• zihin felsefesi'nde dualizm cesitlerinden biri. psychophysical parallelism olarak da geciyor. zihin ve beden olaylarinin paralel yollar uzerinde isledigini iddia ediyor; yani zihinsel olaylar zihinsel olaylara, fiziksel olaylarsa fiziksel olaylara neden olabiliyor, interactionist dualismdeki gibi capraz bir nedensellik mevcut degil.

    onemli savunucularindan biri leibniz.
  • soyut anlamda iki şeyin, iki hattın, iki planın, iki meslek veya müessesenin paralel oluşudur. doktrin olarak, iki veya daha çok olaylar serisinin karşılıklı olarak birbirlerine paralel olduğunu ileri süren görüştür. bunların birisinde ortaya çıkan bütün değişiklikler paralel olarak aynı şiddet ve önemde ötekisinde de meydana gelir. bunun iki şekli vardır:

    1. sebebe ait paralelizm: iki paralel seri arasında, sebeplilik ilişkisidir. bu ister herhangi bir veri olarak, ister araştırmanın bir hipotezi olarak olsun, ilişkinin böyle olduğunu kabul eder.

    2. bütün sebeplilik münasebetlerini reddeden paralelizm: buna kelimenin dar anlamıyla “psiko-fızyolojik paralelizm” de denir. buna göre her psişik olay, belirli bir fizik veya fizyolojik olaya karşılık gelir. psişik olayın fizik olay, fizik olayın da psişik olay üzerine hiçbir tesiri olmadığını ileri sürer. bu görüş leibniz’in ezel, uyum anlayışıyla ilgilidir.

    paralelizm, zihinsel ve fiziksel olayların tanrı tarafından eşgüdümü sağlanan olaylar olduğunu savunan zihin felsefesi görüşüdür. zihinsel bir olay olduğunda, mesela ahmet odadan dışarı yürümeye karar verdiğinde, ahmet’in bedeni odanın dışına yönelir. bu, zihin ve beden arasındaki neden sonuç ilişkisinin yer almadığı bir olaydır. zihinsel ve fiziksel olaylar tanrı tarafından mükemmel şekilde ayarlanmıştır. leibniz’in “önceden hazırlanmış uyum” veya nicholas malebranche’in anlık tanrısal etkileşimini içeren okasyonalizm fikirleri paralelist düşünceler içerir.
  • kendinin nedeni olan mutlak tözün içkin ve sonsuz nedenselliği (özgürlük) ile mutlak tözün tarzları için geçerli olan belirlenimli ve sonlu nedensellik (zorunlu) arasında zamansal bir ilişki kurmadığından spinoza için südur kavramından bahsedilemez. ilki için (töz ve öznitelikleri için) paralelizm söz konusu olabilirken, ikinciler için (tarzlar için) belirlenim ve gerektirme ilişkisi vardır denebilir. yani ontolojik bir hiyerarşi değil; bilgiye dair uslamlamadan bahsedilebilir ancak.

    kısaca paralellik, töz ve onun ilk belirlenimi olan öznitelikleri arasında mevzu bahis iken, buradan varlıksal biçimde aşağı doğru inen bir südur kuramı geliştirmek söz konusu değil. en genelden en özele doğru yayılıp genişleyen bir etki ortaklığı değil, en geneller arasında, açıkça söylemek gerekirse tanrının sıfatları arasında bir etki eş zamanlılığı vardır denilebilir ve paralelizm tamda budur.

    edit: içkin ve sonsuz nedenselliğe "özgürlük", belirlenimli ve sonlu nedenselliğe "zorunlu" parantezleri düşüldü.
hesabın var mı? giriş yap