• yeni bir şarkıcı çıkartma yarışması. reklamlarında bir kere olsun "sesiniz güzelse..." "sesine güvenenler.." vs demeyen; aksine hiç ses aramadıklarını söyleyen abidik gubidik bir yarışma. adamlar bariz bi şekilde "elin yüzün düzgünse ve iyi kıvırtıyosan gel" demek istiyorlar. hatta reklamına çıkan yetkili elemanlardan biri "sesi kötü olan bir sürü şarkıcı var neden bir tane de burdan çıkmasın" modunda bir cümle kurarak beni dağıtmıştı, daha yarışmayı görmeden dandik bir şey olduğu imajını uyandırmıştı.
  • fame academy gibi benzerlerine epsilon kadar bile yaklasamayacak olan yarisma
  • türkiye'nin popstar'ı başlığı* altında aslında yeni dansöz arayışı içinde olan yarışma. şimdi buna bir 05 belma bir aysu baceoğlu katılmasın da ne yapsın...yalnız asıl deniz seki'nin utanmadan yetkili bazında oraya çıkması gerçekten akıllarda soru işaretleri oluşturuyor ne yani o da sadece iyi kıvırdığı için mi bugünlere geldi*
  • kanal dde insanları delirtircesine yayınlanan bir program.
    bi kaç insan "ben popstar olmak istiyorum" diyor ve ercan saatçi, ahmet san, deniz seki ve armağan adında birinin karşısına çıkıyor. ezik tuhaf hareketler yapıp türkü şarkı çığırıyor. çığır açıyor bu program. pe he. coca cola da sponsorlarıymış. dünya çapında bir yarışma imiş. bir rus kızı türkçe şarkı söylemiyor diye elemeye filan çalıştılar benim gördüğüm kısmında.
    insan şu yarışmaya katılıp ana avrat düm düz gitmek istemiyor mu (üç dilde), cürisine de, popuna da, populasyonuna da, starına da!!!
    canlı olsa katılırdım vallahi. yapmak lazım böyle bir şey!
    ayrıca sözlüğe vaktiyle girmiş olması vechiyle (bkz: popstar)
  • tam adi “turkiye popstar yarismasi”. jurisinde ercan saatci, ahmet san, deniz seki, armagan caglayan var (bu sonuncusu med yapim sorumlusu imis). amac turkiye’nin pop star’ini secmek olarak lanse ediliyor ama bu dort zevatin amator eleme calismalarindan baska bir sey degil. isin kotusu aday olarak, her krizde zar zor buldugu isinden olan ve artik bu tip kepazeliklerden bile medet umar hale gelen insanlarinin figuran olarak gorev yapmasi. zaten faydali bir konu olsa bu kadar caba harcanmaz.

    sen git bir tatil koyune. balo salonuna yerles. 3-5 kamera kur. oraya buraya e-kolay net’i cagristiran yarisma logosunu serpistir. bir masanin arkasina siralan. hasbelkader yarismaya katilmis olan, cogu gariban insanlari tek tek iceri cagir. sonra da “senden pop star olmaz”, “sen hic aynaya bakmadin mi?”, “bu kiloyla star olman mumkun degil”, vb. laflarla asagila. yetmedi mi? ahmet san bey “sorry”, “bu isin must'i nedir?” diye yari ingilizce, yari turkce soylensin, deniz seki suzum suzum suzsun, ha bi de salonun disinda biri seray sever olan iki sunucu katmerli yorumlar yapsin.

    bizim ortaokul lise yillarimizda pek meshur olan bir brezilya dizisi salgini vardi, kole izaura ile baslayip, zenginler de aglar, marimardiye devam eden... onlardan biri de yildiza ulasmakti. dizide sise dibi camli gozluklu, sunepe bir kizdan bir yildiz yaratmak soz konusuydu. bir tur metamorfoz... ama o gudik brezilya yapiminda bile bu is ciddiye aliniyordu. turkiye’nin pop star’ini (yildiz’i bile degil) secerkenki laubalilikle degil.
  • seçme ya da karar verme yetilerinin neye göre belirlendiği bir muamma olan, gereksiz asabiyet ve ukalalık örneği sergileyen dört kişinin jüri üyesi kisvesi altında seslerini, alakasız görüntülerini ve hatta garipliklerini bilmem kaç kameranın önünde sergileme medeni cesaretini göstermiş insanları aşağılamasını konu alan yarışma.

    insanların gururuyla oynarak, onları sert eleştirilere maruz bırakıp ağlatarak sözüm ona popstar yaratacağını iddia eden ve bunu da bir "yarışma" olarak nitelendirebilen yapımcıları da ayrıca tebrik etmek gerek.

    son olarak, yarışma esnasında ben ingilizce şarkı söylemek istiyorum diyen katılımcıyı "tamam ama bir tane de türkçe söylemen lazım çünkü bu yarışma türkiye'de yapılıyor" diyerek eleştiren jüri üyelerinin ve yapımcıların atladığı şudur ki yarışmanın ismi bile türkçe değildir. (bkz: pop) (bkz: star) (bkz: popstar)
  • "american idol"un (bkz: american idol) yandan yemi$i...

    paula abdul'un turk karsiliginin deniz seki oldugunu okuyunca, ne yalan soyleyeyim guldum. fakat american idol'da bir maymun gordugumu hakikaten hatirlamiyorum, o yuzden ercan saatci'nin kimin karsiligi oldugu hala bir muamma.
  • ne katılanında ne jurisinde ne sponpsorun da ne de yayınlayıcısında iş olan eğlencelik yarışma. maksat "aman süfer bi genç yetenek bulalım. albüm sözleşmeleri yapalım. ülkemizden yeni bi ses çıksın gitsin pavarottiyle söylesin bilmemne stadyumunda" değil "eğlence"dir. ha tamam bi tane kaset yapılacakmış. eyvallah. ama bu kadar önemli olsaydı sponsorları arasında bi plak şirketi olurdu. belki dmc vardır her bi boka maydanoz bir yapıya bağlı olduğu için ama aması var işte!
    yeteneksiz katılımcıları görünce insan "ya harbiden hiç aynaya bakmıyor mu bu? sadece banyoda kendi kendine mi şarkı söylemiş?" diye aklından geçirip onlar adına hicap duymuyor değil. birileri kimilerine "kendini bilmenin güzel bir erdem olduğunu" söylemeli. ama saygı kuralları içerisinde, yani böyle yapılmamalı. en az yarışmacılar kadar eğlence unsuru katıyor juri de yarışmaya. o ne agresiflik! o ne "ya verdiler bi görev; popüleriteyi yıkmamak için çıkayım bari" gizli alt düşünceleriyle "her bişeyi ben bilirim" havaları.
    ayrıca seçmeler sadece yeteneğe göre değil yarışmanın izlenirliğini arttırmak için uçuk kaçık adaylar arasına bi kaç tane yetenek olacak şekilde yapılıyor. (bkz: cdde beni görmezler ki)
    velhasıl yapılır, bi hafta içinde unutulur; popüler kültür böyle şeyleri yaratır sonra da çiğner atar. bbgye de böyle oldu. bi tane adam çıkartabildi sadece. üzerinde fazla da enerji harcanmaya gelmez netekim yazık
  • saka gibi bir program. yani simdi burada neyi izlenebilir bulmamiz bekleniyor, unlu olma hayalleriyle yanip tutusan genc kizlarin kendilerini kaybedip hungur hungur aglatilmalarini mi, fiziksel ozurlu bir adamcagizin boynunu bukup de “ama ben gorunmem ki kasetin icinden” demesini mi yoksa bir umuttur diye mufettis karsisindaki ilkokul cocugu heyecaniyla 4 tane *****’in karsisina cikan insanlarin akla hayale gelmeyecek sekilde asagilanmalarini mi? koskoca adamlarin, kimbilir ne hayallerle girdikleri odadan ogretmeninden haksiz yere azar isitmis cocuk hissiyatiyla atilmalari mi yoksa eglenceli bulmamiz gereken? tabi bu durumda cok rahatlikla “hirsizin hic mi sucu yok” da denebilir ama gazeteyi actiginda petek dincoz’un yat sefasini, cagla sikel’in bodrum kacamagini; televizyonu actiginda televoleler, pazar keyiflerinde “cilgin istanbul geceleri”ni goren insanlarin hayalleri neyle sinirli olabilir ki baska? insanlarin onurlari, gururlari oteden beridir ayaklar altindaydi ama simdiye kadar hic bu kadar aleni sekilde yapilmamisti herhalde bu isler. artik gemi iyice aziya aldilar, rating ugruna yikilmadik tabu birakmiyorlar masallah. ve ne yazik ki insanlari da bu ugurda futursuzca kullanmakta bir saniye bile tereddut etmiyorlar.
    oysa pek sevgili popstar adaylarimiz bilmiyorlar ki, degil yalnizca popstar, istedikleri herhangi bir star olmanin degerli medya buyugunun damadi olmak gibi cok daha basit yollari var. keske onlari secseler de bu kadar saklabanliga alet olmak zorunda kalmasalar.
  • deniz seki'nin ne kadar kıskanç bir hatun olduğunu gözler önüne seren, eğer rus kıza böyle davrandıysa, kimbilir cansu dere olayından sonra okan bayülgen'e neler yapmıştır dedirten temaşa.
hesabın var mı? giriş yap