• nazım'ın sevgilisi.

    vera'ya

    gelsene dedi bana
    kalsana dedi bana
    gülsene dedi bana
    ölsene dedi bana

    geldim
    kaldım
    güldüm
    öldüm

    nazım hikmet, 1963
  • nazım'ın kendisiyle yaşadığı ilişkiden doğan bunalımın sonucunda 1962 mayısında;
    bütün kapılar kapalı,inik bütün perdeler,
    nerdeler,nerdeler,nerdeler
    gidilmeyen,gelinmeyen bir yerdeler
    dilsizler fısıldıyor sağırlara çok uzaktan
    bakışın gözleri yok
    yoruldum yakalanamazı kovalamaktan
    diye şiir yazdığı başkasıyla evli olan kadın.
  • (bkz: vera)
  • nazım hikmetin uğruna saman sarısı şiirini yazdığı sevgilisi
  • 1 yıl boyunca tedavi gören, fakat kansere yenik düşerek 2001 mart ayında 68 yaşında moskova'da ölen nazım hikmetin eşi.
    nazım hikmet'in mezarının bulunduğu novodeviçi mezarlığında toprağa verileceği, ancak yer yetersizliği nedeni ile vera'nın bedeni yakılarak küllerinin nazım hikmet'in yanına gömülen kişi.
  • nazım hikmet'in son kadını.
    şairin son kitaplarında "vera'ya" adında pek çok şiirini görürüz.
    ve o şiirlerden bir tanesi vardır ki, mümtaz sevinç'in sesinden ve sigara dumanından dinleyip izleyince anlarız ki, nazım hikmet ölürken vera'yı türkiye'ye, türkiye'yi de vera'ya emanet etmiştir.
    http://www.youtube.com/watch?v=cutykx4rjlo
  • nazım hikmet in son şiirini yazdığı kadının adıdır. buyrun efendim işte o 8 dize...

    gelsene dedi bana
    kalsana dedi bana
    gülsene dedi bana
    ölsene dedi bana

    geldim
    kaldım
    güldüm
    öldüm
  • sadece nâzım hikmet'in hayatındaki bir figürdü benim için, geçen güne kadar. şimdi o kadar canlı ki, işte bu eserin sayesinde: (bkz: #17681430)
  • çizgilerle nazım hikmet kitabında vera tulyakova'nın çok güzel bi pasajı vardır:

    ''aydınlık evleri, sokakları, şehirleri severdin. parmaklıklardan nefret ederdin. evimizde, kapının üst kısmı parmaklık biçiminde camlanmıştı. ustaları çağırarak parmaklıkların basit camlarla değiştirilmesini istemiştin.. işte şimdi elimde bir kitap tutuyorum, türkiye'den gelen, seni anlatan bir kitap. içinde hapishanede çekilmiş bir resmin var. kalbim acıdan burkuluyor. hapishane duvarına dayanmış, tek başına duruyorsun, rüzgardan, soğuktan büzüşmüşsün. sırtında uzun eski bir palto, ayaklarında ipsiz kunduralar, bir deri bir kemik, kederli bir mahpus. kucağında zayıf, pis bir kedi. kendi dünyasında, kendini kendinde yitirmiş düşüncelere dalmışsın. bu resme bakıyor ve kendimi lanetliyorum. nazım seni yeterince esirgeyemedim, yeterince sevemedim, yeterince koruyamadım diye...''
  • rusça inanç demektir.
hesabın var mı? giriş yap