aysun kayacı

• o söylediği meşhur cümlenin olduğu tartışma programını youtube’dan izledim. o cümle öyle laf olsun diye söylenmiş değil. altını örneklerle doldurarak devam ediyor. üşenmedim söylediklerinin bazılarını aşağıdaki gibi yazdım
  
  aysun kayacı: “çok özür diliyorum herkes üstüme gelecek ama kalıp olarak kullanıyorum dağdaki çobanla benim oyum eşit mesela niye? ayrıca benden de 10 kat fazla araştıran insanlar da var”
  
  aysun kayacı: “ sonradan belediyelerin diploma dağıtır gibi tapu dağıtılan gecekondu dikenle, kaçak elektrik kullananla, düzgün bir şekilde vergisini veren insanın oyunun eşit olmasını sorguluyorum”
  
  aysun kayacı:”bu kaçak yapılara tapu verilip oy devşiriliyorsa, bunları yapmayan vatandaşa çok büyük adaletsizlik var. verdiğim verginin nereye harcandığını sorgulamak istiyorum”
  
  aysun kayacı: “fransa’nın da köylüsü var, italya’nın da köylüsü var köylünün toprağı var”
  
  müjde ar: “sen fransa köylüsünün haklarını biliyor musun?
  
  aysun kayacı:” işte bunları konuşalım. istanbul’a gelip de gecekondu tapusu vermekle çözülmüyor o zaman köylüye devletin verdiği desteği konuşacaz”
  
  programda diğer konuklar sürekli aysun kayacı’nın sözünü kesip “senin elektrik faturası ödeme derdin yok, seni bi gecekonduya götüreyim de gör hayatı” gibi fakir edebiyatı yapıp seyircinin de alkışını alarak aysun’u hep rencide etmişler.
  
  ey güzel ve cesur kadın! bugüne kadar kimse doğru dürüst işini yapan insanların hakkını senin gibi açık savunmadı. her zaman hatırlanacaksın.
• vakti zamanında değerini bilemediğimiz siyaset bilimci.
• (bkz: bugün yine seni andık üstad)
• çobanı geçtim de, erdoğan'ın götünün kılıyım diyen kadının oyuyla herhangi bir insanın oyu bir olmalı mı sorularını akla getiren kadın.
  
  kendisinin aklını öpüyorum ve özür diliyorum şu ana kadar hakkında beslediğim her olumsuz duygu için.
• zamanının çok ötesinde bir insanmış. özlüyoruz reis...
• şu anda hepimizin dillendirdiği bir şeyi herkesten çok önce söylemiş ve bu olay yüzünden linç yemiş bir insandır.
• demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin devleti idare edebileceği zannedilir.
  
  platon
  
  cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!
  
  nietzsche
  
  dağdaki çobanla benim oyum bir değil.
  
  aysun kayacı
  
  görüldüğü gibi aysun hanım olayı çok daha kısa ve net olarak özetlemiş.
• türkiye'nin bugünlerini yıllar öncesinden görmüş olan ünlü toplumbilimci.
• girizgah ve ana fikir: bence aslan gibi bi kadın, hatta gündelik hayattaki olağan kahramanlardan biri olarak görüyorum ben onu... sebebi sonda
  
  --- detay ve leşşş gibi magazin ---
  
  bu fıstık (eski manken) bi zamanlar emre aşık diye bir futbolcuyla beraberdi. bi yerde okudum yeni, 7 yıl filan sürmüş hatta. o dönem mankendi kız.
  
  hatırlayan var mı bilmem (google bile hatırlamıyor) canan kayacı diye bi ablası vardı.
  bu kız böyle ne kadar işinde gücünde, ilişkisinde filan bir kızsa, abla o kadar serseri, alemci, hatta bi iki de uyuşturucu (escort?) operasyonunda mimlemiş bi kızdı diye hatirliyorum.
  
  bunların maalesef dayakçı, alkolik, berbat bi babaları vardı. galiba bikac sefer elinde içki şişesiyle filan açıklama yapmıştı. neyse...
  
  şimdi emre de güzel çocuktu, bu da güzel kızdı ama olmadı. bi rivayete göre emre'nin aile istememiş, bi rivayete göre emre kendine layık(!) görmemiş kızı.
  
  sonrasına dair kısa bi ozet geçicem ve sonucu yazicam.
  kızcağız cayir cayır bi mankenlik kariyeri varken sınava hazırlandı ve gitti yeditepe tarih bölümünü kazandı. reklâmlar defileler vs çalışırken orayı okudu. orayı okurken (bu arada okuyor da yani kız kendini geliştirmek için) tv de tartışma programlarında yorumculuk yaptı, oyunculuk yaptı filan.
  neyse okulunu mokulunu bitirdiği gibi, sessiz sedasız benzer yaşta olduğu daş gibi bir yatırım bankacisiyla evlendi. dubai senin, londra benim yaşıyor uzun yıllardır. 2 de evladı varmış.
  (bunu ingilterede yasayan ve magazine meraklı bir arkadaşımdan es kaza öğrenebildim. çünkü aysun asla turkiyeyle kontak kurmuyor, röportaj vermiyor ve bilinen bir sosyal medya hesabı yok. full izole yaşıyor türkiye den /ki bence en iyisini yapiyor)
  
  öte yandan emre bey ise kendinden yaklaşık 20 yaş küçük, yağmur diye bi kızla evlenmiş (haberim yoktu) geçenlerde bir magazin sayfasının storysinde gördüm ve ibretle izledim. agzimi kapatamadım hatta. büyük sözüme tövbe, merak eden google a baksın. ama çok fena skandallar var, çok. hayır bana ne yağmur dan emre den, tanımam etmem ama 3 bebeleri var ortada :/
  
  tabii bi de dağılmış aile kızı diye, dayakçı babanın kızı diye, ablası öyle böyle diye, belki manken diye -bi sekilde- üzülmüş bi aysun kayacı var geçmişte.
  
  her neyse... alkolik bir babanın ve şaibeli bir annenin, şiddet ve ihmal ortamında büyümüş evlâdı olarak çok çok akıllıca "yönetti" seçimlerini ve şu an görünen o ki mis gibi de bir hayatı var.
  resmen bi noktada "ben bu oyunu bozarim aga" diye kaderin tezgahını devirdi gitti.
  kurbanı değil, efendisi olmayı seçti kendi kaderinin. oturup baştan yazdı onu.
  
  çok seviniyorum böyle kadınları gördükçe, ve helal olsun diyorum çok kalpten.
  --- spoiler ---
• inşallah olduğun yerde mutlusundur aysun, yolun bahtın hep açık olsun.
  
  “...sonradan belediyelerin diploma dağıtır gibi tapu dağıtılan gecekondu dikenle, kaçak elektrik kullananla, düzgün bir şekilde vergisini veren insanın oyunun eşit olmasını sorguluyorum...” demişti bir zamanlar.
  
  aysun kayacı'nın bu sözleri ile ilgili metni devamı ekşi şeyler'de:
  https://seyler.eksisozluk.com/…yledigi-diger-seyler