyla en aci sekilde butunlesmemiz gerektigini anlatan, auschwitz'deki nazi kampi magduru, avusturyali psikiyatr, logoterapist, acilarin adami. marquis de sade gibi acinin hazzini anlatmaz da derinden acinin nasil insani ayakta tuttugu uzerine anlatir. bu yuzden mazosist oldugunu soylemek yanlistir. insanin gercekte ihtiyac duydugu sey aci ile yogrulmus bir hayattir; boylelikle acilarin getirdigi potansiyel olgunlugu cozumleyerek varolus sebebine ulasir.

  • bu kadındaki özgüven uğur ışılak'ta yok yemin ederim. bu kadındaki ben bilirimcilik rte'de yok. bu kadındaki "ben dünyanın en mühim garısıyam" tribi angela merkel'de yok şerefsiz evladıyım. abla sen napıyon ya?

    abla bilindik, abla tanıdık. görüyoruz bu ablayı sürekli. iş yerinde, okulda, bir metrobüs durağında, bir vapur merdiveninde, semt pazarında, avm burger king'inde. her yerdeler. çoklar.

    "yha inanabiliyor musun, bana o kadar yazdıktan sonra şimdi gidip beril'le yakınlaşıyormuş!! .ss"

    halla halla. kusura bakmayın ağzımı bozmak istemiyorum. yani burayı büyük harflerle yazdığımı düşünün lütfen; ya ne olacağıdı abla!!!

    ( haftada ortalama 9 kıza yavşayan berksanları devre dışı bırakarak konuşuyorum tabii ki. )

    ne istiyorsun tuğrul'dan? nasıl davranmasını bekliyorsun? 2331654 sene peşinden koşmasını mı? 534645 sene sana yazmaya devam etmesini mi? 3241545 sene sana yürümesini mi istiyorsun? ne istiyorsun allahın cezası ne!???!

    ne yapsın bu çocuk. tuğrul yorgun, tuğrul bıkkın. tuğrul'un tüm çabasına rağmen onu hep yedekte tuttun, ona hep semih şentürk muamelesi yaptın. artık senden umudu kesti tuğrul. onu rahat bırak. suçlu tuğrul değil. suçlu sen de değilsin gamze. suçlu kader, suçlu hayat gamze.... şaka lan şaka hemen inanıyon ya. suçlu sensin tabii ki şımarık şırfıntı!! bu arada tuğrul ne sikko isimmiş ya. iyi ki tuğrul diye arkadaşım yok. düşünsene kısaltamıyorsun da ismi. tuğ! ıyyy. iyi sözlükler.

  • benimki bazen uyandiktan sonra "ikindiyi simdi mi yoksa biraz sonra mi kilsam" diye dusunen emmi gibi oturuyor, icim bir hos oluyor, aciyorum. sen yat uyu ben kilarim senin yerine diyesim geliyor.