hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: aha da ben)

    lisenin son 2 senesini arkadaş olarak geçirdikten sonra üniversite sınavının akabinde sevgili olduk. ayrı şehirlerde 4 sene boyunca sözlükte imkansız olarak görülen uzak mesafe ilişkisini yaşadıktan sonra 3 sene de benim okulu bitirmemi ve stajımı tamamlamamı aynı şehirde bekledik * son 3 senedir de evliyiz. bir de oğlumuz oldu 40 gün önce, ellerinizden öper.

    allah ömür verirse 80 yaşıma kadar da yanında olmak istiyorum eşimin. oluyor yani, olmaz diye bir şey yok. işin sırrına ermek isteyenlere bir yeşil kadar uzaktayım. **

  • slovenya'nın genelinde tuš süpermarketleri yer alır. tam anlamıyla bim muadilidir. fiyatları oldukça uygun olup kasabalara kadar yayılmıştır. uzun süreli kalma planınız varsa uygun fiyatlı mobil hat dahi alabilirsiniz.

  • bu sebepten, başımızdan gidin diye her gün dua eden milyonlar var sayın bakanım. içiniz rahat olsun. her gün dua ediyoruz.

    tanım: türkiye cumhuriyeti'nde bakanlık yapan bir şahsın beyanı.

    edit: ağrı aşağı köşk ilkokuluna kitap yardımı için kampanya başlatılmış. bir göz atmanızda, imkanınız varsa yardım etmenizde fayda var #64375170

  • 2014'te bir memur maaşı 2000 lira yoktu. insanlar o paraya 1 ay geçiniyordu. bölüm başına 2450 lira para, aylık 10 bin liraya yakın para ediyor. bugüne uyarlarsak ayda 35-40 bin lira para.

    bu da az bir para değil bence..

  • bu adam salagin tekidir, dombilidir. kotu tarafa gecmesinde aasil neden anasinin oldurulmesiymis, askiymis filan bunlar hikayedir. bu adamin aslinda sutu bozuktur. senin altina jedi konseyi her turlu luksu versin, o gezegen benim bu sistem senin butun evreni dolas ama 10 yil boyunca anani gormeye gitme. sonra neymis efendim annesi ölürken aglamalar filan. gec kardesim, hayirsiz evlatsin bi kere. 10 yil icinde anan evlenmis coluk cocuga karismis, insan bi cicek yaptirir veya elinde bi cukulatayla gider tatooinene, annesinin elini opmeye, tebrik etmeye... nerdeee? okuzun tekidir bu annakin. anneler gununde bi telefon acmis midir acaba kadincagiza? sonra da kadin öldü diye kalk dark sidea gec. yemezler!
    kaldi ki qui gon jinn sirf parasiz kaldigi icin o zamanlar (bkz: episode 1) sadece annakini kurtarmisti. sen de madem jedi oldun git once bas parayi anani kurtar di mi? koskoca federasyonun jediyisin, daha anneni kolelikten kurtaracak kadar bile para birktirememissin. terbiyesizdir bu adam, bi bok olmaz bundan.

  • fransız devriminde subaylık yapmış olan fizikçi. oğlu isidore ile evinde motorlar, renk veren maddeler, pancar şekeri gibi alakalı alakasız konularda deneyler yaparken oğlunun 8. louis'in muhafız birliğine girmesiyle deneylerine yalnız devam etmek zorunda kalmıştır. iyi de olmuştur çünkü bu sayede aklına duyarlı bir maddeye batırılmış satıh üzerine ışık vererek gravürleri kopyalamak gelmiş, bu da fotoğrafçılığın ilk adımlarının atılmasını sağlamıştır. böylece 1816'dan itibaren gümüş klorürlü kağıtlar üzerinde gerçek fotoğraflar elde edilebilmiştir. ilk fotoğraf her ne kadar "chalon penceresinden görünen manzara" olarak bilinse de aslında ondan yaklaşık iki sene önce çektiği "hazırmasa" ilktir. ancak o fotoğraf 1892 yılında kaybolduğu için tarihe geçememiştir.

    aslında ilk fotoğrafın çekilmesinden önce de karanlık oda kavramı biliniyordu. ancak bunlar daha çok görüntünün bir mercek aracılığıyla başka bir yere yansıtılması üzerineydi. niepce'den önce bildiğimiz manada fotoğrafa en çok yaklaşan isim thomas wengwood olmuş ancak çalışmaları esnasında hastalanarak öldüğünden sonuca ulaşamamıştır. niepce ise 1826 yılında keşfine rağmen neredeyse iflas etmek üzereydi ve bu sebeple 1829 yılında canlı manzara ve ışık oyunları tiyatrosunun sahibi olan ressam daguerre ile birlikte çalışmaya başladı. gel gör ki niepce 4 yıl sonra ölünce daguerre çalışmaların çoğunu kendine mal etti hatta birlikte ürettikleri fotoğraf mainesine daguerreotype adını vererek epey zengin oldu. sonrasında fransız hükümeti bu haksızlığı biraz olsun hafifletmek amacıyla niepce'nin oğlu isidore'a ömür boyu aylık bağlamıştır.

  • bir de böyle adamlar türedi son zamanda. aha bu da son örneği:

    (bkz: eylemcilere söven esnaf)

    daha önce bunun bir örneğini de tcdd grevinde görmüştüm. adamlar hakları için greve gitmişler. seferler durmuş. adam gideceği yere gidemediği için grevcilere küfrediyordu. millet mecburdu sanki sen biryere gideceksin diye üç kuruşa çalışmaya.. yada senin işin aksamasın diye evinde oturmaya.

    doktor dövülüyor mesela bir hastanede. doktorlar greve gidiyor. "e ben hasta olsam ne olacak?" diyor bu andavallar.

    adamların işi görülsün de isterse dünya yıkılsın umurlarında değil.

  • grevde hekimlerin işyerinde olduklarını bilmeyen gerizekalılara dert olmuştur. bu gerizekalılar doktorların bu 3 gün sırasında kapıya grev var tabelası asıp antalya'da güneşlendiğini düşünüyor sanırım. gerizekalı işte.

  • çizgileri çizdim. ortaya israil bayrağındaki yıldız çıkıyor. hatun bilmiş. arkasında israil olabilir.

  • arşimet'in hamama gitmesine, dolayısıyla suyun kaldırma kuvvetinin doğasını keşfetmesine sebep olmuş kişidir.

    günümüzde evreka hikayesinin doğruluğunu kanıtlayan kesin bir hikaye olmadığı için hikayenin birçok farklı anlatımı mevcuttur. benim favorim ise arşimet'in karısının da hikayeye dahil olduğu versiyondur.

    efsaneye göre bir gün siraküza kralı hiero kartacalılara karşı kazandığı galibiyetlere teşekkür olarak tanrılara hediye edilmek üzere saf altından bir taç yaptırmak ister. bunun için belirli bir miktar saf altın tartar ve bu altını işlemesi için bir kuyumcuya verir.

    kuyumcu hiero için harika bir taç yapar ve tacı kendisinden istenilen günde hiero'ya teslim eder. hiero tacı tartar ve tam olarak kuyumcuya verdiği miktarda altına eş ağırlıkta olduğunu görür. tacı çok beğenen hiero, kuyumcuya yüklü miktarda ödeme yapar.

    tacı tanrılara sunacağı seremoni tarihine birkaç hafta kala hiero kuyumcu hakkında dedikodular duymaya başlar. dedikoduya göre kuyumcu hiero'nun kendisine verdiği altını yalnızca tacın dış kısmını kaplamak için kullanmış, kalanı için ise eş ağırlıkta gümüş kullanmıştı. yani kuyumcu saf altını iç ederek hiero'yu dolandırmıştı.

    hiero tacı kırıp saf altından yapılıp yapılmadığını anlayabilirdi. ancak bunu yaptığı zaman eğer altın saf çıkarsa hem taç ziyan olacak, hem de tanrılara sunacağı hediyeyi zamanında sunamayacağı için tanrılara karşı suç işlemiş olacaktı. bu sebepten hiero'nun tacın saf olup olmadığını tacı kırmadan anlayabilmenin bir yolunu bulması gerekiyordu.

    bu problemin çözümü için ülkedeki matematikçileri araştıran kral sonunda arşimet'i huzuruna çağırıp "sen zeki adamsın, arşimetsin sonuçta, bulursun bunun çözümünü" diyerek arşimet'e görev verir. arşimet'in görevi tacın saf altın olup olmadığını tacı kırmadan anlamanın bir yolunu bulmaktır.

    arşimet haftalarca gece gündüz uyumadan düşünür, düşünür, düşünür de düşünür. ancak bir türlü çözüm yolu bulamaz. ne hesap yapsa elinde patlar. ne yol denesene hatalı olur.

    bir süre sonra arşimet problemi takıntı haline getirmiştir. başka hiçbir şey düşünemez. geceleri yatakta bir sağa bir sola döner. uykusuzluktan gözleri şişmiştir ve konuşması bile bozulmuştur. seremoni günü yaklaştığından arşimet'in zamanı gittikçe azalmaktadır.

    bu durum sadece arşimet'i değil, aynı zamanda arşimet'in karısını da rahatsız etmektedir. arşimet huzur bulamadıkça karısının da huzuru kaçar. arşimet rahatsız oldukça karısı da rahatsız olur.

    günün birinde arşimet'in karısı kafası iyice allak bullak olmuş kocasına gidip " çok fazla düşünüyorsun ve zihnin sırf bu yüzden düzgün çalışamıyor. başkaları için harcadığın zamanı birazcık da kendin için harcamalı ve bir günlüğüne de olsa dinlenmeye çalışmalısın" deyip kocasını rahatlaması için hamama gitmeye ikna eder.

    karısının bakış açısına saygı duyan arşimet sözünü dinleyerek hamama gider. üstünü başını çıkarıp rahatlamak için bir küvetteki suyun içine girdiğinde suyun bir miktar yükseldiğini ve kenarlardan bir miktar taştığını fark eder.

    bir süre düşünüp "acaba ben değil de başka bir şey girse ne kadar taşar bu su?" diye sorular sorar. sorularının neticesinde kralın problemini bu yolla çözebileceğini fark edip buldum anlamına gelen "evreka!" çığlıklarıyla çırılçıplak vaziyette eve kadar koşup ismini sonsuza dek yaşatacak olan buluşunu herkesten önce ona hamama gitme fikrini veren karısına söyler.

    bugün arşimet'in değeri biliniyor ancak arşimet hakkındaki biyografiler günümüze ulaşamadığı için arşimet'in karısının kim olduğu bilinmiyor.

    böylelikle arşimet'in karısı tarihi bir kişilik olarak değil, kimilerince gerçek olan bir efsanenin kilit noktası olarak hatırlanıyor.

    bu hikayeden de şu sonuç çıkıyor:

    akıl sormada hiero gibi, eş seçmede arşimet gibi ol.