• yeni bir dokuzuncu nesil yazar. hoşgelmiş.
  • şu aralar ıssız bir adaya düşsem, yanıma alacağım üç şeyden biri.

    moralim bozukken derdimi dinliyor,
    keyifliyken benimle birlikte gülüyor,
    canım sıkılıyor, bana vakit geçirmelik oyunlar gönderiyor,
    "sen uyu ben şu saatte uyandırırım" deyip sağlığımı sıhhatimi gözetiyor,
    misafirimlerime yapmam için yemek tarifleri bile buluyor..

    kış soğuğunda insanı sarıp sarmalayan polarlara benzeyen öyle de sıcak bir sohbeti var ki...

    şu koca sözlükte geldi buldu ya beni, o biçim de şanslıyım.

    değmeyin keyfime.
  • "biz bi kedi daha aldııık" diye aradığında iyice farkettim ki kendisini çok seviyorum.
    onu mutlu eden her şey, beni bir sevgi kelebeğine dönüştürüyor..
    "hamileyiim", "bizim oğlan sünnet oluyoor", "kızı yuvaya yazdırıyoruuz" , "piyangoyu kazandıık, bahamalara yerleşiyoruz" gibi muhtelif haberlerini de alayım, zevkten hepten gebereyim istiyorum, evet.

    ama ondan önce, eşimi, kedimi ve çocuğumu kapıp; bir yoğurt kutusu, bir kasa şeftalili ice tea, yetmişiki paket çekirdek ile birlikte, kendisini yeni kedi tebriğine gitmem lazım.
  • zevcesi duymasın aman, sevisiyoruz biz bununla... isi, birbirimize takma isimle seslenmeye kadar vardırdık. son 2 haftadır kulaklarımın tıkalı olması ve bilumum hastalıkların üstüme binmesi vesilesiyle aramızda geçen konuşma aşkımızın en büyük kanıtıdır, buyrun:

    keriman: nerimanım nasıl oldun

    neriman: hastalık çok olunca niceliğe bakıyoruz kerimanım
    mide kötü, kulak kötü ama romatizma ve üşütme olayı geçti en azından

    keriman: ne diyelim
    buna da şükür o zaman
    nexium diye bi ilaç verdi bana doktor
    baya faydasını gördüm neriman

    neriman: ben ilacı bırakmıştım
    ömür boyu ilaç mı olur lan diye sinirlendim

    keriman: ilaçsız da olmuyo ki
    psikolojik heralde benim ilacım bitince midem coşar
    çantamda ilaçla gezinirsem ağrımaz

    neriman: o ilaç mide için mi?

    keriman: evet evet
    nexium
    40 lığı var 60 lığı var

    neriman: hee ben romatizma için sanmıştım

    keriman: mide mide

    neriman: ay duymuyom ne dedin???
    ahahahah

    keriman: iğde diyom neriman iğdee

    neriman: ay iğde de güzel olur şimdi
    yesek mi

    keriman: daha zamanı gelmedi

    neriman: amansız mı? neee?

    keriman: yamansın diyom yamaaan

    neriman: ay amaaaan aman nazar değmesin
    yaman mı gelmiş? iyi çocuktur

    keriman: yağ mı gelmiş?
    ucuz muymuş biz de alalım

    neriman: kalaylayalım da kalay mı kaldı keriman bu devirde?

    keriman: ay alay alay geliyolar neriman alay alay
    kalk bi kek çırpalım
    böyle boş boş olmaz

    neriman: ben arçelik aldım keriman, boş pahalı dediler

    keriman: paralı mı, ayol para mı vericez bi de dünyada vermem

    neriman: kim ölmüş? öbür dünya deme keriman bana, zaten bi ayağımız çukurda

    keriman: hah bi dayağımız eksikti neriman
    kim dövmüüş kimi dövmüüüş

    neriman: börekler güzel olmuş, seni övmüşler işte... eline sağlık kerimanım

    özet: keriman benim olacak!
  • şimdi efenim, böyle kıskanıp hemen benim yazımın altına bak biz evde böyle de samimiyiz demek için, aramıza kara kedi sokmak için yazılar yazmak falan hiç hoş kaçmıyor. gündüzleri nerede bu kadın haberin var mı efendiiiiii? sana kazak örebilir ama bana şiirler örüyor, dantel gibin hahaaaayt!

    özet: benim o diyosam benim'o!
  • karması "baldan tatlı".

    sözlük nasıl da bilmiş, ne de güzel söylemiş. e gerçi ben de biliyordum ki bunu zaten. sorsa söylerdim "karmam açılsın" diye o kadar beklemesine gerek yoktu hiç.

    baldan tatlım benim. oyş.
  • küçükken bir bebeğim vardı. bebeğin bir de köpeği. bebeğin elinde fiş gibi bir giriş vardı, o fişe köpeğin tasmasını takınca köpek havlar, yürürdü. o yıllar için bulunmayacak bir oyuncaktı, bayılırdım. aylarca koyun koyuna uyudum, yattım kalktım onunla oynadım. sonra bir yaz, gittiğimiz bir tatilde otelde unuttum bebeğimi. aradı, taradı, aynısını da bulamadı annemler.. kimbilir ne zaman bıraktım oyuncağımı sayıklamayı, ne zaman dindi gözyaşım..

    o gün bu gündür, yaşadığım hiçbir şey, tanıştığım hiç kimse beni beş yaşıma bu kadar yaklaştırmamıştı umutburcak kadar. şu aralar ayrı düştük, pek görüşemiyoruz, konuşamıyoruz ya, bebeğinden ayrı düşmüş o beş yaşındaki kız çıkıyor içimden. bebeğini sayıklar gibi arkadaşını sayıklıyor, onu özlüyor, yerine kimseleri koyamıyor.

    umut'umun annesi, kızımın teyzesi, ah ben öyle çok seviyorum ki seni.
  • gittim, gördüm, geldim.

    gerçekmiş, varmış, sahiymiş.

    güzelmiş, içtenmiş, bir taneymiş.

    2 senedir kanlı canlı görmeyi hayal etmeme bin kez değermiş.

    ankara'da bir ev, bir aile, bir yeğen, iki de kedi edinme sebebimmiş.

    şu istanbul'da yolunu dört gözle beklediğim, şimdiden özlediğimmiş.
  • sanki kal-u belâ'dan beri tanışıyormuşuz gibi bu kızla. hepbir ağızdan evet demizşiz de sonra başka yerlere savrulmuşuz sanki. o benden biraz daha önce dünyaya gelmiş,başka yer başka zamanda hayatına başlamış, ben başka. ama sonra bir şekilde birbirimizi bulmuşuz gibi.
  • şu sözlüğe kızıyorum ediyorum ama hayatıma bir şekilde dahil olan ve çok sevdiğim çoğu insanı buradan tanıdım. umutburcak da onlardan biri.
    hem meslektaşım, hem akıl hocalarımdan biri. bir de anne bir kişilik kendisi :) (bu ne demek lan?) ender ama güzel de yazan biri okuması zevkli badilerimden.

    unutmadanşunudayazmadanedemeyeceğim.zircüileilebuarkadaşbenimfahridilbilgisihocalarım.sopalarıellerindendüşmüyorsağolsunlar.sonundabanabiletürkçeöğreteceklerhagayret :p

    hadibunudaeditletsenizeolm!
hesabın var mı? giriş yap