tane

• (bkz: adet)
• (bkz: tane tane)
• minibüs veya dolmuş şoförüne göre yolcu, insan. "on milyondan kaç taneydi" seslenişinde olduğu gibi.
  üzüm ya da zeytin değil insan tanesi.
  ee yolcunun tanelisi, yolların lalelisi
• güneydoğuda bazı bölgelerde bulguru ifade etmek için kullanılan kelime.
• yerli yersiz, gerekli gereksiz kullanılan sıfatların önde gideni
• çoğu zaman gereksiz kullanılır.
  
  canlılarla--özellikle insanlarla--hiç kullanmamak gerekir. iki tane adam olmaz, iki adam olur; üç tane kardeş olmaz, üç kardeş olur; vs... insanlar taneyle sayılmaz. cansız nesneler için bile çoğu zaman gereksizdir: "bir kitap" ve "bir tane kitap" arasında bir fark yoktur, sadece ikincisi daha tuhaftır.
  
  hatırlaması ve uygulaması kolay bir kural olarak düşünmek gerekirse: tane sözcüğü, kullanılmadığı zaman anlam bozulmadığı sürece hiç kullanılmamalı.
• insanlar için kullanılmasına uyuz olduğum kelime.
• (bkz: bir tanem), bidanem, bidenem
• maori mitolojisi'nde orman tanrısı.
• eğitimli, kültürlü, 'kelli - felli' koca adamların bile belli bir yerdeki insan sayısını ifade etmek için kullanmaktan sakınmadıkları miktar belirten sözcük.
  daha önce de bu konuya değinilmiş olsa da işim gereği sürekli düzeltme yapmak durumunda kaldığımdan 'mağdur' sıfatıyla başlığı canlandırmak durumunda kaldım.
  biraz önce elimden geçen metinde sekiz - on 'tane' temizledim.
  lütfen biraz özen.
  en hafifi 50 - 60 kg canlılardan bahsediyoruz, mısır tohumundan değil.