12 entry daha
  • bu fikrin size ne zaman,kim tarafından,nasıl verildigini ya da size verilmesi dısında,bu fikri sizin ne zaman yorumlayıp,kendi icinizde kabul ettiginiz zamanı ve durumu bilmiyorsunuzdur.ama,bildiginiz sey oteden beri size öğretilen pozitif bilimlerin aslında yararlı ve kutsal bir guce donusmesi gerektiğidir.ve bu gucun tıp’tan gectiğini düşünürsünüz cunku insanın kendisi ile uğrasan bir bilimde bu bilgileri kullanmaktan güzel ne olabilir?ortaokul ve lisede öğrendiklerinizin tıp fakultesine girmeniz icin gerekli ve yararlı oldugunu bildiginiz icin,bu donemde deliler gibi fen ve matematik calısırsınız,cunku tıp fakultesine girmek istiyorsunuzdur,kansere aslında çare oldugunu veya olmasa bile sizin bulacagınızı ümit ediyorsunuzdur, hayalinizdeki ‘tıp’ insanları iyileştiren ve tam sağlıgına kavusturan yuce bir guctur,bu guc baska hangi -‘meslek’ diyesim gelmiyor,‘bilim’de vardır ki?bu kafanızda bu sekilde sekillenmiştir.gerçeği öğrenmek yıllarınızı alacaktır.tıp fakultesine cok isteyerek ve severek girersiniz.gördügünüz yüzlerce insanın cogu da aynı seyleri dusunerek gelmiştir ve benzer yollardan gecmişlerdir ilk gunlerde dersaneden veya lisenizden belki bir kac insanı tekrar gorursunuz ilk onlarla ‘tekrar’ tanısırsınız,herkesin gözleri yeni biri ile tanısmak icin bakmaktadır.evet,üniversiteye girmişsinizdir,mutlusunuzdur,yeni insanlar vardır cevrenizde ve siz de artık bir universite’de okuyorsunuzdur ve bu universite’nin tıp fakultesi sizin her zaman okumak istediginiz hayallerinizi susleyen yeridir.
    bu hayalin yıkılması icin cok fazla zaman gecmesi gerekmez.300 kisinin oldugu yerlerde ders dinlemeye calısırsınız.hoca,rengi atmıs asetatından kimsenin anlamadıgı dersi anlatmaya çalışmaktadır.rahatsız edici sandalyelerde oturmak sanki geleceginizin cok da rahat olmayacagı sinyallerini daha 1.sınıftan vermektedir.türk dili ve edebiyatı,inkilap tarihi gibi tıp ile ilgisi olmayan dersleri 1.sınıfta vermenin amacının hala beyin yıkamaya calısma ve gereksizlik icinde tıp ogrencisini bogma amacını fark edersiniz.bu derslerin verilme amacını,bu dersleri veren hocalar ile tartısır hatta bu yüzden butunlemeye bile bırakılabilirsiniz.bunların hiçbiri sizi yıldırmaz,tam aksine guclendirir.tıbbın felsefesine daha cok yaklasırsınız.insanlarla tanısır,farklı sehirlerden gelen kulturleri,yemekleri hatta konusma usluplarını ogrenirsiniz.not,fotokopi,kurul,kalıp gibi kavramlar hayatın anlamını olusturmaya baslar.sınavlarda,yuzunu ilk defa gordugunuz bir cok kişi ortaya çıkar.300 kişilik bir kalabalık içinde ne kadar yalnız kalınabildigini anlarsınız..
    2.sınıfa gectiginizde anatomi,fizyoloji,biokimya,mikrobiyoloji gibi dersleri gormeye baslarsınız,tıpa bir adım daha yaklasırsınız amfileriniz biraz daha duzgun gibidir insanları daha iyi tanımaya baslarsınız ve arkadaslıklarınız sekilenmeye baslar 2.sınıfta bile hala yuzunu gormediginiz insanlar vardır.gercekten akademisyenlik unvanını hak ederek gelmiş hocalar ile bu unvanını nasıl aldıgını anlamadıgınız hocaları gorursunuz,tıpın kuramsallığı ve objektifligi kafanızda tekrar sorgulanır belki de gercekten ‘hastalık degil,hasta vardır.’kadavraların basında formaldehit kokusu içinde vucudun parcalarını incelersiniz,mikroskop basında bakterilere ve parazitlere bakıp size onceden hazırlanmıs ve paket olarak sunulan preparatlara bakarsınız,ancak kafanızda bu mikroskop altında gorduklerinizin size çan sesi ile pavlov’un kopegi sartlanmasından baska birsey ile acıklanamayacak şekildeki sınavlara tabii tutulmanız yoktur.insanlar gece-gündüz mekandan mekana gezip,eğlenirken siz sınava calısmam lazım dersiniz,keza onunuzde binlerce yılın getirdigi insanlık uzerine çalışmış olan insanların ogretisi vardır.insanın hayatından ve kendisinden,tıp için ne kadarını verebilecegini düşünürsünüz.
    3.sınıfa gectiginizde artık normal insan vucudu ve calısması hakkında bir fikir sahibi olmussunuzdur, hastalıklarla ve ezber seklinde verilen ilaçlarla bogusmanız gerekmektedir.
    her hastalıgı okudugunuzda kendinizde olabileceginden suphelenirsiniz.yavas yavas klinik derslerini de gormeye baslarsınız,evet o onceden beri gordugunuz ve sadece kadavralar ve mikrobiyolojik organizmalara karsı giydiginiz onlugunuzu artık hastalara karsı giymeye baslamıssınızdır.bu ilk 3 yıl preklinik olarak adlandırılır ve bu 3 yıl içinde kopan arkadaslarınız olur hatta bir kısmını hayatınız boyunca bile gormeyebilirsiniz bu kopmanın siyasal,ekonomik veya hayat felsefesi ile ilgili oldugunu farkedersiniz.
    4.ve 5. sınıflar birbirine benzeyen klinik stajlarından olusan bolumdur hastalarla birebir ilişki içindesinizdir bazen hatanız olmadıgı halde asistandan ya da hocadan fırca yiyebilir ve ben nerede hata yapıyorum diye dusunursunuz aslında her atılan fırcada,fırca atanın ezikligini zamanla anlayacaksınızdır.çalıştıgınız ve hakettiginiz halde sözlü sınavlardan kalabilirsiniz.artık ‘nobet’ kavramı ve ‘sorumluluk’ duygusunu ogrenmeye baslarsınız.gene de siz hala hekim degilsinizdir hala universite ogrencisisinizdir ve bunun hem rahatlatıcı hem de rahatsız edici noktalarını gormeye baslarsınız.geceler uzundur,bir o kadar da sizindir ve hala geceleri kahve,sigara,müzik,muhabbet ve ders vardır.
    6.sınıftasınızdır artık ‘intern’ olmanın ne demek oldugunu farkedersiniz ‘ne asistan gibi para kazanıyorum ne de kendimi universite ogrencisi gibi hissediyorum’ dersiniz içinizden ‘ben bir ara formum’.nobetlerde artık asistanlar ya da visitlerde hocalar size dr.bey/hanım diye hitap ederler.duruma alısmanız gerekmektedir yavas yavas ogrenci kimliginden sıyrılıp hekim kimliğine burunmenız beklenmektedir,içinizde ve dısınızda bu kabuk degisimini farkedersiniz.
    derken birsey farkedersiniz birileri ‘tus calısmak’tadır ve asistan gorevlendirmesi icin sizin de bu sınavı basarmanız gerekmektedir. hayatınız boyunca kosturma ıcınde bulundugunuz durumları tekrar degerlendirmeye alırsınız anadolu lisesi sınavları,fen lisesi sınavları,üniversite sınavları..1 dk burada bitmesi gerekmiyor muydu derken yenisi eklenir..’tus’
    sınavda yarısacagınız sizin meslektaslarınızdır,sizinle aynı yoldan gelmis,bir cok sınavlardan gecmis insanlardır,aynı bolumu istediginiz sınıf arkadasınızla sizi rakip haline getiren bir sistemin icinde bulursunuz kendinizi.
    sonrasında ya sınava kasıp bir yerleri kazanırsınız ya da mecburi hizmete tabii olup buyuk ihtimalle turkiye’nin doğusuna gidersiniz,ancak sonuc aynıdır artık tıp öğrencisi değilsinizdir,bir hekimsinizdir,bir yemininiz vardır ve gecmişe,öğrenciliginize bakıp hos bir gulumseme ile selamlarsınız o tıp fakultesi 1.sınıfın ilk gunune baslayan 18 yasindaki genci..
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap