• (bkz: türk telekom)
  • (bkz: kepazelik)
  • pisliklerden pislik beğenmek.
  • aşka kendini içtenlikle peykeş çekmektir.
  • içinde yolcuları göre göre, bu yolcu treni mi diye sorduğum andaki durumumdur.

    aslında daha yumuşak tabirle dalgınlık da denebilir. yine de rezil olmuşumdur tabi.
  • (bkz: ölüm)
  • tam olarak şudur;

    cd satan bir dükkana girdim. bir kaç güzel film aldıktan sonra yakışıklı satıcıya yönelerek;
    -fatih akın'ın i'm juli (evet bildiğiniz ay em yuli diye sordum) var mı?
    -pardon anlamadım?
    -aa nasıl bilmezsiniz ya?? hani şu kendisi de polis rolünde oynamış hani?
    -im juli mi? almanca hani, "temmuzda" demek türkçesi..
    -ha evet o filmin bir sürü adı var zaten (sıvıyorum...)
    -hmm.. neyse kıh kıh, neyse o yok hanfendi kıh kıh...
    -hıı şey tamam zaten ben bu filmleri de istemiyorum, oldu o zamaaan, oldu iyi günleer...

    "ay em yuli" ne be, hadi onu geçtim "o filmin bir sürü adı var" ne demek ya sıvadım lahana dolmalarım, piii...
  • insan rezil olur. ve buna bir şey denemez, rezilliğin utanılacak bir şeyi yoktur, bilirsin biri çığırından çıkmıştır, olaylar kontrol edilemez haldedir vs.

    ama rezillik tiyatrosu oynayan bir insan acınası haldedir. o kadar acırsınız ki sevmeye, bu rezilliği telafi etmeye haliniz kalmaz. onun dravdan rezillik çıkardığın bilirsiniz. yüzüne söylersiniz. ve fakat o rezil derbeder pozu kesmeye başlamıştır bir kere, çark edemez. sadece dikkat çekmek için rezillik çıkaran insanlara acımaksa anladığım kadarıyla onları besleyen, en yanlış davranış biçimi.
  • en kaliteli rezilliğimdir kendisi. olsa da bir daha yesek tadındadır. allah'ını seven defansa gelsin jamiryo kıvamındadır. yıl 2010dan 2011e gelmekte sanırsam, mekan taksim (istiklal de değiliz allah'tan) konu ise yurt dışından gelen bir arkadaşa istanbul'un otantik yerleri gezdirelecek ama suprizli filan. ara sıra geliyor ama gözünü korkutmuşuz. neyse çıktık tanıdık bir mekana oturduk, 15 e yakın arkadaş grubunu aradım, sürpriz olacak ya, mekanda o yılın hiti şarkılar çalacak herkes dans edecek deli gibi. bütün detaylar ayarlandıktan sonra, çağırdığım insanlar oraya konuşlanmışken, başladı bassdan ket deluna drop it low. bir apaçi bir çılgın edasındayız, özgür mal gibi kaldı, bana bakıyor, oyna sende yoksa sikerler ebemize getirdim. bi oynuyor ki en sonunda tanımadığımız bir babanın önünde kivirirken bulduk. kamera kaydediyor tabii, ve o babanın ismi "erbil yaşmaktır" efenim. erbil baba kaleminden öperim, en tatlı rezilliklerim ve kelamlarımla:)
  • şöyle bir düşününce ta içinde olduğumuzu ve buna battığımızı gördüğüm durum. kimimiz bundan kaçmaya çalışır, kimi bunun dibini boylamıştır, kimi utançlardan utanç beğenir, kimi rezilliği hazırlar. bunca dedikodu, çatışma, kutuplaşma, iş hayatı, uyuşturucu, sosyal medya v.s tam bir rezillikler tiyatrosudur. çoğu çocuk bunun içinde olduğundan habersizdir. zamanla ne siktiriboktan bir heyula içinde olduğunu yavaş yavaş anlayacaktır elbet.
hesabın var mı? giriş yap