hesabın var mı? giriş yap

  • eylül - lige çok iyi başladık, bu sene kesin şampiyonuz

    ekim - avrupa'da en az yarı final görürüz,

    kasım - türkiye kupası bizim için gereksiz, ligde fikstür avantajımız var.

    aralık - devre arasında kesin bir sol bek almalıyız yoksa şampiyonluk zora girer.

    ocak - ikinci torbadan çek bir kolay takım, finale koşalım.

    şubat - takım revire döndü, bu kadar şansızlık olmaz. beşiktaş kanseri rerörörö.

    mart - lig bizim için önemli değil, avrupa'da üst turlar için uğraşmalıyız.

    nisan - bu takımdan zaten avrupa'da başarı beklemek hayaldi, futbolcuların birçoğu yollanmalı.

    mayıs - dünya futbolu için çok fazla şerefliyiz ama hala daha önümüzdeki sezon için ümidimiz var.

  • müşteriye ürün değil kalite satması.

    diğer üreticiler apple ile rekabet edebilmek için inatla ürünü geliştirmeye çalışıyorlar. o yüzden hala apple bir numara.

  • + beyler bulaşık sırası kimdeydi??
    - oldukça anlamsız bir soru...
    + lan çöpü de dökmemişsiniz??!
    - çöpün özü aslında biziz...
    + yapacağınız işi sikiim ben gidiyom!!12

  • 12 haziran 1994 pazar gecesi los angeles'in batısındaki brentwood kasabasında kendinden 12 yaş küçük olan eski karısı nicole brown simpson ve karısının tokmakçısı olduğu söylenen, mezzaluna lokantasında garsonluk yapan ronald goldman'i boğazlarını keserek öldürmekle suçlanmış insan.

    tutanaklarına geçen deliller:

    >oj simpson'a ait olan ford marka aracın kapı kolunda bulunan kan,

    >cinayetin işlendiği evin bahçesinde bulunan oj simpson'a ait olduğu iddia edilen el yapımı bruno magli ayakkabının izleri,

    >hem cinayetin işlendiği evin bahçesinde hem de oj simpson'un evinin bahçesinde bulunan oj'e ait olduğu iddia edilen aris isotoner marka kanlı eldivenler,

    >oj simpson'un dna özelliklerini tutan, cesetlerin bulunduğu bahçedeki kanlı ayakkabı izlerinin yanındaki üç damla kan,

    >oj simpson'un hiçbir zaman açıklayamadığı sol elinin küçük parmağındaki kesik,

    >oj'e ait olan aracın döşemesindeki liflerin öldürülen garsonun gömleğinin üzerinde bulunması,

    >nicole'e ait olan kanın oj'in yatak odasında yerdeki siyah erkek çorabının bir tekinde bulunması.

    bu kadar delile rağmen orenthal james simpson'ı beraat ettiren johnnie cochran liderliğindeki "rüya takımı"nın akıllara zarar savunması:

    >nicole simpson'ın boğazını tek hamlede, sol kulağının altından başlayıp sağ kulağına kadar başı gövdeden ayıracak derinlikte kesip, daha sonra kendinden yaşça küçük ve iri yarı olan ronald goldman'in göğsüne 19 kez bıçak saplayan oj'in çorabındaki bir damla kan dışında hiçbir giysi veya ayakkabısında kana rastlanmayışı.

    >polislerin cinayetin işlendiği evdeki hiçbir nesneye dokunmadıklarını iddia etmesine rağmen, olay yeri inceleme ekipleri tarafından çekilen fotoğraflarda delil olarak kullanılabilecek birçok nesnenin her fotoğrafta farklı farklı yerlerde görülmesi yani polislerin açık açık yalan söylemesi..

    >dedektif furhman'ın hayatında hiçbir zaman zencileri aşağılayıcı bir hakaret olarak kabul edilen nigger kelimesini kullanmadığını iddia etmesinin ardından duruşma salonunda dinletilen bir teyp bandında furhman'ın bir telefon görüşmesinde 10 dakika içerisinde 40 defa nigger kelimesini kullanmış olması. ilaveten furhman'ın zenci kadın polis memurlarına kötü muameleden disiplin cezası almış olması. (furhman oj simpson'nın katil olabileceğinden ilk şüphelenen polistir ve arama izni olmadan oj'in evine girip arama yapmıştı üstelik oj'in evinin bahçesinde orta yerde kanlı eldivenlerin tekini bulduğunu iddia eden gamalı haç taşıyan hitler hayranı polistir de ayrıca.)

    >oj simpson'a ait olduğu iddia edilen, her iki evin de bahçesinde bulunan kanlı deri eldivenlerin jürinin gözleri önünde duruşma salonunda tüm uğraşlara rağmen oj simpson'ın eline sokulamayacak kadar küçük çıkması. bu sahneden önce avukat cochran jüriye dönerek alçak sesle: "if it doesn't fit, you must acquit" demiştir ki bu davanın bittiği an'dır. ayrıca internette o sahnenin fotoğrafları bolca mevcuttur. http://www.youtube.com/watch?v=vssucnmjgbg

    >dava devam ederken özel kimyasallar kullanılarak cinayetin işlendiği bahçede yapılan araştırmalarda 10 numara spor ayakkabı izine rastlanması (polisler ayaklarına koruyucu galoş giydikleri yönde ifade vermişlerdi)

    >olay yerindeki ayakkabı izlerinin yanındaki kan damlalarında, arka bahçenin demir kapısı üzerinde, ayrıca oj'in yatak odasında yere atılmış erkek çorabındaki kan lekelerinde, yakalandıktan sonra sağlık taraması için oj'den alınan kanın pıhtılaşmasını engellemek için kullanılan edta isimli bir kimyasalın bulunması. (yani delillerin üzerinde bulunan kan lekeleri oj yakalandıktan çok sonra (cümle kurulamadı).) (daha sonra laborantın hata yaptığı anlaşıldı ama oj artık serbestti.)

    sonuç:

    3 ekim 1995 sabahı 133 gündür devam eden davanın sonucunu mahkeme katibi deidre robertson açıkladı: "orenthal james simpson suçsuzdur." http://www.youtube.com/watch?v=slia4r0g63k

    fakat daha sonra hiçbir zaman 12 numara bruno magli bir ayakkabıya sahip olmadığını iddia eden oj simpson'ın florida'da maç izlerken çekilmiş fotoğrafında 12 numara bruno magli ayakkabı giydiği açıkça görülüyordu. oj simpson suçlu bulundu ve maktüllerin yakınlarına 33.5 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildi. kendisi halen suçsuz olduğunu iddia ediyor, bilemiyorum.

    ***5000 sayfalık dava tutanaklarını okumaya zamanım olmadığı için; tüm bilgiler sevil atasoy'un doğan kitaptan fırlamış olan "bu ayak izleri senin doktor watson" isimli kitabından alınmıştır.***

  • cok haklisiniz diyerek bir enkazin altina ittirilmelidir kendisi. bir de pratikte gorelim hanimefendinin soylediklerini, uygulamali olarak.

    edit 1: twitter'da entry'i birebir yazanlardan hicbiri ben degilim, twitter hesabim yok, instagram ve facebook hesabim da yok. birileri kopyala yapistir yapiyorlar sagda solda videonun altina, cok da sorun degil.

    edit 2: populer olayim aman favlanayim diye yazmadim, sinirlendim ve icimden geleni yazdim. hanimefendinin yorumunun anlamı birebir olmasa da seçtiği sözler dolayısı ile ahmakca bir yorum oldugunu dusunuyorum ve ayni ahmaklikta kasitli olarak cevap verdim. benim icin bir sikinti yok hala yani... ulusal tv'ye çıkıp ahkam kesecekseniz sözlerinizi dikkatli seçeceksiniz, şu an bir bölümü zorda olan ve diğerlerinin de içinin kan ağladığı koca bir ulusa gidiyor bu sözler.

  • avukat olduktan sonra çok yaşadım bu durumu. ya savcılığa şikayetçi olacaksınız ya da polisten şikayetçi olacaksınız.

    yaşadığım örnekler;
    1-telefonla dolandırılmaya çalışılan adam karakola geldi. az önce aradılar numarası gözüküyor, dedi. polis, sen dolandırılmamışsın bir şey yapamayız, dedi ifade almadan gönderdi.

    2-müvekkilin mağazasında hırsızlık oldu. kamera kaydı var. önce cdye atın biz flash açmıyoruz almıyoruz dedi. cdye attık ben açamam onu program lazım dedi. tak bi çalışır belki dediğimizde tamam açıldı ama şirket yetkilisi gelsin, dedi. arçelik mağazasında hırsızlık olsa ali koç mu gelecek müdür burada avukat burada desek de ikna edemedik.

    3-hırsızlık için girerken işyerinin mührünü kırmışlar. bi tutanak olsun diye geldik diyoruz. kamera kaydı istedi. verdik. yukarıdaki cd muhabbeti oldu tabi yine. mühür bozulurken gözükmüyor, diyor. sen yaz diye ısrar edince olay yeri gelecek gidin bekleyin sonra ifade alıcaz diye saatlerce esir ettiler.

    4-ifadeye çağrılmış müvekkille gittik bekliyoruz. o gün de adamın biri cinayet işlemiş ama yakalanmış vs her şey net. karakolda sürekli bi hareket var ama hiçbir şey yapılmıyor. bizim gibi ifade vermeye gelenleri bekletiyorlar. ne zaman ifade alırsınız, bugün alır mısınız, diye soruyoruz. dur kardeşim şimdi olay var, iş çıkartma başımıza, diyor. sanki pastaneye geldik de profiterol istiyoruz ama içeride adam vurmuşlar. karakol değil mi burası sonuçta, böyle şeyler olması normal değil mi!

    5-müvekkili ifadeye çağırdılar. pazartesi geleceğiz, dedik. pazartesi de adamın işi çıktı salı sabah gittik. memur, ben sizi pazartesi bekliyordum, evrakınızı iade etmiş olabilirim, ifadeyi artık savcıya verirsiniz, diye bir saat kafa şişirdi, müvekkilin yanında. sonra baktı, aa daha göndermemişim, hadi alalım ifadenizi dedi.

    6-birgün saat 15.00-16.00 gibi müvekkili uyuşturucu ticaretinden gözaltına almışlar. ben saat 19.00-20.00 gibi karakola gittim. ifade kaçta alındı biliyor musunuz? saat sabah 06.00'da!

    7-arabanın aynalarını kırmışlar, kasko istiyor diye şikayetçi olacağız. fotoğrafların renkli çıktısından tanık beyanına, neler istemediler ki!

    8-müvekkil dayak yemiş şikayetçi olucaz. git rapor getir diyor. biz ifade verelim sonra raporu da getirir istersen beraber gideriz hastaneye diyorum. hep öyle diyorlardı giden gelmiyor valla rapor gelmeyince ifade almamaya karar verdik, diyor.

    öte yandan ifade alınca da kafasına göre ifade yazıyor. kendi aklınca düzeltiyor ya da yardımcı oluyor. müvekkil teyple oynarken kaza yapıyor. polis sağ olsun teybi karıştırmadım yardımcı oldum ha, diyor. müvekkil tecavüzden ifade veriyor, polis aramış savcıya özet geçiyor. sevgililermiş savcım, diyor, savcı da salıveriyor.

    türkiye'de hukuk bitmiş. bunu da eyyorlamam bu kadar işte.

  • parfüm almak için girilen parfümeride, parfüm şişesinin yere düşüp kırılması ve akabinde arkadaş görünümlü iki yamyamın t-shirtlerini çıkarıp yerdeki parfüm ziyan olmasın diye üstüne bastırmaları.