• avusturya nazileri tarafından öldürülen engelbert dollfuss'un yerine geçmiş avusturya başbakanı. selefi gibi faşist bir ideolojiye sahip olmakla birlikte cizvit papazı olması nedeniyle dinin yumuşak yüzünü kullanmayı tercih etmiştir. ''tek avusturya, hiristiyan avusturya'' gibi bir sloganı vardı.
    _off topic mode: on_
    almanya'nın ülkesi üstündeki emellerine karşı italya'nın himayesinde kalmaya devam etmiştir. ''belli bir süre'' için, zira habeşistan'a saldırıp avrupayı boşlayan mussolini gayri resmi olarak almanya'ya avusturya üstünde serbesti tanımıştır. _mussolini'nin resmi tarafsızlık ilanı da gecikmedi tabi_
    hitler'in zaman kazanmak için yaptığı güney sınırlarımıza saygılıyız çağrıları, kavgamdaki söylemlere evrilmişti, o söylemler de kurt schuschnigg'in masasındaki isteklere evrildi. finans sisteminin birleştirilmesi, ordunun birleştirilmesi, avusturya'da bir nazi partisi kurulması. aksi taktirde kardeş kanı dökülecekti. başbakan tüm istekleri yerine getirmesine rağmen hitler bir de referandum çıkardı kurt'un başına. referandum sonuçlanmadan işgalin gerçekleştiği hikayesini biliriz uzatmaya gerek yok.
    _off topic mode: off_
    birleşmenin ardından kurt tutuklanmış ve büyük savaş boyunca çeşitli almanya hapishanelerinde misafir edilmiştir. infaz edileceği 1945'in son günlerinde müttefikler tarafından kurtarılmış, abd'ye yerleşmiş ve üniversite hocalığı yapmıştır.
  • selefi engelbert dollfuss gibi bir faşist olmasına rağmen, faşistlerin şahı hitler'e karşı uzun süre direnmekten de geri durmamış.
    kızıl elmayı büyük birleşik almanya olarak tahayyül eden naziler ve de hitler, avusturya'yı açıktan tehdit ediyor, ancak kurt schuschnigg alttan alıp hitler'e karşı özenli davranmaya çalışıyordu. nitekim hitler'in gazını alacağını umarak görüşme talebini iletir ve ikili 12 şubat 1938'de avusturya sınırına yakın bir yer olan berchtesgaden'de buluşurlar. buluşmaya iki generaliyle gelerek asıl amacının avusturya'yı işgal olduğunun altını çizen hitler, dollfuss döneminde başlayıp schuschnigg tarafından da devam ettirilen avusturya nazi partisi'ne yönelik kısıtlamaların kaldırılmasını ve en az üç bakanlığa nazilerin atanmasını, aksi halde cuma'yı viyana merkez camiinde kılacağını söyler. aslanım schuschnigg bu tehditlere kulak asmaz ve bütün talepleri reddeder; de nereye kadar? karşında koskoca hitler var! hitler tehditlerin dozunu artırınca schuschnigg havlu atar ve avusturya nazi partisini yasal saymayı, hapishanelerdeki nazi siyasi mahkumlarını serbest bırakmayı ve nazilere iki bakanlık vermeyi kabul eder. bunca tavizin hitler'i ve nazileri teskin edeceğini düşünen schuschnigg yanılmıştır: avusturyalı naziler hitler'in desteğiyle iyice gemi azıya alır ve seslerini daha da yükseltmeye başlarlar. kurt schuschnigg ise en iyi savunma hücumdur deyip cesur bir hamle yapar: referandum.
    hitler'le buluşmalarından tam bir ay sonra 13 şubat 1938'de alınan bu referandumda oylamaya sunulacak olan husus şudur: avusturya özgür ve bağımsız bir ülke olarak kalsın mı kalmasın mı? bu basit sorunun cevabının "evet, kalsın" olacağını bilen hitler deliye döner ve merzifonlu kara mustafa paşa öncülüğündeki yeniçeri ordusunu viyana istikametine yönlendirir. dahası isteklerini arka arkaya sıralar: referandumun iptali, kurt schuschnigg'in şansölyelikten istifa edip yerini avusturyalı nazi arthur seyss-inquart'a bırakması. aksi takdirde bir gece ansızın 81 düzce 82 musul 83 viyana.
    schuschnigg'in bu kabadayılık karşısında içeride yapabileceği bir şey yoktur ve gözünü dışarıya, daha önce avusturya'nın bağımsızlığını destekleyen ingiltere ve italya'ya çevirir. lakin kapı duvardır; her iki ülkeden de ses çıkmaz. yalnız kalan schuschnigg, 11 mart 1938'de istifa eder ve böylece avusturya'daki schuschnigg dönemi kapanır.
    peki bütün istediklerini alan hitler ikna olup rahatlamış mıdır? elbette hayır, şansölyenin istifasının ertesi günü avusturya'yı işgal eder! şansölyelerini istifa ettiren ve dahası ülkelerini işgal eden nazi faşistlerine karşı avusturyalılar direnişe geçer! babayı geçer! bırak direnişi, gerçekleştirdiği anschluss'a karşı öfkeli kalabalıklarla karşılaşacağını sanan hitler'i bile şaşkınlığa uğratacak şekilde esnafından, üniversite hocasına kadar gamalı haçlarını sallayan çoşkun bir kitleyle karşılaşır. 12 mart sabahı sınırı geçen hitler önce doğduğu köye, braunau am inn'e, ardından 120.000 nüfuslu linz'e giren hitler'i burada "heil hitler" çığlıklarıyla ve horst wessel lied marşıyla 100.000 kişi karşılar. karnavalın büyüğü ise ertesi gün, 14 mart'ta ikindi vakti gerçekleşir: heldenplatz'daki halka sesleniş konuşmasına 200.000 kişi katılır, ki viyana tarihindeki en büyük kalabalıktır bu. daha bir kaç gün öncesine kadar bağımsız avustruya için kanlarını dökmeye hazır olan, şansölyeleri schuschnigg'i destekleyen (örn. nazi işgalinden bir gün önce avusturya'nın en büyük gazetelerinden reichpost , schuschnigg'i desteklerken iki gün sonraki başyazısında şunları yazar: "adolf hitler'in dehası ve kararlılığı sayesinde, tüm almanların birleşmesinin saati geldi") insanların bu gerçekleştirdikleri "tarihin en hızlı ve tam teşekküllü kitlesel dönüşümlerinden", hadi nesneyi adıyla çağıralım, yavşaklığından biridir.
    tabi yavşaklığın en büyüğü -çoğunlukla olduğu gibi- din adamlarından gelir: viyana başpiskoposu kardinal theodor innitzer, hitler'in ve nazilerin gelişi şerefine bütün katolik kiliselerine "hoşgeldin ya şehri faşist" mahyaları, nazi bayrakları astırır, çanların çalmasını emreder. bir zamanlar şehirdeki yahudi cemaatine arka çıkan, onları savunan kardinalin bu dönüşü çarpıcıdır. "avusturya katolikleri, bu önemli günde heybetli reich'in kollarına geri döndüler ve imparatorluğun en hayırlı evlatları olacaklar" şeklindeki sözleriyle hitler'i karşılar ve hem kişisel hem de avusturya katoliklerinin sadakatini sunar. zorunlu bir bakınız vereyim tam bu noktada (bkz: alçaklığın evrensel tarihi)
    kardinalle birlikte 200.000 avusturyalının hitler'e kucak açtığı o günün (14 mart) gecesinde viyana çeteleri sokağa çıkıp "yahudilerin canı cehenneme! heil hitler! yahudileri yok edin" diye bağırarak yahudileri dövmeye, mallarına zarar vermeye başlarlar. ilerleyen günlerde sokakta rastladıkları yahudileri dizlerinin üstüne çöktürüp caddelerdeki ilhak karşıtı yazılamaları sildirirler, yahudi dükkanlarına jude (yahudi) yazarlar, davut yıldızıyla işaretlerler.
    avusturyalıların nazilere yönelik bu sempatisi bir tarafa, yahudilere yönelik vicdansızlığı çarpıcıdır; alman bir piyade eri için bile: "viyanalılar, almanların bu güne kadar başaramadığı işi bir gecede becerdi. avusturya'da yahudileri boykot etmek için insanları örgütlemeye ihtiyaç yok; insanlar bunları kendi kendilerine başlattı."
    hitler'den kaçıp 1933'te avusturya'ya taşınan oyun yazarı carl zuckmayer'in otobiyografisinde anlattıkları ise daha da fenadır:
    "hades kapılarını açmış, en alçak, en adi, en korkunç cinlerini kusmuş gibiydi. hayatımın akışında, insanların yaşadığı dizginsiz dehşeti ve endişeyi gördüm. birinci dünya savaşı’nda on-on beş çarpışmaya katıldım; toplu taarruzları, gaz bombası saldırılarını, tepe taarruzlarını yaşadım. savaş sonrası dönemin karmaşasına, bastırılan isyanlara, sokak çatışmalarına, mitinglerdeki ağız dalaşlarına tanıklık ettim. 1923'te münih'te hitler’in başarısız darbe girişimi sırasında olayları izleyenler arasında ben de vardım. berlin'deki nazi yönetiminin erken dönemini gördüm; fakat bunlardan hiçbiri, viyana'daki o günlerle kıyas kabul etmez. viyana'da dizginleri serbest bırakılan şeyin, almanya'da iktidarı elinde tutmakla hiçbir ilgisi yoktu... viyana’da zincirlerinden sıyrılan şey, hasis, kıskanç, acı, kör, habis bir intikam arzusunun seliydi… tüm iyi içgüdüler susturulmuştu… sadece uyuşuk kitleler zincirlerinden boşanmıştı… bu güruhun cadılar bayramı yaşanıyordu sanki. insan olmanın kıymetini oluşturan her şey ayaklar altına alınmıştı."
    sonrası için (bkz: kristallnacht)

    not: işbu entry, ilk bakışta hayli alakâsız gibi görünen bir kitabın (bkz: belleğin peşinde) yahudi yazarı eric r. kandel'in, "yeni bir zihin biliminin doğuşu" için kendi belleğine inip çocukluğunun geçtiği viyana'yı anlattığı bölümü kaynak olarak kullanmıştır.
  • 24 şubat 1938 tarihinde nazilere karşı yaptığı konuşmada:

    "avusturya halkının tek iradesi ve liderlerinin değişmez görüşü avusturya'nın her ne pahasına olursa olsun avusturya'da kalması gerektiğidir. ölene kadar - kırmızı, beyaz, kırmızı (bayrağa atıfta bulunarak) - avusturya!"

    sözünü söylemiş kişi.
hesabın var mı? giriş yap