• "madem kötüydü o zaman %40'ı nasıl aldı" sorusuna şöyle bir cevap vereyim. babanem nevşehirde muhtarın yaptığı dalavere ile 9 yaşında oy verme hakkına sahip olmuştur. muhtar köyden menderese daha fazla oy çıksın diye çocuklara bile oy kullandırmıştır.

    menderes'in aldığı bütün oylar için böyle şaibelidir demiyorum ama böyle bir örnek olunca "o da şöyle demokrasi aşığı, şöyle fazla oy almıştı" diyenlere de sadece hadi len diyorum.

    vicdanım el vermediği için ek olarak belirtmek isterim ki, idam edilmelerinin savunulacak hiçbir tarafı yoktur benim gözümde.
  • yok, menderes şöyle kahramandı, zorlu böyle yiğit bir adamdı popülizmiyle tarihi irdeleyemezsiniz. kafanızı kaldıracaksınız; emperyalizm olgusunu yadsıyan hiçbir görüşü dikkate almayacaksınız. dikkate alırsanız, günlük politik oyunların oyuncağı haline gelirsiniz. popülizm bataklığından kendinizi çıkaramazsınız. neymiş bir yanda tmt'yi kurmuş derin devlet varmış bir yanda demokrasi şehitleri menderes ve polatkan...

    eee şimdi ne diyecekler; baksanıza tmt'yi menderes ve zorlu kurmuş! evet, hep yazdık; liberaller gladio'yu başka yerlerde arıyor.
    aynaya bakmaları gerekiyor...

    http://www.odatv.com/…derin-devlet-cikti-2505101200
  • idam edilmesini haklı bulmadığım, ama iyi siyasetçi diyenin iyi siyaset, siyaset ya da siyasetçiden ne anladığını merak ettiğim eski başbakan, demokrat parti kurucularından biri.

    bakalım neler olmuş 1950-1960 arası:

    - üniversite öğretim üyelerinin siyasi açıklamalarda bulunması ve yayınlar yapması yasaklandı.
    - millet partisi 1954'te kapatıldı. o kadar demokrat olan demokrat parti ve menderes, herhangi bir alternatifin yükselişe geçmesini önlemek adına o kadar da antidemokratik davranabiliyordu.
    - ikinci dp döneminde, chp'yi desteklediği için adıyaman ilçesi malatyadan çıkarıldı.
    -kıbrıs olaylarına binaen basında yaratılan atmosfer, 6-7 eylül olaylarını tetikledi.
    - 1957 seçimlerinde muhalefet partilerinin toplam oyunun dp oyunu aşması üzerine, menderesin tutumu oldukça değişti, ekonomi de yeniden küçülmeye başladı, fiyat artışları halkın sırtına bindi.
    - dp iktidarını eleştiren yazı ve karikatürler çıkmaya başladığı andan itibaren, 1952de yürürlüğe giren basın kanunu rafa kaldırıldı, ve gazete ve dergilere kapatma cezaları, yazarlarına hapis ve/veya tazminat cezaları verildi.

    dahasını yazmak hoş olurdu tabi. bu kadar değil tabii, ne sandınız?

    genel olarak bakalım mı?
    üzmek, ceddinize olan kör gözlü hislerinizi sarsmak gibi olmasın ama efendiler, dp hiçbir zaman çoğulcu, demokratik bir parti olmadı. menderes hiçbir zaman iktidarı elinde tutmak için demokrasiden sapmayacağının teminatını vermedi. aksine, darbe sırasında dp kabinesinde milli savunma bakanı olan ethem menderes'in anılarında görüldüğü üzere, adnan menderese başvekilliği bırakmamak için silaha dahi müracaat edeceğini söyledi. icap ederse diktatörlükle idare edeceğini kabinesiyle paylaşmaktan çekinmedi.

    yüzde bilmemkaçlık oy oranlarına gelecek olursak, ona plebisit demokrasi denir baylar bayanlar. çoğunluk desteğiyle ve adil, özgür seçimlerle (ki demokrasinin temelinde bu prensip vardır) bir diktatörü bile seçebilirsiniz.
    demokrasi gücün bir kurum ya da kişiye nasıl verileceğini belirler, gücün nasıl kullanacağı demokrasiden çok anayasal liberalizmindir. o yüzden her demokrasi öyle parlak, akla zarar, her deliğinden ışıklar ve güller saçan adamlar getirmez başınıza.

    tek parti yönetiminden çıkılan bir dönemde oyverenlerin yeni bir arayış içerisine girmesi, ve demokrat partiye yönelmiş olması, ayrıca toprak reformuna karşı demokrat partinin ve menderesin mülkiyetçi, reform karşıtı duruşu da etkilidir elbette.
    idam edilmesi doğru olmasa da, idam edilmesi ve darbe kurbanı olması adnan menderes'i iyi, adil, dürüst ve en önemlisi demokrat bir siyaset adamı yapmaya yetmez, yetmemiştir, ve yetmeyecektir de.
    ced dimizin gittiği her yoldan gelen ekmek kırıntılarını takip etmeyi bıraksak artık keşke.
  • kendisinin o yüksek(!) müslüman ahlakına rağmen metres tuttuğu bilinen bir gerçekti. gayrimeşru çocukları da sözlükte kendisini sütten çıkmış ak kaşık olarak göstermek suretiyle ortaya çıkıyorlar.

    bakın resmi tarihin yanlış olduğunu söylüyordunuz, ortaya çıkarak tarihin düzeltilmesine yardım ettiniz. babanız sizinle gurur duyardı kuzum.
  • köy enstitülerini "ateist yetiştiren fabrika" gibi gören orospu çocuklarının pek sevdigi toprak ağası.
  • chp'den çıkma bir başbakan olarak kendisi, yeni cumhuriyetin tüm umutlarını, tüm kalelerini kendisinden söküp kopararak kendi hırsı uğruna ülkenin bugünlere gelmesine önayak olmuştur. atatürk dönemi ve sonrasındaki dönemlerde birçok aydın insanın ülkeyi geliştirmek uğruna döktüğü alınterlerinin hepsini hiçe saymıştır. kurtuluş savaşı gibi muazzam bir muharebe sonucunda kurulabilmiş yeni türk devletinin tarihinin sadece otuz yıl sürmesine neden olarak cumhuriyetin kalbine hançer saplamıştır.

    bir insanın canını almak hiçbir insanın hakkı değildir. kendisinin idamı bugün kınanabilir ama bu ülkeye yaptıkları asla haklı çıkarılamaz, çıkarılmamalıdır.
  • şu sıralar hızla inci sözlüğe doğru yol almamızı sağlayan merhum başbakan. o bu değilde, askeri bir darbe sonucu asılan ve işkence gören bir başbakan için asılmasını meşru işkencesini gayrı meşru gören sevgili yazarlarımız mevcutmuş. darbe ok, asılmak ok, işkence ? ooo hayır o olamaz. bravo.
  • amerikan maşası.
  • asılmasına, maruz kaldığı haksız yargılamaya ve kendisini deviren darbeye karşı çıkmadan demokrasiyi, özgürlüğü savunmanın mümkün olmadığı adam. kırşehir'i cezalandırmak adına ilçe yaptığından dem vurulmasını da baba tarafından kırşehirli olan ve hemen her yaz memlekete giden biri olarak oldukça komik buluyorum. bi gidip kırşehir'i görseniz, bugün çoğunluğu akp'ye oy veren kırşehir halkının 27 mayıs yüzünden bu adama kızamaz hale geldiğini bilirdiniz. ne zaman bu konu açılsa dönüp dolaşıp 27 mayıs'a, menderes'in idamına bağlanır, darbeciler lanetlenir. bu işleri ne zannediyosunuz anlamıyorum ki?
hesabın var mı? giriş yap