*

  • takashi katomi laserion un soforuydu... bu cihaz zaman zaman ucaga benzer bir uzay araci zaman zaman bir robot olma kaabiliyetine haizdi. ayrica bir de g1 ve g2 diye iki yardakci robot daha vardi. herne kadar konu mankeni olsalarda arada bir fezadaki mucadelesinde laserion a yardim ederlerdi. ama ben yanlis hatirlamiyorsam trt3 ilk acildiginda saat 21:00de yani trt3 yayini basladiginda gosterilen ilk programdi...

    laserion sen bizim herseyimizsin... laserion sen bizim herseyimizsin... laserion sen bizim herseyimizsin...
  • baslangici:
    ayda kotu kalpli bir deli bilim adami vardir (bu bilim adaminin olmazsa olmaz bir de beyaz kedisi de vardir tabii). dunyadan bagimsizlik ilan etmistir simdi dunya ile savasmaktadir. savaslar genelde uzayda ve dunya yuzeyinde aydan gelen robotlarla (bkz: aydan sener) dunyali robotlarin dovusmesi seklinde olur. (gerekirse bkz:voltran)
    dunyalilar bu savasta avantaj elde etmek icin yeni bir robot tasarlamaktadirlar.

    bu esnada takahasi adli japon cocugu net uzerinden amerikadaki bir arkadasi ile bir oyun oynamaktadir. (alla alla o zamanlarda da net yoktu aslinda ama). bunlar kendilerince oyunda robot design edip sonra birbirlerinin uzerine salarlar. takahasinin design ettigi laserion adli robot her seferinde amerikadaki arkadasinin eline vermektedir (bkz: japon kompleksleri). sonra birden nasil olursa hatlar karisir (bkz: adana cekil aradan). takahasinin robot planlari, yeni yapilan robotunkiyle karisir. bizimkiler yanlislikla bu herifin oyun icin design ettigi robotu insa ederler (valla bunlar nasil boyle cabuk oluyordu hatirlamiyorum. bu adamlar bu kadar cabuk robot uretiyorlarsa niye laseriondan bilmem kac kopya daha uretmediler falan filan gibi bir suru soru vardir aklimda ama neyse). bunlar sasirir, "lam bu bizim robot degil." diye.
    neyse, takahasi bulunur. robotu kullanmayi bir tek o bilmektedir. olaylar gelisir
  • devami: (bkz: dev) (bkz: am)
    bu laserionun bir suru ozelligi vardir. klasik isin kilici vs vs tabii ki de vardir. ama bir tek kilicla indirmez dusman robotlarini baska silahlari da vardir (bu cizgi filmde dusman robotlari ve iyi tarafin robotlari n tanedir. genelde o yuzden isin kilicina gerek kalmadan diger silahlarla da tek seferde inerler. tek atista inmeyen zaten bir tek laserion, g1 ve g2 vardir). bazen alet isinlanir, parcalara ayrilip ileride tekrar birlesir. bir ucaga ve robot govdesine ayrilir. hededir, hododur
    (bkz: hede hodo). buna yardim eden iki robot daha vardir g1 ve g2. birisini arap mi afrikali mi ne bir adam kullaniyordu, oburunu de bir kadin kullaniyordu. bunlar (genelde aslinda tum isi laserion yapar) yardimci olur laseriona. bir sekilde her seferinde kotu kalpi aylilarin planlarini altust ederler. aydaki kotu doktor amca kizginliktan elindeki sarap bardagini kirar.
    yalniz laserionun bir abuklugu vardir. oyle joystick, mouse falan ile kontrol edilmez bu lavuk.bir klavye vardir, takahasi devamli ergenekon destani yazar gibi birseyler yazar buna.
    binbir turlu komutu takahasinin yildirim hizi ile yazmasi ile kontrol edilir anca robot. dolayisi ile zaten baska kimse kullanamaktadir (ama egitebirlerdi baskalarini, oyle bi geyikler vardi bolumlerden bir tanesinde galiba).

    bunun yaninda normal hayatinda takahasi ezik bir lise ogrencisidir. bunun yavsadigi bir sinif arkadasi vardir olivia diye. olivia abla takahasiden bir kafa daha uzun, sarisin, kisa sort giyen, ince sulun gibi bir bayandir. her eve lazimdir. dizinin ilerleyen bolumlerinde aralari guzellesiyordu netekim (bolumun tekinde kotu adamlar oliviayi kaciyirordu da takahasi cildirip
    kotu adamlari oyle bir pataklar ki oyle boyle degil. dunya gucleri kumandani, hmm takahasi sinirlenince daha bi iyi kullaniyo biz bir oliviayi kullansak mi diye dusunur. ama neticede bizim taraf iyi taraf oldugu icin boyle kotu dusunceler gecistirilir cizgi filmde).

    bunun yaninda laserion her ne kadar robotunun kiliciyla kotu adamlara dehset sacsada, okuldaki kendo klubunde olivia hep eline verir* bunun.
  • sonlarına doğru çıkan o robotun en büyük özelliği,laserion gibi görünmez olabilmesiydi.diğer düşmanlarına karşı daha kavganın başında galip geleceğini bildiğimiz kahraman robotumuz, bu düşman karşısında zorlanacaktı tabi ki.
    ve olan oldu.. (bkz: laserion/4)

    edit: şimdi; öhhöm. kim bakar eder bilmiyorum artık ama bi düzenleyeyim dedim şu entarimi.

    cumartesileri trt3 te ve saat akşam 7'de başlardı. 23 dakika sürerdi. psikopat gibi iyi hatırlıyorum, teyzemlerde kalıyorduk ve bir tv ye bir saate bakardım devamlı, çünkü cumartesi akşamları illa ya bi yere giderdik annemlerle ya bişeyler olurdu, tabi rahat durmuyor bizimkiler çağırıyorlar bağrınıyorlar, ben de bunlara işte o andaki mat bilgimle şu kadar dakka sora bitiyor gideriz falan derdim. manyağım ya.

    izlemeye başladıktan sonra kaçırdığım tek bölümü de teyzemle sirke gittik diye kaçırmıştım. allah belasını versin yani öyle aktivitenin.

    sonunu ben de izleyemedim. izlemeyi de çok istemiştim ama olmadı. benim de şu başlıktaki otuzküsür kişiden başka arkadaşım yok. kimse bilmiyor hatırlamıyor. keşke hiç izlememiş olsaydım da içimde o hüzün olmasaydı. yani hem o son bölüm skandalı hem de çizgi film diyorsun macera diyorsun hep bi dram hep bi keder. kardeşim kaç bölüm sonunu dolu gözlerle izlemişimdir kim bilir!

    ha bir de; her bölüm sonunda ekranın sağ ya da sol altında bi üç harf ve üç nokta belirirdi. ona da üzülürdüm bitti diye. allahım ne acılar çekmişim yarabbim.
  • hey gidi laserion..

    konusu çok gudikti aslında, çocuk bir arkadaşına telefonla bağlanmış bilgisayarla, böyle robok mobok bişiler, oyun oynuyolar düpedüz. şimdi olsa quake oynarlardı valla.

    sonracığıma hatlar karışıyodu ve bu oyunda oynadıkları hadisenin datası bir fabrikanın faks hattına gidiyordu, fakstan böyle yazılar çizimler çıktığını gören işçiler de "allah kıllı iş kaptık, acaip para indirecez" diye düşünüp hemen üretime girişiyolardı. sonunda bizim veledi arayıp "abi siparişi yaptık şahane oldu, teslime hazır gel al" falan diyolardı. bu da şaşırıyordu, şaka sanıyordu biraz "durumum yok" ayağı yaptıktan sonra aleti ihtişamıyla görünce bir kaç taksite bağlayıp kredi falan alıp borçlarını ödüyordu, karizma olsun diye de ünlü prodüktör matarama suko'ya bir jenerik müziği yaptırıp alemlere akıyordu.

    kredi için evi mevi ipotek ettirdiği ve babasını rehin göstermiş olduğu için ilk taksitlerde hem ev hem baba gidiyordu. baba aya gönderilip oradaki çalışma kampında tren rayı döşemek için işçi olarak kullanıyordu. durumun böyle düzelmeyeceğini anlayan kahramanımız ise devletin hizmetine girip, ülkede solcu kitaplar yazan ve ayrımcılığı destekleyenleri vurmaya başlıyordu. lazerion gibi bir robota kimse hödö diyemediği için ve içindeki veledin gerçek kimliği gizli tutulduğu için olaylar yabancı güçlerin üstüne atılıyordu.

    gün geçtikçe veled borçlarının hepsini ödemişti ve manitasının ısrarlarına dayanamayarak evlenme olayına girmek istiyordu. örgütün reisine gitti ve durumu izah etti. reis öyle kolay ikna olacak bir insan değildi. "bir kere girdin mi bir daha çıkamazsın" kalıbını kullanmaya yeltendiği sırada kahramanımız kemerinden mouse'unu çıkartıp düğmeye bastı ve lazerion ortaya çıktı. reisi tokat içinde bıraktı. reise bir kere soktu. ama sonra çıkardı. böylece reisin de tezini çürütmüş ve izleyicilere bir kere girenin daha sonra çıkabileceğini kanıtlamış oldu.

    hikayenin sonunda kamyon çarpması sonucu ölen robottan sağ olarak çıkmaya çalışıyordu ve titles akmaya başlıyordu.
  • cocuklugumda baya bi izlemistim de hastasi da olmustum bu cizgifilmin. voltran gibiydi lazeryon lazeryon birles komutuyla toplanirdi parcaciklar sonra eline de alirdi isin kilicini yer misin yemez misin maymuna cevirirdi bütün robotlari. bir özelligide lazeryonun havada rakip tanimamasi, affetmemesi iken yere indigi an formunda bir düsüs olmasiydi. o yüzden hep havada kapisirdi düsmanlariyla. bi keresinde bi punduna getirip yere indirmeyi basarmisti da düsmani eline vermisti lazerion un. bende cok sinirlenmistim ulan seni bi havada yakalasin var ya sicti agzina demistim. netekim ilerleyen bölümlerde sicmisti da hem de eze eze yenmisti rövans i feci almisti. zamaninda fazla sükse yapamamis olsa da gi joe ya voltrana inspector gadget a falan hepsine basacak güzellikte bi cizgifilmdi.
    istiyorum ki bir televizyon kanali yöneticisi ya da koordinatörü su sözlügü acip okusa da
    (bkz: yeniden yayinlanasi cizgifilmler)basligini kaale alsa. yeniden yayinlasalar lazeryonu.
  • jeneriği süper olmakla beraber jenerik müziği de süperdi:

    ki mi ni yume vahanuka (kesik kesik başlar "ki mi ni" kısmı sonra hızlı söyler)
    yume vahanuka
    ibavo iki vehi nuka
    sunda hitohi
    tateti
    sundurun sa

    o bo sa vatasana lupe (evet "o bo sa" kısmı kesik kesik)
    vatasana lupe
    itumo muhe
    ikorkoro
    itomo mune niyuhi
    inku bok
    tekido hatusaaaaaa

    lat se ri on (burada veryansın ediyo)
    mohiko kero muhoho

    lat se ri on (burada epik bi şekilde söylüyor)
    sıtkami nore içi vooo

    le saaa mııın vaaa
    hatakaru hiniino sinataki
    karayaçi vogita

    mi de ho se nı şiiii (kesik kesik)
    lat se ri oooooon

    bi de veledin laserion'u kullanırken karşısındaki üstünde hiçbir sembol olmayan klavyeye takır tukur basıp code yazar gibi robotu idare etmesi pek bi fantastikti.

    misal:

    - vay pis zuzaylılar, görüyo musunuz bunu!

    takır tukur yazmaya başlar:
    left.arm.finger.close();
    left.arm.finger.middle(true);
  • hatırladığım kadarıyla trt3 son bölümünü yayınlamayarak büyük bi kazık atmıştı o dönemin çocuklarına.
  • laserion'a özgü bir olay da kılıcı düşmanına ekleştirdikten sonra ışınlanıp, arkası düşmana dönük vaziyette karizmatik bir duruş sergilemesiydi. bu arada kılıcı kafaya yiyen düşman birkaç saniye sabit durur, daha sonra kılıcın kestiği yerlerden beyaz ışıklar saçaraktan patlardı. biz de, önde laserion duruşu, arkada düşmanın yıkılışını izler gaza gelirdik. mahalle kavgalarında laserion duruşu yapacam diye düşmanına arkasını dönen, dolayısıyla kafasına zopayı yiyen arkadaşlar vardı.

    bir bölümde laserion aydaki düşmanlarıyla çarpışıp yorgun düşmüştü. (enerjisi bitmişti) bunu duyan tokyolular bir dakika karanlık eylemi yapıp sıcacık yuvalarındaki elektriği aya aktarıp laserionu kurtarmışlardı. bu fedakarlık karşısında japonların ikinci dünya savaşının yıkıntıları arasından bir phoneix misali nasıl yükseldiklerini kavradık ve gözlerimiz yaşardı.
  • kotu adamlarin kullandigi standart kara ayilar yesil renkteydi ve bir bolumde ustlerine kamera takip laserion'u incelemek gibi bir anlamsizlik yapmislardi.
    bir bolumde beyaz ayi adi verilen , cok hizli modifiye bir seyle kapismisti laserion. nefes alma sensoru olan robot buydu, cunku pilotu bir kendo ustasiydi. hem g serisini hem de laserion'u kestikten sonra, takashi olivia'dan tuyoyu alip harciyodu bunu.
    yine baska harika bir robot ise kirmizi ayilardi. bunlar da beyaz ayi gibi cok hizliydi ama tek baslarina degil inanilmaz bir senkronize bicimde savasirlardi. isin kotusu, bunlarin lideri takashi'nin cok iyi arkadas oldugu bir hatundu.
    sonlara dogru ise, dunyalilar g5 adi verilen bir robot yaptilar. her iki omzunda da buyuk toplar bulunan cinsinden. g5 calindi ve laserion'a karsi savasti. hatta takashi g5'in iki kolunu birden kesmesine ragmen alet omuzdaki toplarla savasmaya devam ediyordu.
hesabın var mı? giriş yap