• bir meydan düsünün beyaz hali ile kaplanmis olsun;

    içip, içip, bu halinin ortasina kusan bir insan, romantik bir performans sanati icra etmistir. muhtemelen camekan içinde ziyaretcilerin begenisine sunulur.

    bu beyaz haliyi esit karelere bölecek sekilde çizerek, her karenin içine bir kisinin kusmasi, modern bir performans sanati çalismasidir. çizgiler üzerine hali dösenir ve halilar üzerinde gezen ziyaretcilere, her bireyin özgün çalismasi sunulur.

    ayni hali üzerinde bir parti düzenleyip, insanlara bol bol içki tükettirmek neticesinde, her yere gelisi güzel kusmalarini saglamaksa, postmodern bir performans sanati çalismasi olur. ve etrafi çevrilir ziyaretciler bitmis çalismaya disardan seyirci olur.

    bu üç performans çalismasi için baslik modern sanattir. fakat burdaki modern, modernizm degil kelime anlami olarak günümüze ait anlamini tasiyan moderndir.

    fakat yapilan islem, yani "kusmak"; hem romantik*, hem modern**, hem de postmoderndir*. bu durumda aslinda sanatsal akimlar, sanatcinin eserini nasil nitelendirdigi ile ilintilidir.
  • [kroner damarlar üst üste. sonra da elit kargalar, nasrettin hoca yapar; gidaklar. neler gider damdan düser]

    - su duvardaki espriyi görüyor musun...
    - ahh monser... o sanatçiyi uzun zamandir takip ediyorum... çok postmodern bir tarzi var... (bu ne mina godumun bi bok anlamadim)
    - güldürmenin ötesinde donumuza isetiyor dil darbeleriyle... (aha tuttu! bu yolda devam edeyim)
    - ?! (lan bu da mi postmodern bisi söyledi acaba)
    - eee... pardon... (siçtik!)... günümüzün duelatik materyalizmin doruklarindaki kaotik dünyamizda... (toparla! toparla!)
    - kesinlikle katiliyorum... kesinlikle! (türkçe konus it oglu it!)
  • (bkz: pop art)
  • alan kaprow'un deyişiyle postsanat. postmodernizm'in 1970'lerde avrupa ve 80'ler ardından 90'larda ülkemizde kendini hissettirmesiyle var olduğu iddia edilebilecek sanat biçimi üzerine bir yakıştırmadır. şimdiye dek "ben postmodernistim" diye çığıran bir sanatçıya rastlanmamıştır, dolayısıyla postmodernist sanatın, modernistlerin yakıştırması olduğu iddia edilebilir. postmodern sanat diye bilinen sanat biçimi, akademik kabule göre kavramsal sanat ile benzeri ardıl sanat türleridir aslında.
    20. yüzyıl sanatı hakkında pek fikir sahibi olmayan ve meseleyi ideolojik perspektifle ele alan birçok kişinin ise, küreselleşme, kapitalizm, estetik yoksunluğu, çoğaltılabilirlik, teknolojik katılım vb. esasları gerekçe göstererek yaptığı hata sonucu postmodern sanat diye bir sanatın varlığı, onun da tü kaka olduğu yanılsaması yerleşmiştir. postmodernizm, disiplinlerarasılık, eleştirellik, sanat eserinin metalaştırılmasına karşılık vs. tartışmalar hala sürgelmekte, zaman zaman tarafımızca farklı başlıklar altında incelenmektedir. dikkatle takip ediniz efem..

    (bkz: ben mesih im kıyameti ilan ediyorum)
  • yeni bir okuma bicimiyle bakilmadigi taktirde, 'ne bu len, ben daha iyisini yaparim' gibi sozlerle karsilanabilecek eserler uretilmesine neden olan sanat.
    icerigi bir moda etkisinde kaliyor diye elestirilen, fakat moda diye amerikan bayragi modelli donu bile giyen kardeslerimizin* dunya uzerinde ne kadar cok oldugunu dusunecek olursak, zamani yakalayan her sanatin ve her insancil ugrasin geldigi noktada olan bir sanat.
    tek dogrucu olmayan, kendi dogrusunu, caginin insanina veren, aslinda dogru diye bir seyi bile 'acaba' diyerek karsilayan, boyle tanimlamasi zor bi sanat.
    nedense postmodernizm dedince bugunlerde aklima bir beyaz esya markasinin* * * urettigi klimanin onunde duran kel tipleme gelir. klimayi eser zannedip de hakkinda bi alay konusan tipleme. nerden cikti bilemem bak simdi.. (bkz: allah hayra getirsin)
  • yeteneksizliğini saklama sanatı.

    efendim her çalışma için aynı tanım yapılmaz ama etrafta sanatçıyım diyen bir sürü insanın çalışmaları yetenekten uzak çalışmalar. resim ve sinema sanatında bunu daha iyi görmekteyiz. resim sanatında postmodern sanat yapıyorum diye tualin üstüne boya dökülüyor, bunlada yetinmeyip bir adet süpürge konuluyor. oluyor size sanat. desen al bu fırçayı yap bakalım bana bir yağlı boya resim; tabii ki yapamaz. önce her şeyi kuralına göre yapacaksın sonra bozacaksın. (benim inandığım budur)... sinema sanatına gelirsek; özellikle geleceğin sinemacıları olarak görülen kısa filmciler (ki bunların çoğu bu işin eğitimini alıyor) ; iki görüntü çekip bunları arka arkaya koyduktan sonra bakıyorlar bir şeye benzemedi. hemen yapıştırıyorlar "deneysel film" bu diye... şimdi ben bu postmodern sanatı eleştirmiyorum. yeteneksizliklerini bu sanat üzerinden gizleyenleri eleştiriyorum. yoksa benim gördüğüm nice resim çalışmasını ve nice deneysel filmi başarılı buluyorum. yapmayın efendim, etmeyin. yapamıyorsanız, beceremiyorsanız sanat işini gidin daha iyi yapabileceğiniz başka bir iş yapın. hem siz kazanın, hem güzel ülkem kazansın.
  • (bkz: takashi murakami)
    (bkz: superflat)
hesabın var mı? giriş yap