• anlamak, idrak etmek. ornek:
    "-bu kiz gene polinomlari kavrayamami$..."
  • bir nesneyi tutmak, surtunme kuvvetine dayali olarak hakim olunabilir $ekide temas saglamak.
  • (bkz: kavrama)
  • akıl ile tutmak. düşerken...
  • en güzel kullanımı "boku yedik" manasındaki "aha şimdi kavradık"tır.
  • "anlamaktan sonra gelen bir hal vardı: kavramak."

    (bkz: bilge karasu)
  • "sahip olmadığın şeyi, terkedemezsin."

    anlamak için durmak gerekir, hemen her dilde anlamak fiili içerisinde "durmak, duraksamak, sabit kalmak" fillerini barındırır şekildedir. günümüz lingua francası ingilizceden "under-standing" de buna güzel bir örnek.
    bizim türkçemizde yine aynı şekilde anlamak için "an"-lamamız gerekir, anı sabit tutmamız gerekir. bir heidegger tabiri ile tarif edecek olursak,"artık değil" ile "henüz değil" arasında durup bakmamız gerekir ki, her babayiğidin harcı değildir.

    anlamak filli beri de dursun romalılar, kavramak fiili; ben-i ademin aklının gösterebileceği en muhteşem şaheseridir. eğer "anlamak" fiili, eşyanın hakikatine parmak uçları ile dokunmak ise, "kavramak" fiili için avuçlamak tabirini kullanmamızda sakınca yoktur. avuçlayabildiğimizi hissederiz, emin oluruz; onunla ilgili kaygı ve endişelerimizi , "ilgimizi" kaybederiz.
    hiçbir bilim adamı yoktur ki kavradığı bir konu hakkında oturup araştırma yapabilsin ; çünkü insan kalbi(aklı değil), kavradığını terkeder.

    bu yüzdendir ki, parmak uçlarımızla dokunduğumuzda bizde heyecan uyandıran insanları; aklımızla kavramaya çalışmayalım.evlenmeden(kavramadan) evvel birbirlerine büyük heyecan duyan niceleri olmuştur ki kendileri bir psikologun kanepesinde, sönük ateşten ve küllerden bahsederken bulmasın.

    peki romalılar, neyi kavramakla uğraşmalı? elbette kavramanın kendisini icra eden "aklı" kavramaya çalışmalıyız.
    ne varsa akla dair; önce anlamalı, ötesinde kavramlara döküp kavrayacak duruma gelmeliyiz.
    peki neden aklı kavramalıyız?
    cevabı ilk cümledeki alıntıda vermiştim zaten; elbette aklı terketmek için.

    peki neden aklı terketmeliyiz?
    bundan sonrası ancak talep eden olursa yazılmalı...
  • kavrayıp anlamayınca, herkes kendi inanmaya yakın olduğuna inanmaya başlıyor.

    "balzac her şeyi kavramayı becerdi. bunu zola gibi önceden tasarlayamadı, romanlarının birçoğunu yazdıktan sonra bunun böyle olduğunu anlayabildi." kemal tahir - notlar (sanat - edebiyat 2)

    "doğa/tanrı'yı olabildiğince az yanılarak kavramak da yaşama çabamızın sevince dönüşmesi için zorunludur." çetin balanuye - spinoza'nın sevinci nereden geliyor

    (bkz: kavrama)
    (bkz: kavzamak)
    (bkz: hapazlamak)
    (bkz: avuçlamak)
    (bkz: geç intikal)
  • anlamaktan sonra gelen hal.

    anlamaktan sonra gelen bir hal vardı: kavramak. anladığının bütün ağırlığını beyninde duymak, ellerinde, kollarında, damarlarında duymak.*
  • ben tablo olarak görürüm kavramayı. kavramak için önce arkaya boyanmış bir kaba taslak atarım. temel ve duyma bilgilerdir bu. sonra taslağı çizerim. bu kitaplar, makaleler, görüntüye dayalı bilgi aktarım yolu vs olur. en sonda yüzleri elleri ve ayrıntıları çizmeye başlarım. bunlarda ileri bilgiler olur. böylece soyut olarak konuyu görebilirim. bu sayede orada dolaşabilir yorum yapabilir ve konu hakkında konuşmaya kendimi yetkin hisseder ve konuşurum. yoksa içi boş bir ev olur ve konu hakkında konuşmaya çalışmam. bir soruyla kolaylıkla yıkılır. konuyu iyi bilmeyi. birisi veya bir şey için yapmam. bundan haz duyar ve kendime yeni bir alem yaratırım. oranın duygusu ve bilgisi beni var eder keyif verir. bu tablolar zamanla toplanıyor. ve bir gün inanıyorum. soyut galerimde onlara genişçe bakabilecek ve onları bileştireceğim. bilgi o yüzden değerli benim için bir keyif kaynağı, bir varlık enerjisi.
hesabın var mı? giriş yap