• refik halit karayın romanı.
    nur baba, bektasiler arasinda bir genc kizeserleri gibi... tasavvufi hayatın 'sırlı' ve içe kapanık dünyasını faş etme iddiasındaki; menfi, hatta saldırgan eserlerden.
    romanın kahramanı, son derece zarif ve avrupai görünümlü bir seyhtir. bu karizmatik seyh, hanım müridanıyla beraber, mistikbir dekor içinde sefahet dolu bir ömür sürmektedir. derken, gözüne kestirdiği bir genç kızdan yüz bulamaz ve olaylar gelişir...
    epiküryen yazarımız refik halit, bu romanın bir başka kahramanıdır: malum şeyhin eski ahbabı ve gerçek yüzünü bilen bir muhalifi olarak; şeyhin hayatına duyduğu; hayranlık ve kıskançlıktan kendini alıkoyamaz. ve yazarın kendine çizdiği bu portre, romanı; başındaki 'gerçek olaylara dayanmaktadır' mealindeki girişten çok daha inandırıcı kılmaktadır.
    roman, iki bölüm halinde tasarlanmıştır. ilk bölümde tekke hayatına ve tarikatlara dair ağır ithamlarda bulunan yazar; ikinci bölümde daha insaflı, hatta kimi yerde öven bir tavrı da benimser. enfes 'refik halit türkçesi' ile kaleme alınmış eser, bir çırpıda okunacak bir sürükleyiciliktedir.
  • üstadın elinden kötü bir iş çıkmadığının bir başka örneği elbet bu roman.

    vakti zamanında (1940'lı yılların başı) vuku bulmuş, lakin üstü örtülmüş hakiki bir hadiseye dayandırılan olay örgüsü gayet iyi işlenmiş, karakterler (şeyh baki, neşide, süha kalenderli ve diğerleri) olanca derinlikleriyle yerli yerine bihakkın yerleştirilmiş, ana mesele, 'karı kız peşinde koşan yaşlı bir din sapkınının maceraları' gibi değil de, her yönüyle sıkı bir değerlendirmeye tabi tutularak gözler önüne serilmiş, karakterler, 'iyinin' ve 'kötünün' kuru birer temsilcisi olmaktan ziyade, oldukları, olabildikleri hal ne ise öyle anlatılmış, anlatırken, (özellikle delibozuk süha kalenderli bölümlerinde) mizahtan, hicivden latif örnekler sunulmuş... daha ne olsun?

    bitirirken, yayıncısı inkılap kitabevi'ne, üstadın külliyatını yayımlamakla ne güzel bir iş yaptıklarını söylemeyi unutmadan, elimdeki 2009 baskısında denk geldiğim bir tuhaflığı da kendilerine bu vesileyle iletmiş olayım: tamam, eski dilde geçen birtakım sözcük ya da kavramların bugünkü karşılıklarını dipnot halinde veriyorsunuz, amenna. fakat efendim hintli örtüsü sari'nin geçtiği sayfanın (244) dibine de 'sari: bulaşıcı' açıklaması konmaz ki!..
  • refik halid karay'ın tam bir türkçe cambazı olduğunu keşfettiğim kitaptır.
hesabın var mı? giriş yap