• hakan albayrak'ın yazılarında notlarında hep rastlarsınız buraya.ilk ankaraya gelişimde arkadaşlarla şans eseri bir çayocagına girmiştik.kapıdan çıkarken şöyle bir camekana baktım ve gördüm ki bu buğulu mekan yabancı bir mekan değilmiş
  • pek salaş sohbet edip çay içme yeri. daha beter bir de filiz çayevi vardır.

    içindeki insanlarla güzelleşir böyle yerler genellikle.
  • okuldan çıkınca yandaki mandıradan nevaleleri alıp zıkkımlandığımız mekandı sakarya çay ocağı. yazın önündeki küçük bahçede yer kapmaya çalışırdık. kışın içerideki üç odadan birinde. en sevdiğim yeri en arkadaki küçük bölmesiydi. apartmanın arka bahçesini görürdü küçük penceresi. inanılmaz dumanaltı olurdu mekan. bülent akyürek uğrardı her gün. çaycılar muhabbeti hoş adamlardı 20 çay içerdik 3 çay parası alırlardı. boşalan bardaklara takviye yaparlardı çaktırmadan. tuhaf bir alışkanlıktı sakarya çay ocağı. o kadar hayatımızın içindeydi ki garsonlardan biri bebeğine arkadaşımızın adını vermişti.

    sonra bizim ayağımız kesildi yavaş yavaş. mekan yer değiştirdi. binlerce defa önünden geçip bir kere bile uğramadım.
hesabın var mı? giriş yap