• bedensel engellinin ve zihinsel ozurlunun toplumdaki yerini kanitlayan utanc abidesi. ( yillarca uzak kalmis oldugum felcli ablami ankara ya gittigimde ici acilsin, ozel bir gun olsun diye atakule nin restoranina eski anilari yad etmek, yeniden kavusmanin sevincinde sevgiyi sicakligi paylasmak uzere goturdugumde, asansore binip yukari cikana kadar her sey cok guzeldi lakin asansorun bittigi yerde restoran bolumune gidebilmek icin bir suru merdivenin tirmanilmasi gerektigini gorunce caresizlik icinde geri donusumuz yuregimize coreklenen bir acinin esliginde son bulmustu.) onca murekkebi yalayip o koca kuleyi dikme planlarini cizen zihniyetin engelliler adina gostermis oldugu aciziyet ve koca bir ayipin ankara nin gobeginde butun gorkemi ile arz i endam ettiren heyulasidir.
  • -patron projeyi yetiştiremedim. allahım ne çizsem.
    -e götümü çiz be yavrum; sikimi çiz.
    -...

    (composed by a.i.h.)
  • ankaranin cuku
  • istedikleri kadar yeni atakule diye lanse edip dursunlar. yok avm olmuş falan. alt katında dreamland olmayan atakule, atakule değildir.
  • 20 - 40 yaş aralığındaki hemen her ankaralının hatıratında önemli bir yere sahip olan yapı.
    gerçek anlamda ilk alışveriş merkeziydi ankara'nın, ama çok daha fazlası vardı. çok şaşırmıştık dreamland'i görünce, lunapark'taki dandik oyuncaklardan sonra burası cennet gibi gelmişti. ilk kumpiri orada yemiştik çekinerek, sonra 2 otobüs değiştirip sırf kumpir yemeye gelmiştik. kulenin altındaki diskoya, 15-16 yaşın heyecanıyla, yaşını belli etmeden girmeye çalışmanın heyecanını yaşamıştık hep beraber. kuleye çıkmıştık, kulenin nasıl döndüğüyle ilgili teoriler üretmiş, dürbünden çevredeki evlerin içini görmeye çalışmıştık. üniversiteye girdik, sevgilimize götürdük dönen restorana, kulenin tepesinde kutladık mezuniyetimizi. bir çok arkadaşımız, yakınımız evlendi nikah salonunda. biz büyüdük, bizimle birlikte yaşlandı atakule.
    şimdi ise, bir süredir adım adım işlenen bir planın son aşamasında, ölüm döşeğinde atakule. her geçen yılla birlikte kan kaybediyor atakule, bilerek kan kaybettiriliyor. bu krizde her avm kan ağlarken, kiracılarını kaçırmamak için elinden geleni yaparken, atakule kiracıları kaçırmak için elinden geleni yapıyor. halühazırda ankara'daki kira/metrekare oranı en yüksek, hem de açık ara en yüksek mağazalar atakule'de. ve bu yüzden herkes kira kontratını bitirdiği gibi kaçmaya bakıyor atakule'den. ilk önce dreamland kaçtı, sonrasında disko, corner kumpir bile kalmadı. an itibariyle nikah salonu da boşaltılıyor, yıl sonuna kadar sinema da kapanıyor, koca avm'de 10 civarı dükkan kalıyor. ve bunlar, 9 yıldır başımızda olan zihniyetin klasik zihniyetiyle yapılıyor, önce itibarsızlaştırma, sonra kendinden birine ölmüş eşek fiyatına satma, sonra da o kişinin ufacık bir operasyonla inanılmaz bir şekilde kar etmesi. ilk iki aşama tamamlandı, eskiden yıkılmaya çalışılsa bir sürü kişinin baş kaldıracağı, davalar açacağı kentin simgelerinden atakule, bilinçli olarak inanılmaz zarar eden, kimsenin uğramadığı ve ölü bir avm'ye dönüştürüldü, insanların anılarından silindi ve yıkılması için çok önemli bir engelden kurtulundu. bu süreçte bir çok ocak söndü, bütün birikimlerini buraya yatırıp dükkan açan bir çok insan mağdur oldu.
    ve şimdi mart 2012 itibariyle migros'un sözleşmesinin de bitmesiyle birlikte büyük ihtimalle ilk kazma vurulacak ve çarşı kısmına çok büyük bir otel yapılacak, yine ankara'nın en güzel yerlerinden biri olan botanik parkı'nın da bir kısmına tecavüz edilerek. ve birisi, hani o sizinkilerden birisi, buradan dünyanın parasını kazanacak. benim çocukluğumu yıkacaksınız, ama umarım, umarım buradan kazanacağınız o para, benim yıkılan çocukluğum, burada hayatlarını batırdığınız insanların bedduaları, sizin çocuklarınızdan çıkacak.
  • evde yiyecek birşey olmadığından ve atakulede ki migrosa yakın olduğumdan gidip birşeyler alayım dedim, birde ne göreyim her mağaza kapanmış hiç açık yer yoktu! yürüyen merdivenler çalışmıyor migros kapatmış, kfc kapatmış sadece kuleye çıkış için ve sıçış için tuvalete giren giriyor. bir dönemin efsanesi resmen ölmüş üstüne toprak atılmış durumda. halbuki 15-20 sene önce ordan alınan elbiselerle yenilen yemeklerle hava atılırdı. özellikle 80 li yıllarda doğanlar için daha bir özel olan ve o kişilere güzel hatıralar kazandıran yerdi. mesela bende ki en büyük hatırası dreamland idi. ama dreamland'in girişindeki kocaman 20 kişilik üstü kapalı karavan gibi birşey vardı ona jetonum olduğu halde binmemiştim adambaşı 4 jeton istiyordu şuan bile merak ederim nasıl birşey olduğunu, içimde "keşke binseydin lan" diye pişmanlık hala vardır.
  • durex reklamı olabilecek görüntülere sahne olmuştur. fosforlu...
  • o da bir nevi ankaragücü. aynı kişinin gazabına uğradı çünkü...
  • ankaraya sonradan gelip de "bu ne bicim sehir yaaa deniz yok" diyen ogrencilerle "ben corumluyum aslinda ama ankaraliyim yani ankarali sayilirim" diyen gocmenlerin atakuleye anlam verememeleri normaldir. atakule 80-90 kusaginda ankarada cocuk olmus herkesin kapandigini gordugunde yuregini sizlatmaktadir.
    ulen biz hayatimizin ilk kumpirini atakule'de yemistik, haftasonlari dreamland'e gitme hayalimiz vardi, o nikah salonunda ogretmenlerimizin nikahlarina gidip az nikah sekeri biriktirmedik, lisedeyken pizza hut'da botanik parkina bakarak az sinirsiz pizza yemedik. atakule'nin o kapanmis hali benim cocukluguma ve gencligime ait anilarin benden calinmis olmasi anlamina gelmektedir aslinda ve batmasinin tek sebebi de ankara'nin koylu zihniyetiyle yonetilen belediyesinin eskisehir yolunda 30 tane alisveris merkezi yapilmasina olur demis olmasidir.
  • eskiden bütün angara bebelerinin espri malzemesiydi.
    atakule'yi biliyonnu?
    heee?
    işte o sana..
    bu kadar derim.
hesabın var mı? giriş yap