*

  • tasavvufta bir kisinin yasadigi zamanin disina cikarak daha once yasanmis hadiselerin yasandigi yere gitmesidir.
  • hazreti muhammed'in miraca cıkması kendisine butun kainatın gosterilmesi sonrasında "dondugunde yatagı hala sıcaktı" seklinde bahsedilir bazı kaynaklarda tayyı mekan kavramı ile icicedir
  • izafiyet teorisinin ispatlamaya calıstıgı tasavvufi olaylar dizisi,
    kuran'da ve tasavvufta yer alan gercek ustu gibi gorunen hersey aslında determinizmin de yasalarına uygun olarak gerceklesmesi mumkun olaylardır sadece adem oglu nasıl yapacagını bulamadı henuz
  • (bkz: basti zaman)
  • (bkz: zdenek zeman)
  • zaman atlama, zaman yolculuğu

    "insan şayet dengeli bir şekilde sevgi ve duygu yoğunluğunu sağlayabilirse içsel bir enerji anaforu meydana getirecek ve böylece kendi fizik bedeninin etrafında enerjik bir yaşam alanı (merkaba) oluşturabilecektir. işte biz bu yaşam alanını kendi yaşam evrenimiz olarak tanımlıyoruz. bu yaşam evrenimiz, gerek sevgimizin, gerek duygularımızın ve gerekse varlığımızda keşfettiğimiz tüm evrensel ilahi özellik ve güçlerimizin yoğunluğu ve gelişimi oranında genişlemekte ve şekil almaktadır. bu gelişim evresinde bastı zaman ve tayyi mekan gibi olağanüstü deneyimler yaşanabilir." nazım akpınar

    "çık, tayy-ı zaman et, açılır her perde,

    bir ömr geçir istediğin her yerde.

    ben hicret edip zamanımızdan, yaşadım,

    istanbul’u fethettiğimiz günlerde.”

    yahya kemal beyatlı
  • zamandan dışarı olmak... oysa ki, zamanın içinde olmayı dahi henüz becerememiş insanoğlu, tutup bir de zamandan dışarı olmaklığı, dolayısıyla mekândan ve bizi kayıtlayan ne varsa hepsinden dışarı olmaklığı hayal ediyor. ediyoruz. içeriyi bildik de dışarısı kaldı. her kuş bitti, gözümüz leylekte...

    ulemanın ve kudemanın deyişine göre, kişi, zamanla ilişkisini önce vaktin oğlu olarak kurmalıymış. vaktin oğlu demek, vakit neyi gerektiriyorsa onu yapabilmek demek. sabah olunca sabah yapılması gerekeni, öğle olunca, akşam olunca vb. vaktinde yapması gerekeni yapınca insan, vakitle yakınlaşabiliyor, hatta oğlu ya da kızı olarak birinci dereceden bir akrabalık bağı kesbedebiliyormuş. böylelikle vakit tarafından seviliyormuş insan, ana-babasının sözünden dışarı bir adım çıkmayan hayırlı bir evlat misali...

    vaktin çocuğu olmayı becerebilenin bir sonraki durağı, vaktin babası olmak... çocukluğunu doya doya yaşayan, günü gelip büyüyünce vaktin babası olabiliyormuş. yani çocukluğun sancılarının yerini, babalığın sorumluluğu alıyor. hangi hâl daha baba? ancak babalar cevap verebilir buna sanıyorum. tabii vaktin babası, öyle bir baba ki edebinden vaktin gerektirdiğinden dışarı çıkmayan, sorumluluğunun gafletsiz bilincinde olan bir baba. iskele babası değil, anlayacağınız.

    anlatmaya çalıştıklarım, zamanla doğru bir ilişki kurabilenlerin durumu. bu tür yakın bir ilişki kurduktan sonra, zannederim ki zamandan içeri olmuşsun, dışarı uğramışsın, pek bir farkı yok. o yüzden bu baba kavramlar, zamanla ilişkisi pek de matah olmayan bizcağızların gözünü alıyor, arzusunu kamaştırıyor. vaktin arkadaşı olsak, vakit hakkında vakti aşan bu çeşit zanlara da düşmeyiz zahir. babasını, oğlunu kızını geçtim, arkadaşı yahu! arkadaşlık ne güzel müessese değil mi?

    o da vakit gibi, hakkında çoğu kez yanılgıya düştüğümüz...
    arkidiş...
hesabın var mı? giriş yap