• bugune kadar kimseye hatirlatmakta muvaffak olamadigim, sozlukte de onca aramanin sonunda esamesinin okunmadigini farkedince hakkinda bir iki sey soylemek istedigim, 80lerde bir vakit trt'de yayinlanan o gune kadar pek esi benzerine ekranlarimizda rastlamadigimiz bir yarisma programiydi yolkesen. aslinda tv dizisi tadinda olurdu cunku ingiltere -iskocya da olabilir- cayir bayirlarinda vukuu bulmus, bir takim ecnebilerin olmus bitmis yarisislarinin yeniden gosteriminden ibaret bir program idi. hafizam beni yaniltmiyor ise, 45 dakika civari surerdi, aslinda yarisma daha uzun bir zaman zarfinda gerceklesiyordu sanirim ama kayitlar kirpilip 'normal' boyutlara indirgendikten sonra izliyorduk biz - ve muhtemelen ecnebi seyirciler de. simdi olay soyle gelisiyor idi: her biri bir ciftten olusan iki ekip vardi. ekipler yarismanin basinda bir yerde toplasirlar, iclerinden birinde yuksek meblagli bir para destesi olan iki cantadan kismetlerine duseni alirlardi. (kura mi ne cekiliyordu, bu nokta da pek net degil zihnimde) bu cantalar dikdortgen prizma seklinde, sirta takilan, ustlerinde bir takim yari kuresel alicilar olan garip nesnelerdi. ve tabii ki kilitli idiler. olayin kilit noktasi da bu idi. cantalarin anahtarlari ulkenin kimbilir neresinde ucubik bir yere saklanmis olurdu. ve yarisma boyunca ekipler cesitli ipuclari toplayarak, ayni zamanda merkezi bir usten telsizler araciligiyla kendilerine verilen direktifleri takip ederek, ellerinde bir harita, bir pusula, bir caki vaziyette anahtara ulasmaya cabalarlar, gerektiginde at arabasina otostop ceker, bir sicimin ustunde serbest salinim yaparak nehirleri asar, anahtar -dolayisiyla olasi odul- ugruna sersefil olurlardi. bu esnada adina yolkesen denen siyahlar giyinmis, sinsi guluslu bir kotu adam da bu insanciklari takip eder, elinde tasidigi bir nevi uzaktan kumanda araciligiyla o cantalardaki yari kuresel alicilara nisan ederdi. eger tutturur ise neyleyim anahtari, acilmaz hale gelirdi cantalar. nerden ne zaman nasil cikacagi belli olmadigindan mutemadiyen korku sacan bu zat, yeri geldiginde atlar helikopterine, britanya adasinin fosforlu yesil bayirlarinda kosmakta olan yarismaci bunyelere, istikbalin goklerde oldugunu hatirlatir, kurbanlarina gerilimli anlar yasatirdi. (bu noktada, bak gavur paradan kacinmamis, malzemeden calmamis, koca helikopteri yarisma ugruna havalandirmis, diye dusundugumuzu de belirtmek isterim.) sahsen ben de pek korkardim kendisinden. okul yollarinda temkinli yururdum, gelir de cantami iptal ederse ortmenime nasil aciklarim bu durumu diye. (aslina bakarsaniz o kadar aptal bir velet degildim. bireysel etkilenmemi mubalag yontemiyle desteklemek icin boyle bir yola basvurdum.) neyse efendim, yarismacilar sagsalim yolkeseni atlatip anahtarlarina ulasinca da bir canta acma merasimi olurdu. ve tabii icinde para olan cantanin sahibi ekip mutlu mesut ziplarken, digeri buyuk hayalkirikligi yasardi. e az degil tabii, sen onca yol tep, agaclara tirman, cebindeki uc kurus parayi yarim saatlik tren yolculuguna harca, bir de bunlari kumandali manyaga yakalanma riski altinda gerceklestir, adamin 'yedim sizi' turunden tehditlerine katlan, sonunda gel gor ki olay bastan sakat baslamis, bos canta ugruna soluksuz kalmissin, evinden kilometrelerce uzakta. insan uzuluyor boyle seyleri gorunce.
  • konuyla ilgili arastirmalarim sonucunda, hafizamin beni birkac nokta disinda cok da yaniltmadigina kanaat getirdigim, 1989 yilinda cekilmeye baslanmis ingiliz game-show. asagidaki linklerden ulasilabilecek kaynaklardan ogrendigimize gore, aslinda yarisanlar benim sandigim gibi ekipler degil, bir ekibin ikiye bolunmus ve ayri gayri noktalardan birbirlerine ve anahtara ulasmaya calisan bireyleri imis. 40 dakikada bu gorevin tamamlanmasi gerekiyor imis.

    orijinal adi interceptor olan bu yarisma, kendisinden 5-6 yil once yayinlanmaya baslayan treasure hunt adli programdan etkilenerek yapilmis, yolkesen gibi bir sahsiyetin oyunun parcasi haline getirilmesiyle gerilime gerilim katmak, 1000 sterlinlik odule erisimi zorlastirmak amaclanmistir.

    ayrintili bilgi ve resimler icin:

    http://www.ukgameshows.com/index.php/interceptor
    http://www.interceptors-lair.com/…/introduction.htm
  • bu yarışmayı hemen her izleyişimizden sonra evde dönen geyik, "ulan millet ülkesinin güzelliğini pazarlamayı nasıl da biliyor - yarışma bahane!" şeklinde olurdu. bunda da muhtemelen cihan ünal'ın hababam tv'de görünüp, ecnebinin tekinin "ülkeniz çok güzel, ama onu niye tanıtmıyorsunuz?" lafına mal bulmuş magribi gibi atlayan tavrının payı vardı: "evet.. ülkemiz çok güzel. ama onu yeterince tanıtıyor muyuz?" (bkz: cihan ünal/#4151230)

    sakallıya inanmamak, yolkesen'den ders çıkarmamak o yıllarda söz konusu değildi; hâşâ.
hesabın var mı? giriş yap