• 'dunyayi onurlandirmak icin' cevabinin sorusu
  • kişinin kendini, dünyayı, varlığını sorguladığı an sorduğu kilit soru.. eğer mantıklı bir yanıt bulup, kendi de yürekten buna inanmadıkça, bu sualden sonraki hayatın akıbeti vahimdir..
  • (bkz: nefsi emmare)
  • bu dünyaya bir şeyler katmak için burdayim. belki sadece tek benim aklima gelecek olan bir fikir için. belki dünyanın en güzel resmini ben çizeceğim, en iyi terzi, en iyi bakkal, en iyi öğretmen, doktor olacağim için. ya da belki sadece ailemin ve bir kişinin mutluluk kaynaği olarak burdayim. aslinda neden varolduğumuzdan daha önemli olan, varliğimizin hakkini verebilmek. ve bu sorunun en güncel cevabıni da ancak varliğimiz yok olurken anlayabiliriz.
  • allah bilinmek istedi ve kendini bilecek bir varlık yani insanı yarattı. biz bu dünyada yemek, içmek ve üremek için değil ancak allahı bilmek, marifetullah için varız. allah'ı bilmek olağanüstü bir tefekkür ve tecrit gücü istediği için insana mekan olacak ortam yani kainat da bu hedeflere hizmet edecek şekilde dizayn edildi. mesela, kainatın devasa boyutlarda olması insan şuurunu keskinleştirmek ve son sınırlarına kadar zorlamak içindir...

    tefekkür mekanizması diyalektik bir şekilde işlediğinden zıtlar mevcut oldu. kılıç çift taraflı keser. tefekkürle hakka yükselmek mümkün olunca tersine bir gidiş ister istemez söz konusu oldu. bu kadar gürültü patırtı hep o tek gaye için.
  • emrah akay'ın destek yayınları'ndan yeni çıkmış bir hayli ilginç kitabının adı.
    http://www.idefix.com/…asp?sid=gvfq2jrfbv5vmefdfg74
  • emrah akay'ın şeker gibi kitabı.

    --- spoiler ---

    ... şimdi sevgili oğlum sana "kaçınılmazlık" anlarında kendi kendine içinde yaşayacağın, kadim bilgeliğin çok özel olarak tasarladığı, ama içine "kaçınılmazlık olayı" geldiğinde otomatik olarak ürettiği "korku" salgısıyla sende de bulunan "her türlü kaçınılmazlığı kabullenme gücünün" "merhamet" liflerinden örülmüş süngerimsi yapısını sertleştiren "hayal olanı gerçeklik olarak algılatma kemiği" isimli organın bu etkilerini derhal yok edecek bir kuvvet yerleştirilmiş olan ve bana da bu kadim bilgeliğin özel bir merhameti sayesinde ulaşmış bulunan "eyvallah" kodunu veriyorum.

    bu kod sayesinde; "kaçınılmaz olay" anında evrensel yolculuğunda seni taşımak için özel olarak tasarlanmış ve içinde "geçici" olarak bulunduğun vücuduna zarar verebilecek "direnç ve karşı koyma" moduna geçmen engellenecek ve içinde zaten varolan "her türlü kaçınılmazlığı kabullenme gücünü" açığa çıkartarak her şeyi yerli yerince yapan’ın sevgisini kendi üzerine çekeceksin. başka bir ifadeyle o’nun "merhametini" sen yansıtmış olacaksın.

    çünkü "eyvallah" etmekle; "kaçınılmaz olarak bana gelen bu olayı veya şeyi gönderen kaynak, beni vareden kaynak’la aynıdır ve bunu bana ‘kendi varlık bilincimi oluşturmam’ ve ‘kendi varlık nedenimi gerçekleştirmem’ için ‘merhametiyle’ göndermiştir ve ben hiçbir şüphe duymadan bunun farkındayım, bilincindeyim, bu ne güzeldir. tüm bunlardan şu anda anladığım kadarına veya çok daha sonra anlayacağım kadarına da şimdiden ‘hoş geldiniz, safalar getirdiniz, bu bilgilerle varlığım daha da yükseldi” demiş olacaksın ki, bu çok yerli yerince bir davranıştır...
    --- spoiler ---
  • bu bir sarmal ne konuşursanız konuşun bir anlama varamazsınız, allah denen şey kuranda da kendine anlamlar yüklemiş yemem içmem doğmam doğrulmam başım ve sonum yok gibi, aslında allah da bildiğimiz gibi değil çünkü allah hakkında bildiklerimizde bir anlam yani yoktan varedilen şeyler. kendini var zanneden hiçlikleriz bir nevi allahım kendini var zanneden kuklalar yaratıp sonrada kendi kendilerini düşündürtmesi ilginç, allahtan bağımsız kimsenin iradesi olamaz yani biz bizi var edenden bağımsız bir fikir yaratamayız bilgi an an bu kendini var zanneden insan denen şeye akar oda kendi düşündüğünü zanneder. dua edersin, kim ettirir, allah, kime? allaha, yani allah allaha dua ettirir. bu sarmalın içinden çıkılmaz.
  • harbiden neden varız biz?

    bir bakıyorsun senin yaşında adamlar ölüp gidiyor, ertesi gün bir bakıyorsun kendini gayet hayat telaşesine kaptırmış tipler ölüp gidiyor, hani genç olmasa da bir şekilde geliyor kapını çalıyor ölüm. özellikle dönemsel şekilde inancınızda zayıflama, bir amaçsızlık, ve bunlara eşlik eden hani ben bunu yapıyorum da ne olacak ki gibi bir sorunuz varsa muhakkak bu "neden yaşıyorum lan?" sorusu gelir aklınıza yapışır.
    şu an için inancım çok zayıflamış durumda(1)
    hayattan aldığım zevk çok kesik kesik(2)
    geleceğe dair plan kuramıyorum anlamsız geliyor(3)
    sonu belli bir düzenin içinde var olmak garip geliyor(4)
    ve en önemlisi hayatımda bu sorulardan dolayı çoğu şeye odaklanamıyorum ve haliyle fırsatlar da kaçıyor(5)

    ölüm her şeyi anlatıyor aslında, ne boş bir dünyada ne boş hayaller peşinde kendimizi tükettiğimizi. ve yine bunları düşündüğün anda açacaksın müziğin sesini sonuna kadar ve s.ktir olup gideceksin hayaller alemine, anca orası senin var oluşuna bir yanıt çünkü. olmayacağını bile bile hayaller kuracaksın, olmayan dünyalarda nefes alıp, dalgasız denizlerde boğulacaksın. tek kurtuluş bu.
hesabın var mı? giriş yap