• (bkz: the tick)
  • uludağ sözlük'ten beri takip edilen antalya canavarı. oradaki performansına ulaşabilmiş değil henüz. aşk var sanırım.
  • gündeme uygun gerilim filmi adı diye tanım veresi geliyor insanın ancak bir yazarmış.
  • dersten kaçarken yanına aldığı üç şeyden ikisi ben olan, okumaması gereken bölümde okuyan manyak insan.
  • ekşi de yazar olmamışken dediğim şeyleri ekşiye taşıyarak hıh mıh hıh hepsi beğeniliyor olmm diye artislik taslayan; ama ben yazarlığa başlayınca pek bi sesi soluğu çıkmayan yazar.

    muhabbet ederken laf müziğe geldiği zaman tıkanırdık levent yükselden ileri gidemezdik onu da aşmış gözüküyor. zirve organizatörlüğüne başlaması dileğiyle.

    antalyayı ben daha cok seviyorum billir.
  • hasretine dayanamayıp biraz geç de olsa peşinden geldiğim yazardır kendileri. hoşbulduk.
  • ilginç bir odası bulunan yazar.

    sürekli masaların, komidinin altından içinden birşeyler bulup, bunu dayım yaptıydı, bak okey anahtarlığı, bu bilye arşivim, kız arkadaşımın kolyesi, buda ötekisinin kolyesi gibi dakikalar içinde birbirinden farklı onlarca edevat gösterebiliyor. en sona her zaman steteskop'unu sakladığını sanıyorum. özellikle verdiği parayı anlatırken içi sızlıyor hissedebiliyorsunuz. ses kaydetmiyor yalnız steteskopu ezik.

    azcık bilgisayar teriminden bahsettik diye kızıp "sulcus tendinis musculi flexoris hallucis longi" gibi bişey dedi, apıştık kaldık tabi haliyle. şakacı tıpçı.. doktor.
  • hayatımda verdiğim en güzel hediyenin fikir babası. evindeki o littmann beni büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştır. ne alıcam ne alıcam ne alıca...
  • ne yaptığı hiç belli olmuyor. nerdesin diyorsun, kamyonun birinin arkasındayım antalyaya doğru geliyorum ototstop çektik araba bozuldu falan diyor. öyle heycanlı, baya hareketli zıpır zıpır bişey, bıraksalar kuş gibin uçacak. bırakmıyorlar tabi, komiteydi höydü böydü.
  • el kadar böcekten dibi düşmüş yazar. doktor olucak birde. yarın tenya falan temizlerken ne yapacak bilmiyorum ki.
hesabın var mı? giriş yap