• alman futbol adamı. schaaf için, ne demeli ki. evet futbolcu ve sonradan muzaffer bir teknik adam ama o gerçekten bir futbol adamı. öncelikle teknik adam olabilmek için gereken ön koşula sahip, mannheimlı. otto nerz imiş, sepp herberger imiş, size birşey ifade etmiyorsa, ben ne diyeyim. sarı çiyan bir defans oyuncusu idi schaaf. 11 yaşında bremen'in veletlerine katıldı, hâla aynı camiada. monogam bir adam anlayacağınız.
    daha 17sindeyken a kadroya alınsa da, fazla forma şansı bulamamıştı thomas. yirmisinde kadroyu zorlamaya başladı. kısa bir sürede savunmanın vazgeçilmezlerinden biri oldu. rune bratseth, frank neubarth, ulrich borowka, mirko votava, dieter eilts, thomas wolter gibi isimlerle oyunun gerisinde yer aldı. seksenlerin ikinci yarısından itibaren hızla form grafiği yükselen werder'in parçalarından biri idi. 1988 ilk defa şampiyonluğu kucakladığı yıl oldu. ardından 1991 yılında kazanılan dfb pokal'i ertesi sene kazanılan kupa galipleri kupası takip etti. sonra bir daha şampiyonluk, ardından dfb pokal. bir seri oluşturduktan sonra 95 yılında jübilesini yaptı.
    pek de uzak kalamadı futboldan mızıkacı koyun. bir de baktık 1999 yılının mayısında werder'in tekrar başına geçmiş, hem de bu sefer teknik adam olarak. felix magath'dan almıştı sazı. ligde havlu atan werder, yeni soluk schaaf ile, kupa finalinde penaltılarla bayern münchen'i devirmişti. schaaf'ın yapacaklarının adeta teminatı olmuştu bu kupa. hep zorluyor zirveyi derken annus mirabilisini 2004 yılında yaşanı. duble yapan schaaf, oyunculukta kazandığı şampiyonluğa tekrar ulaştı. ha bu arada kendisi könig otto'nun himayesinde topçuyken, asla duble yapamamıştı. çifte kaymaklı ekmek kadayıfı diyelim, özetleyelim. kariyerindeki en önemli anı yıllarca 6 mayıs 1992 werder bremen monaco maçı olarak gösteren isim, şampiyonluktan sonra fazla da konuşmadı işin güzeli. o sustu ama onun topçuları hiç beklenmeyeni başardı. kim bilir bir gün hayatı boyunca kopamadığı werder'den koparsa, kimi çalıştıracak...
    (bkz: a penny for your thoughts)
  • böyle güzel bir adamin altinda tek bir yazi olmasi nerden baksan futbol adina eksikliktir, sözlügün de ayibidir..

    bazen bir futbolcu, bazen bir yönetici ve kimi zaman da seyirci bir takimin bel kemigi durumunda olabilir. denilmek istenen sudur ki tek basina takimi zirveye tasir. kilit ismidir, her seyidir. kazanilan paranin, basarilarin hepsinde önemli bir rol oynar, o oldugu icin boyledir. her sey yerli yerindedir, pek cok seyi degistirebilir, yerleri ile oynayabilirsiniz, ona dokunmadiginiz sürece varolan basari, istikrar devam eyleyecektir hep.. bremen icin schaaf da böyle bir isimdir.

    schaaf, ömrünü bremen'de harcamis ve sanirim böyle giderse de orada da ölecektir. futbolcu olarak yillarca hizmet ettigi klube emekli olduktan hemen sonra ikinci takimin basinda antrenör olarak devam etmis, üc yil sonra da -1999- takimin basina gecmistir ve bugüne varan macerasi baslamistir bremende.

    hucum futbolunu en iyi oynatangillerden. bremen maclarini seyretmek her daim keyf vermistir. keyfli futbol oynatir takimina.. bremen'i evinde yenmek ve hatta tek farkla yenilmek uzun süre mucize olarak algilandi. özellikle klose ve klasnicli kadrosu ile muhtesem basarilara imza attilar. sampiyonlar liginde final oynar demistim.. velakin eledim dedigi anda juvantus'a karsi uzatma dakikalarinda oyle bir hata yapti ki kaleci wiese; bugün bile bremenlinin icini sizlatir. cunku tepe noktasiydi, her sey oturmustu.. bremen'i bremende yenmek mucizedir aslinda. bakmayin siz bayern'in dört attigina.. sekiz tane kapi gibi adami yoktu, sakatti.. kötü basladilar sezona ve hala sakatliklar ile bogusuyor velakin tepesinde yine ligin...

    werder bremen gmbh&co kgaa'nin bu yilki toplam geliri haziran ayinda aciklanilan rakama göre 105,8 milyon euro. ilk defa yüz milyon barajini gectiklerini acikladilar gecenlerde. bunun 8.3 milyon eurosu kar ve henüz klose'nin parasinin da -yaklasik 15 milyon euro- alinmadigini da üstüne eklediler.. nerden baksan cok hos bir tablo bremen adina. . pek cok faktör isin icerisindedir bu basarida ama thomas schaaf'in sihirli elleri önemli rol oynar bu gelisim sürecinde.

    sihirli ellere sahiptir. eline gecirdigi futbolcu bir anda yildiz oluverir. bir sekilde yetenek oldugu asikar olan velakin form tutturamamis, basari saglayamamis yildizlari transfer eder, bir süre sonra da dehset paralara satarlar.. satamasa dahi elinde bulundurdugu sürece yuksek meblaglara alinan oyuncudan alacagi verimi alir. ailton aman aman degildi onunla bulustugunda, sonrasinda bundesliga stari olmustur, bugün hala faal futbolcular arasinda bundesligada en cok gol atmis oyuncudur. sonrasinda gittigi hicbir klupte basari saglayamadi; schalke,besiktas,hamburg.kizilyildiz v.s.. klose'nin yildizi 2002'de parladi. kafa hakimiyeti cok iyiydi de hepsi de buydu. bes kafa golü atti, bunun disinda ne takiminda ne de milli takimda aman aman performans sergilemiyordu, yildiz dahi oldugu tartisilir idi. bes milyona geldi bremen'e. üstelik elindeki gol krali ailton'a daha fazla para istedigi icin gönderdi. zira önemli olan futbolcu degil schaaf idi. ve sanki klose yeniden yaratildi, bastan asagi degisime girdi. 26 gol 14 asist gibi bir performans sergiledi ki; inanilmazdi.. devaminda dunya kupasinda da ayni sekilde gol krali oldu, 30 una yaklastigi vakit 15 milyon euro'ya bayern'e gitti.. sanogo'yu seyrettim cokca.. halil'in 19 gol attigi sene kaiserslautern'de takim arkadasiydi. yetenek oldugu asikar velakin performans acidan ortalarda geziniyordu. hamburg'a gitti, tamam dedik, buyuk klup bir seyler yapar.. cik, yok olmadi. schaaf yine bunu bes milyon euro gibi bir paraya aldi. bugünlerde en cok konusulan isim.. en akilli transfer hamlesi olarak nitelendiriliyor, oysa futbolcunun kendisinden ziyade schaaf ile ilgili bir durum. diego'yu hepimiz santos'dan bilirdik, yildiz, yetenek idi velakin porto'da pek bir varlik gösteremedi. gelmeden önce yirmi kusur macta bir gol iki asisti vardi sanirim. yine ayni sekilde bes ya da alti milyon euroya bremene geldi. simdi satsan 30 kusur milyon euro eder, sanirim bundesliga'nin ribery ile beraber en pahali futbolcusu.. umit davala gezinirdi sagda solda, bremen'de galatasaraydaki günlerine döndü.. frings bremende yildiz idi, bayerne gitti, ayni sekilde geri döndü, oynayamadi.. leverkusen'den alinan fritz milli takima yükseldi.. valdez ah bir sans bulsa ortaligi toz duman edecekti, klose ve klasnicin arkasinda eriyip gidiyor deniliyordu.. dortmund'a gitti, 13 macta tek golü var..

    schaaf'in shirli elleri var, buna inaniyorum ben. yakin zaman icerisinde bremen'i avrupanin dev kluplerin arasina sokacaktir, bayern'in önündeki de en büyük engeldir sampiyonluk yarisinda..

    herhangi bir klubun yönetiminde olsam klube ilk alacagim isimdir thomas schaaf.. futbol acidan seyir keyfi verecek, yildizlar yaratacak, aman aman para harcamayacaksiniz ve ayni zamanda cok güzel paralar kazandiracak.. bayern munchen favori diyorlar, eger ki su sakatliklar olmasaydi; bugün lider bremen idi. su an dahi kalecileri wiese,bönisch,wome,fritz,owomoyela,frings,borowski,niemeyer,biscoff sakat.. hunt yeni iyilesti filan.. bakin hugo almeida geliyor.. inzaghi'den sonra kaleci ile karsi karsiya kalinca affetmeyen ikinci adam olarak yer etti.. hemen hepsi yildiz adayidir; bremende kaldiklari ya da schaaf takimin basinda kaldigi sürece..

    iki hafta önce sanogo'nun iyilesmesinden duydugu sevinci belirtiyordu. mansetteydi hatta. o kadar cok sakati vardi ki; almeida da yoktu vesaire.. derken idmanda kapisti sanogo ve carlos alberto. her ikisini de onlarca sakata ragmen kadro disi birakti. elbette takim kazandi ve ayni zamanda disiplin. yok kalli'ye gönderme yapmiyorum, hak vermiyorum zira feldkamp'in nedenleri beni tatmin etmedi. üstelik bizim spor basin ile orasi arasinda cok ciddi farklar var.bu yüzden türkiye liginde hemen her sey cok baska sekilde uygulanmali ,kendi kosullari arasinda kendine has cözümler üretilmeli. bremende yasanilan bu olay kapandi bile.. bugün hala ülkemde hakan sükür üzerinden ayni geyikler devam ettirilme cabasi sürüp gider.. lakin disiplinin önemi ve ayni zamanda teknik direktörün olaylara bakis acisinin belirtilmesi acisindan kenara köseye sikistirayim dedim...

    cok severim, oynattigi futbolada ayrica hastayim, artik bitmis denilen "sanirim bu pek yetenekli degil" diye anilan futbolculari alip dünya aleme sov yapmasina da bayilirim.. evet, fanatik degilim ama az biraz bremenliyimdir ben.. st pauli birinci lige cikasiya kadar en azindan..
  • 3 büyüklerden birine başkan olsam, anlaşacağım ilk teknik direktör olurdu. niye mi? hemen anlatayım;

    şimdi abi biz yıllardır, takımımız kötü gittiğinde bunu neye bağladık? çift forvetsizliğe. oynatmayan teknik direktöre ne dedik?

    hem çaylak-hem yerliyse, ''beşiktaş, rizespor'a benzemez. acilen oyun planını değiştirmeli''.

    hem çaylak-hem yabancıysa, ''galatasaray'ın büyüklüğünü kavrayabilmiş değil. bu akşam ülkeyi terketmeli!''.

    hem marka-hem yabancıysa, ''yaa teknik direktörlüğünü tartışmak elbette bize düşmez; ama en azından iç sahadaki maçlarda çift forvet oynatması lazım''.

    işte dostlar, yerkürede, tüm bu eleştirileri bertaraf edecek iki teknik direktör var: biri, şu an aliağa petkim'i çalıştıran halil üner, diğeri de thomas schaaf.

    neden bu adamlar sanki hiç yokmuş gibi davranılıp, görmezden geliniyor, hakikaten anlamıyorum :(
  • futbol tarihinin en underrated isimlerinden birisidir. werder bremen gibi vasat olarak nitelendirebileceğimiz bir takımı alıp her daim kafaya oynayabilen ve oynadığı futbolla seyir zevkine doyuran bir takım haline dönüştürmüştür. ve bunu yaparken 2004 senesinde bir de bundesliga şampiyonluğu sıkıştırmıştır. gelecek vaad eden genç isimleri takıma kazandırıp kalbur üstü futbolculara dönüştürmesiyle çokça takdir toplamıştır.

    #19103777
  • bu sene şuana kadar işler onun ve takımı için hiç iyi gitmiyor. zira 14. sıradalar ve 16. sıradaki wolfsburg'dan yalnızca 4 puan öndeler (bu entry yazıldığında bundesliganın 28. haftasıydı).

    aslında kadroları çok kötü değil. ancak eski mücadeleci oyunlarından eser yok. schaaf bu durumu kalan haftalarda değiştiremezse malesef onunda bileti kesilebilir (louis van gaal ve felix magath gibi).
  • 39 yıldır werder için oynayıp, çalışan adam.
  • taner ve rotariu'nun topu çizgiden itemediği 1992 kupa galipleri kupası çeyrek final maçında sami yen'in eski açık tarafındaki werder bremen kalesine çaresizce bakan futbolculardan biriydi. maç sonrası köseköylü rambo yusuf schaaf'ın yanından "amına koyarım ben böyle adaletin" diye geçti gitti.
    işte schaaf böyle adaletli bir teknik direktör olup herkese hakkını vermeye bu maçtan sonra karar verdi.
  • 25 yıldır werder bremen kulübü çatısı altında teknik direktörlük yapmaktadır.
  • 1972 senesinde içeri girdiği werder kapısında sene 2013 olmuş. 41 senede minik takım oyuncusu, genç takım oyuncusu, a takım oyuncusu, minik takım antrenörü, genç takım antrenörü, a takım yardımcı antrenörü ve a takım antrenörü olarak görev almış. bu pozisyonların hepsinde kesintisiz olarak çalışmış. bir görevi bitmiş, ardından öbürü başlamış. hani bir yerde senelerce aynı pozisyonda kalabilirsin de, durmadan basamak atlayıp bir de onu uzun seneler sürdürmek çok acayip bir şey. laboratuvara alıp incelenmesi gereken bir adam bu schaaf. kardeşim, o kadar sene kimsenin tavuğuna da mı kışt demedin. ne biçim adamsın sen.
  • 41 yıl önce kapısından girdiği camiaya veda eden futbol adamı. almanya'da bir çınar devrildi, bir çınar...

    http://tr.eurosport.com/…ldi_sto3757255/story.shtml
hesabın var mı? giriş yap