• ekşi sözlük yazarıdır.

    (bkz: kaleci oyuncu)
  • rakibiyle taca giderken yumruk sallayan futbolcudan çok daha kıymetlidir gözümde. neymiş, kaleye giden topu eliyle kesmiş. iyi ama bunu görüp gereken cezayı vermek kimin görevi? kendisinin günah keçisi olarak ortaya sürülmesinin ne anlamı var? futbolda bu tip şeyler olur, yeri gelir oyuncu eliyle müdahele eder ya da rakibini düşürür ve gereken cezayı çeker. yoksa siz oyuncuların birbirine temas etmeden oynadığı bir maç mı izlemek istiyorsunuz? tenisi tavsiye ederim.
  • bir futbolcu olarak daniel pancu legal olarak kalecilik yaptıysa bu illegal olanıdır.
  • tanım:topu elle çıkaran oyuncu.

    ali güneşe söven galatasaraylıların bir zamanlar arif erdem diye bir futbolcusu vardı..
  • maradona yapınca kral,
    ali yapınca erdem, ahlak vs.
    isimlerden mi kaynaklanıyor bu bakıs acısı.

    atılma pahasına kendini riske atarak bir hareket yapmıstır, penaltı olursa kurtarma sansımız olur hesabı en azından.
    yoksa 11 kisi de olsa, ilk dakka yencek golle galatasarayı yenemeyeceği ortada
    ve bir reflekstir sonucta, anlık bir düsünce, istemsiz hareket.
    hakemin görmemesi, görmek istememesi onun sorunu değil galiba.
    ve mac devam etmistir, bundan önce binlerce kez devam ettiği gibi...

    cok da saatlerce üzerinde düsünülecek, yorumlanacak bir hareket yapmamıstır.
    rivaldo'dan, nobre'den, alex'ten, hagi'den farkı yoktur yani.

    bu arada sapına kadar galatasaraylıyız.
  • kendisine laf eden galatasaraylılar bence arif erdem'i de sevmiyorlardı zaten. ben arif'i oldum olası sevmedim, berber çırağı tipli bir adam. nerde uyanıklık, nerde hakem kandırma, orada arif'ti. 8-0 gibi olayları da unutmadım, bu yüzden acayip utanç da duyarım. kazanmak zorunda olduğumuz sezonun son maçında, istanbulspor gibi acayip bir takımla oynuyorduk. arif kendini her zamanki gibi ceza sahasında yere atmıştı. hakem ise karşı ceza sahasındaydı ve taa oradan penaltı vermişti. maç boyunca inşallah yeniliriz diye bekledim, fakat şampiyon olduk ve ben sevinemedim.

    peki aksini düşünelim, hep gs futbolcuları dürüst olsun, yediği tekme tokata karşılık hakemin kart göstermesini beklesin, fair play anlamında her şeyi düzgün olsun. bu durumda gs sezon sonunda en fazla 5. veya 6. olabilir. büyük ihtimal de 10-11 civarında gezer. çünkü işler çığırından çıkmış durumda futbolda. müthiş paralar dönüyor ve ali güneş'in yaptığına benzer bir hareket yeri geliyor bütün takıma bilmem kaç yüz bin dolar kazandırıyor, tek bir hareket bu. ayrıca futbolcular büyük oranda alt sınıfların çocuklarından çıkıyor. iki cümle kuramıyorlar. bir tek yeni kuşakta var artık orta sınıftan futbolcular, onlar da sayıca çok az. geri kalan hepsi ali güneş modeli adamlarla dolu, arif erdem filan, aynı tipoloji. alt sınıfların da haliyle orta sınıf ahlakıyla pek bir ilgileri yoktur. yok efendim, ali güneş maç içinde gidip "hocam ben elimle çeldim, kırmızı kart verin" diyecekmiş. bunlar orta sınıf ahlakına ait konseptler, alt sınıf yemez bunu. siktir lan ordan maç primi gidiyordu, der. bir de üst sınıf yemez. hep biz orta sınıflar böyle ahlak, fair play falan bunları aramızda çevirip dururuz işte.

    bütün bunlara rağmen insan ümit etmeden duramıyor, acaba 1 tane futbolcu da çıkar mı, hakemlerin dahi tek sözüne güvenecekleri? yere düştüyse gerçekten faul olduğuna güvenip gözü kapalı düdük çalabilecekleri 1 kişi de çıkmaz mı mesela? böyle doğrucu davut modunda, robbie fowler misali bir adam? belki hakan şükür denebilir, oğuz çetin denebilir ama onlar da tam ideal değil. çünkü arif kendini yere attığında, ya da küçük şenol taklalar açarak fırladığında, gördükleri halde ne hakan şükür, ne oğuz çetin gidip hakemlere doğrusunu söylemişlerdir. kendilerine müslümandı onlar da.

    ben yine de bekliyorum böyle bir adam çıkabilir diye. bu demokrasi gibi bir şey çünkü. demokrasi yoktur, olmadı ve olamaz da. fakat her zaman takip edilmesi gereken bir kuzey yıldızı gibi, bizi medeni kılacak şey. insan da medeni değildir neticede, ama medeni olmak için, insan olmanın tanımına uyabilmek için çabalar, bu sayede şiddet, baskı vb şeyler engellenir ve olabildiği yere özgürlük elde etmiş oluruz. ali güneş'in çıkıp hakeme "bana kırmızı kart gösterin" demesini beklemek, demokrasiyi tanımlandığı gibi yaşamayı beklemektir. galatasaray taraftarları idealist medeni insanlardır. onlar arif erdem'in erdemli olabilme ihtimalini sevdiler.
  • yerinde olsa aynı şeyi yapacak insanların, süper ahlaklı insanlara dönüşüp karaktersizlikle suçladığı futbolcu.
  • eski yunandaki ahlak ve iyilik anlayisini hep semavi dinlerinkinden kat kat daha akla uygun bulmusumdur. mesela bir savasciyi dusunelim; bu adam savastan geri yana olan hayatinda bir orospu cocugu da olsa, yaslilari dovse, cocuklarin cuklerini cekip kafalarina da vursa, kariya kiza da sarksa eger cikip hakkiyla dovusuyorsa, dusmanlari birer birer kesiyorsa, o iyi bir adamdir cunku o bir savascidir ve isini yapmaktadir. buna benzer bir ornek de spartali hirsizlardir, sucuna dair bir delil bulunmadigi surece spartali hirsizlar cezalandirilmadiklari gibi ovulmektedirler de.

    simdi ali gunes'i dusunup benzer bir yorup yapacak olsak, bakiyorum da galatasaray macinda topu cizgiden elle cikardigi pozisyonda o isi o kadar buyuk bir ustalikla yapmis ki hayranlik duymadim desem yalan olur. gel gor ki, butun anlattiklarimin isiginda yine de iyi bir futbolcu demek icimden gelmiyor. iyi bir sey olmayi hakkettigini dusunuyorum ali gunes'in ama iyi bir ne oldugunu bulamiyorum bir turlu.
hesabın var mı? giriş yap