• "zaten israf oluyordu, iyi oldu böyle" şeklinde savunulmaya devam edecektir.
  • bizim de artık avrupalı olduğumuzun kanıtlarından birisi.
  • taneyle alınan meyveler var. doğru. ancak kilo ile alınanlar da var. e aynı durum türkiye'de de var. o zaman?

    tanım: sanki avrupa'da her meyve taneyle alınıyor gibi anlatıldığı pek de iyi niyetli bulmadığım tespittir.
  • açılın açıklıyorum dediğim olay.
    taneyle satılan meyveler: kivi, avokado, greyfurt, bir de adını bilmediğim böyle egzotik meyveler. (karpuz kavun da dahil)
    onun dışında paketle satılıyor.
  • 14 yaşımdan beri annem sağlık problemleri yaşadığı için, evdi pazardı alışverişleri hep ben yaptım (şikayetçi değilim anacım iyi olsun yeter).

    şu sözü iddia ediyorum, türkiye'de benden daha fazla duyan olmamıştır. genciz diye hep eskiyi kötüleyip akılları sıra mevcut iktidarı öveceklerdi. neyse artık pazarda filan konusu açılınca ben diyorum "bak eskiden avrupalı taneyla alıyor derdiniz, şimdi biz taneyle alıyoruz, avrupalı olduk nasıl güzel mi" diye. allah'ım bir morarıyorlar bir bozuluyorlar sorma gitsin. işte hayatımızı her boku bildiğini zanneden ama, bir bok bilmeyen bu boomerlar sikip attı.

    bizim hayatınıza acımayan kimseye ne yaşına ne de başına hürmet edip acımayın. yeni felsefem bu artık
  • muzun kilosu 1 euro
    portakal 2 euro
    çilek bahçesinden gidip toplayabilirsin kilosu 3 yada 4 euro ( bahçede yemek serbest )
    kiraz bahçesinden gidip toplayabilirsin 4 euro kilosu ( bahçede yemek serbest )
    şeftali kilosu 2 euro
    armut 2-3 euro arası.
    kavun 2.5 euro tane
    karpuz 2-4 euro arasi tane
    üzüm kilo 3 euro
    egzotik meyve olan avakado tane 1 euro

    avrupa halkı parası yetmediği için değil, kendisine yetecek olan neyse onu alıyor. isteyen kasayla alıyor, kimseye engel olmuyorlar. adam tek başına yaşıyor, 2 portakal bir muz alıyor. bizim türkler gibi, 7 nüfus bir evde yaşamıyorlar. avrupa'da yaşayan türklerin dolapları doludur. derin dondurucuları et, tavuk vs doludur. kilerleri var burdaki evlerin genelde ve kilerlerde bakliyat, atistirmalik vs doludur.

    avrupa halkında böyle eve gıda stoklama olayı yok biz türkler gibi. adamlar hem israf etmiyor, hem ihtiyacı kadar alıp taze tüketiyor. markette 10 tane ekmek alınca sizin yabancı olduğunuzu anlıyorlar avrupa ülkelerinde. adamlar markette yarım ve çeyrek kavun, karpuz satıyorlar ve tek yaşayan insanlar bunu alıyor ve koca karpuzu alıp, çürütüp çöpe atmıyor.

    maalesef bizim çomarlar, ömür boyu çomar kalmaya devam edecekler. bu çomar tayfasını en iyi anlatan söz budur;

    insanoğlu nâziktir, ağır sözü kaldırmaz, eşek dersin kızar da, bin sırtına aldırmaz!

    edit: malın biri "türkiyeden daha pahalı. kuru çevirince pahalıya geliyor" yazdı. yukarıda bu çomarlar, ömür boyu çomar kalacak demiştim dimi.
  • adamların marketlerinde en baba etin fiyatı 3-5 euro gelmiş ahkam kesiyorlar.

    olum siz salak mısınız, mal mısınız; bizim ekonomimiz ile avrupa'nın ekonomisini karşılaştırmak sizin ne haddinize? adamların ürettikleri belli, sattıkları belli. adam bir mercedes satıyor senin bilmem kaç bin ton sattığın buğdaydan elde ettiğin parayı alıyor. bak buğdayın rusya'dan ukrayna'dan ithaline hiç girmiyorum bile.
  • sanırım daha önce de yazdım bu da iki olsun.

    ülkemizin son 20-25 yılı farklı elbet. artık mahalle arasında bile marketler vesaire var ama öncesinde pazardan haftalık alışveriş yapılırdı ve herşey kilo ile alınırdı. taze meyve sebzeye her zaman ulaşmak mümkün değildi. mahallenin manavı da görece daha pahalıydı.

    avrupa uzun süredir yerel marketler aracılığı ile taze meyve/sebzeyi rahat ulaşılabilir kılıyor bu sebeple kilo ile almak yerine taze taze haftada bir kaç kez almaya alışmış durumda.

    biz de bu noktaya geldik. çorba pişereceğiz en basitinden. 2 patates bir kabak iki biber filan almaya alıştık biz de. dolapta bekleyeceğine taze taze lazım olduğu kadar alıyoruz.

    durumun ekonomiyle filan da alakası yok, alışkanlıklarımız değişiyor diye düşünüyorum.

    not: ekonomi iyi filan demiyorum, ekonomik sebeple az alan hatta hiç alamayan insanlarımız var ne yazık ki... alışkanlık değişiminden bahsetmeye çalıştım.
  • bir kac gunde bir marketten surekli tazesini almak varken kitlik veya kriz gelecekmis gibi kilo kilo stoklamanin duzgun ekonomide yasayan birey icin bir anlami yok.

    markete giriyorsun her biri 300-500 gram elma, armut, muz, avokado, mango, mandalina, kavun, karpuz, seftali aliyor hepsine toplamda 1 saatlik asgari ucret kazanci olan 10 birim para verip cikabiliyorsun.

    cuval cuval alip tursusunu kurma isi bizim gibi surekli savas varmis gibi kriz ekonomisinde olan ulke insaninin kendini savunma sekli.
  • o pahalılık ile ilgili değil sevgili kardeşim, elemanların hayat tarzı, kültürleri bize göre farklı. kimse 3 saat süren duygu sömürüsü bir dizi açıp izlerken bir kilo mandalina boğmuyor mesela. bir tane yiyor tamam, niye kilo kilo alıp 3 gün sonra çürüyenleri çöpe atsın?
hesabın var mı? giriş yap