• osmanlı arşivi'nde her zaman güleryüzüyle yardımıma koşan romen tarihçi.

    74 yaşında, 3 ağustos'ta öldü.

    (ve ancak ölünce ekşi'de başlık olanlar arasına girdi.)

    istanbul'da arşivdeki, bükreş üniversitesi'nde odasındaki, köstence'ye giderken trendeki sohbetlerini unutmayacağım. taksim'deki eski romanya sefaret binası'nı, ortaelçi sıfatıyla, "dimitri kantemir kültür merkezi"ne dönüştürmesini de.

    osmanlı tarihçiliği'nin başı sağ olsun.

    .

    şöyle bir büyük tarihçi idi: (ingilizce olunca belki mühim insan olduğu anlaşılır)

    members of the center for turkish studies of the faculty of history, university of bucharest annouce with profound sadness the end of life of the founder, mihai maxim, well-known turkologist, at the age of 74.

    emeritus professor of the faculty of history, university of bucharest, director of the center for turkish studies, founding director of the „dimitrie cantemir” romanian cultural ınstitute ıstanbul (2005-2010) and honorary member of the turkish academy of history, professor mihai maxim, left behind a scientific work dedicated to the history of the romanian-ottoman relations and the ottoman empire.

    „there are scholars whose life is juxtaposed with the written work they leave for posterity. others shine more through the influence they have on their collegues of various generations, stimulate vocations and create shools. the are fewer situations when one and the same person is equally measures on both the same plans. professor mihai maxim is one of these happy cases” – wrote prof.dr. bogdan murgesc in 2004, when a volume dedicated to his 60th anniversary was published in romania (studii şi cercetari de turcologie contemporana. omagiu profesorului mihai maxim, coord.

    calin felezeu, cluj-napoca, 2004) historian mihai maxim was born november 9, 1943 in vorniceni, botosani county, romania and attended the high-school classes in ıasi. ın 1961 he became a student of the faculty of history, alexandru ıoan cuza university in ıasi and from 1963 he received a scholarship to specialize in oriental studies in the soviet union. thus, he continued his initial studies at the faculty of the oriental studies, baku university (azerbaidjan) and then to lomonosov university in moscow, where he studied ottoman paleography with ana s. tveritinova. since 1968 he has become part-time teaching assistant at the faculty of history, bucharest university, where he embraced the teaching career until retirement in 2011 : full time teaching assistant (1976), asistant professor (1978), assitant to professor (1990) and a professor since 1993. between 1969-1972 he pursued research in turkey under the guidance of halil ınalcik, who became his mentor for life. he was visiting professor at columbia university (1990-1991), univeristy of ıstanbul (1995-2001), university of venice (2002-2003), fatih university, ıstanbul.

    he has been supervisor for numerous phd students from romania, japonia, ıtaly, turkey, ıran. his scientific career was dedicated to the study of the romanian-ottoman relations. he has published over 100 titles, including volumes culegere de texte otomane, 1974, limba turco-osmana. curs practic (1984, 1993, 2004), ?arile române ?i înalta poarta.cadrul juridic al relatiilor romano-otomane in evul mediu (1993), l’empire ottoman au nord du danube et l’autonomie des principautés roumaines au xvıe siècle.etudes et documents (ıstanbul 1999), noi documente turcesti privind tarile romane si ınalta poarta (1526-1602) (braila, 2009). the most recent publication is documente noi din arhivele turce?ti, vol. ı, braila, 2016. despite the various academic and diplomatic titles received throughout his life, mihai maxim has always asked everyone to call him professor, considering that positions come and go, but the teaching vocation is for life.
  • 2014 eylül ayı. dil tarihe yeni gelmiş tıfıl bir tarih 1. sınıf öğrencisiyim. uyum haftası yeni bitmiş. bir gün önce neşe özden hoca bize "yarın farabi de güzel bir konferans var mutlaka gelin" diye tembih etmiş. ilhan hocanın(bkz: ilhan erdem) islam tarihi dersinden çıkıp koştur koştur farabiye gittik. kürsüde türkçesi pek de iyi olmayan yabancı bir hoca dimitri kantemir i anlatıyor, daha adam akıllı derse girmemiş 0 kilometre olan bizler de can kulağı ile dinliyoruz.

    işte o anlatan hoca osmanlı tarihçiliğinin efsane isimlerinden mihai maxim'di.

    kim olduğunu,osmanlı tarihi komusunda nasıl bir otorite olduğunu bilsek konferans bittiğinde "ne olur biraz daha anlatın hocam" diye yakasına yapışır yalvarırdık.
  • osmanlı arşivi'nde çalışırken tanışmıştım. daima güler yüzlü, iletişimi çok güçlü, iyi niyetli yaklaşımı ile herkes gibi benim de dikkatimi çekmiş ve istemsiz bir sempati uyandırmıştı. özellikle balkan tarihi ile ilgili arşiv belgelerinde geçen teknik tabirler, yer ve şahıs isimleri gibi özel konulardaki müşkülllerimin hallinde yardımlarını gördüm.

    ana dili romence olan mihai maxim'in, italyanca, fransızca, almanca, ingilizce, rusça ve türkçeyi çok iyi konuştuğuna tanıklık ettim. siyakatla yazılmış osmanlı mali kayıtlarını okuyabilecek düzeyde iyi osmanlıcası da vardı.

    bükreş'te bulunduğum dönemlerde, misafirperverliğini gösterdi. bükreş üniversitesi tarih fakültesi'ndeki odasına koşulsuz/teklifsiz kabul ederdi. henüz bir doktora öğrencisi olmama rağmen, kendi kitaplarını dr. fuzuli işler nazırı'na diye imzalayarak beni onurlandırmıştı. merhum cengiz orhonlu hoca, mihai maxim doktora yaparken kendi kitaplarını "dr. mihai maxim'e" diyerek imzalamış ve hocanın nezaketinden etkilendiği için bana hediye ettiği kitaplarını bu şekilde imzaladığını anlatmıştı.

    nazik yardımları ve yol gösterici rehberliği ile beni etkileyen mihai maxim konusunda, istanbul'daki akademik çevrelerde pek de iyi şeyler konuşulmadığı kulağıma gelmeye başlamıştı. prof. payesi taşıyan ve alanımızın uluslararası düzeyde tanınırlığı olan hocalarımdan maxim'in çok iyi niyetli biri olmadığını işitmiştim.

    kara propagandadır deyip pek umursamadım. eften püften meseleler yüzünden meslektaşını itibarsızlaştırma hastalığı, akademisyenlerin kronikleşmiş rahatsızlıklarındandır. bu aralarda bay maksim ile samimiyetimiz de ilerledi. arşivde çay ve yemek molalarını beraber geçirirken muhabbetimiz ve dostluğumuz pekişiyordu. senede 3-4 ay arşive gelen maxim'in romanya'ya dönüş vakti yaklaşınca hazırladığım çalışma ile ilgili ilginç bir önerisi oldu.

    çalışmanın başlığına hiç de iyi niyetli olmayan bir müdahalede bulunmak istedi. ben ilk başta şaka yaptığını, daha doğrusu ciddi olamayacağını düşünmüştüm. maxim'i incitmeden, başlığı değiştiremeyeceğimi anlatmaya çalışırken hali ve tavrı sertleşmeye başladı. tonton ve sevimli dede rolü oynayan maxim, aleni kabalaşıyordu. ben, arşiv belgelerinde örnekler sunarak makul gerekçeler ortaya koymaya çalışırken maxim beni dinleme gereği duymadan ısrarında devam ediyordu.

    bu talihsiz durum karşısında maxim'in nazik ilgi ve yardımlarının, kırılamayacak bir dostluk tesis etmeye ve çalışmaları yönlendirmeye yönelik olduğunu düşünmeye başladım. kabalık etmeden teşekkür edip maxim'in yanından ayrıldım. tartışmayı büyütme veya uzatma yoluna gitmedim. o günden sonra romanya'ya döndü. e-mail yoluyla haberleşmeyi de bıraktık.

    aradan biraz vakit geçince maxim'in paris'te kanser tedavisi olduğunu duydum. bildiğim kadarıyla gayrı meşru bir oğlu vardı ve o da ilgisiz biriydi. maxim, son zamanlarını maddi güçlükler içerisinde ve yalnızlığın pençesinde geçirdi.

    zaman geldi çattı, çalışmamı tamamladım. başlığını değiştirmeden yayınladım. maxim'in önerisi, tarihsel gerçekliğin inkarı anlamına gelmekteydi.

    bu tatsız olayın dışında, arşivde bazı doktora adaylarının da çalışmalarını etkilediğini ve yönlendirdiğini duydum. özellikle türk tarihçilerinin bilhassa romen tarihi ile ilgili çalışmalarındaki içerik/başlık uyumsuzluğu taşıyan makaleleri/kitapları/tezleri maxim'in önerileri doğrultusunda ortaya çıktı.

    bildiğim kadarıyla mihai maxim, halil inalcık'ın doktora öğrencilerindendir. akademik çalışmaları, daha çok yeniçağ dönemini kapsamaktadır. doktora tez konusu, 16. yüzyılın ikinci yarısında eflak ve boğdan'ın osmanlı devleti'ne karşı mali mükellefiyetleri'dir. doktora tezinde görülmemekle birlikte, tüm romenlerde olduğu gibi mihai maxim'in çalışmalarında da ana tema romenlerin tarih boyu boyunuruk altına girmediği, kılıçlarıyla onurlu biçimde mücadele ederek osmanlı devleti ile karşılıklı (eşit) ilişkiler geliştirdikleri yönündedir.

    geri dönüp baktığımda, keşke o son gün arşive gitmeseymişim diyorum. maxim'le tatsız ayrılmak istemezdim.
hesabın var mı? giriş yap