rast gelmek
-
tesadüf etmek
-
denk gelmek
-
(bkz: rastlantüf)
-
"rast gelmenin acısını bilir misin, yaşanmamış onca zamanın boşluğunu elinde olmadan düşünüp üzülmeyi? ya rast geldiğinde saklanmanın utancını bilir misin? o'nu gördüğünde artık o'na dair duyduğun heyecanın değil de zamanın derdine düşmüş olmanın utancını?"
* -
buradaki rast aslında "sağ taraftan" demektir. "doğru ve hayırlı taraftan gelen" anlamında yani.
-
(bkz: karşılaşmak)
-
"bir yaşanan sözcük, bir de rastlanan* sözcük vardır. ama her iki durumda da, ya bizim başkaları üzerindeki girişimlerimizde, ya da başkalarının bizim üzerimizdeki girişimlerinde onu yaşar ya da ona rastlarız. söz eylemin belli bir an'ıdır ve eylemin dışında anlaşılamaz." jean-paul sartre - edebiyat nedir
-
(bkz: karşılaşmak)
güzel bir rast geliş; güzel anıların canlanmasıdır. güzel hatıraları taşıyan bir yüzde hatırlanmayan bir geçmiş saklıdır. bundan ötürü böyle bir rast gelişin duyumu sessiz olur.. -
"farsça kökenli rast kelimesi, doğru ve hayırlı demek. bundan dolayıdır ki bâzılarıyla 'karşı'laşıyor, bâzılarına ise 'rast'laşıyoruz." *
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap